Ben kardelenler arasında sırıtan kimliksiz ot
Sen ayçiçeklerinin yüzünü döndüğü güneş
Ben yol boyunca uzanan gri sıkıcı bariyer
Sen vadinin ardında ilk defa görülen deniz
deniz tekin- bende bir problem var
---
Her yeni gün, yeni sayfalar demekti ve yeni sayfalar bir şeyleri kurtarabileceğine dair umutlar barındırırdı. Gözlerimi yatakta araladığımda birkaç saniye kendime gelebilmek adına tavanla bakıştım. Kendi odamda olmadığımın bilincinde ayaklandığımda gecenin anıları zihnime doldu. Bir elim saçlarımı düzeltirken içeriden gelen kahkahalarla ayaklandım. Hyunglar çoktan kahvaltıyı hazırlamış olmalıydı.
Dün uyumadan önce kendime artık Junmyeon hyung'dan uzak duracağıma dair söz vermiştim. Kendimi ondan çekecek ve onu sadece bir lider olarak takip edecektim. Bir abi gibi. Bu düşünce şuan suratıma soğuk suyu çarparken bile canımı yakıyor olsa da başka türlü onu atlatamazdım. Üstesinden gelemiyordum, kalbimin sıkışmalarını durduramıyordum. Dün Yixing ge bile ne halde olduğumu görmüştü, benim için endişelenip durmalarına izin veremezdim.
Havluyla yüzümü kuruladıktan sonra adımlarımı mutfağa yönelttim ve gördüğüm sarışınla havlunun elimden düşmesine engel olamadım.
Yurda mı getirmişti şimdi de bu kızı? Neydi adı? Sungo muydu Sunghe miydi? Şok olmuş suratımla kıza bakarken Jongdae hyung beni fark etmiş olmalı ki hemen ayaklandı ve bana doğru bağırdı.
"Sehun'ah bak, Junmyeon'un kuzeni Sunghe'yle tanış!"
Masadaki Junmyeon dahil tüm yüzler bana çevrildiğinde Sunghe'yle göz göze geldik. Sevimlice gülümsüyordu ama beni görünce suratı ciddileşmişti. Kuzeni olması kalbimi rahatlatırken boğazımı temizledim, üzerime düşen taşlardan kurtulmuştum sanki. Junmyeon ciddi bir şekilde beni izliyorken kafamla selam verdim.
"Memnun oldum Sungo-shi."
Herkes kahkahalarla gülerken Junmyeon'un gözleri kocaman oldu, Sunghe ise bariz bir şekilde bozulmuştu.
"Sungo değil adım, Sunghe."
"Tamam yahu, kızma Sungo-shi."
Rahatlamış olsam da dün onun yüzünden mahvolmuştum ve ona kolay kolay yanaşacağımı sanıyorsa büyük yanılıyordu. Suratımı büzüştürüp masada Jun'a en uzak yere, Chanyeol'un yanına oturdum ve böylece kalabalık bir şekilde kahvaltı ettik. Kahvaltıdan sonra zamanın nasıl geçtiğini asla anlamazdım zaten. Bu sefer de öyle olmuştu. Hemen SM'e pratiklere gitmiştik.
Meğerse bu Sungo denilen kız aslında yurtdışındaymış, acil gelmesi gerekince Junmyeon ailenin en saygılı evladı olarak ona bakma sorumluluğunu üstlenmiş. Bunu dün söyleseydi belki her şey daha kolay olabilirdi. O yüzden ona kızgın hissediyor ve kızgınlığımın dans ederken haraketlerime yansımasına engel olmuyordum.
Dün gece verdiğim kararın da arkasındaydım. Sungo olmasa bile başka bir kız onu elimden alacaktı, o halde daha ne kadar arkasından kahrolmaya devam edebilirdim? Asla benim olmayacak bir aşkı gömmeli, üzerine çiçekler yetiştirmeliydim. Belki başka kimseye aşık olamazdım ama viviyle yaşlanabilirdim değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kim Junmyeon'a Aşık Olmak
Short Story"Çünkü sokaklar, şehirler, ülkeler boyunca kaçsam bile kurtulamıyorum. Nereye gidersem gideyim, kalbimin bir köşesinde benimle geliyorsun. Seni birazcık unutmak için alkol alıyorum, daha çok beliriyorsun. Senden vazgeçmek istiyorum, bana gülümsüyors...
