özel bölüm

1.2K 109 55
                                    

In your eyes, I'm alive
Inside you're beautiful
Something so unusual in your eyes
I know I'm home 

---

"Oldu olacak, sevişiyoruz falan da deseydin." dedi Kyungsoo hyung kafasını onaylamaz bir şekilde iki yana sallayarak. Japonya konserinin sonunda, tatlı bir yorgunlukla dinlenme odasındaydık. Masalardan birinin üzerinde oturuyor ve ayaklarımı sallandırıyordum. Kyungsoo hyung hem etrafı topluyor hem de beni azarlıyordu. Fakat o kadar aşığım ki, azarlar kulağıma ninni gibi geliyor.

"Hyung, abartıyorsun. Alt tarafı Junmyeon hyungu yanağından öptüm."

Kyungsoo hyung gözlerini devirdiğinde yaramazca sırıttım. "Dudaklarına eğildiğini tüm dünya gördü maknae."

Bazen tutamıyordum kendimi işte ne yapayım? Bunu nasıl açıklayabileceğimi hala bilmiyordum çünkü bazen kendime bile açıklayamıyordum. Hala bazı geceler Junmyeon'un sevgilim olduğunu gördüğüm bir rüyada sanıyorum kendimi. Sanki O da hissediyor, eli yanağımda öylece öpüyor beni. Gecenin üçü veya sabahın altısı olması önemli değil. Çünkü biliyordum, ah hem de çok iyi biliyordum ki gerçek aşk söz konusu olduğunda ne saatin ne de mekanın önemi kalırdı. Hem bu öpücük bana avantaj dahi olmuştu.

"Jongdae hyungla girdiğim iddiayı kazandım en azından. Junmyeon hyungnim beni bir iki azarlar sonra yine yata--"

"O cümleyi bir tamamla da kafanı kırayım senin."

Kyungsoo'nun penguen ifadesine ve kızarmış yanaklarına bakıp kahkaha attım, şimdi üyeler yavaş yavaş üzerini değiştirmiş ve tekrar dinlenme odasına gelmeye başlamışlardı. Her gelen EXO üyesi bana sırıtarak baktığında aslında gülmemi falan bekliyorsunuz biliyorum ancak onlar böyle sırıtıyorsa Junmyeon beni azarlamaya geliyor demek oluyor bu. Hain hyunglar.

Masadan sessizce atladım ve odanın ikinci kapısından kaçmak için yöneldim. Lider hyungun azarına yakalanmadıysanız bilmezsiniz tabi, sevgilisini bile azarlıyor.

"OH SEHUN SAKIN KAÇAYIM DEME!"

"HYUNG SOR BİR PİŞMAN MIYIM SOR!"

Tüm oda kahkahalara boğulurken ikinci kapıdan hızla çıktım ve arkamdan gelen kahkaha ve koşma seslerine aldırmamaya çalışarak konser alanının dar koridorlarında koşmaya başladım. Fanlar çoktan alanı terk etmişti ve çalışanların olduğu ekiple beraber bizden başka kimse yoktu. Onlarla da aile gibiydik, yıllar boyunca beraber olmanın getirilerinden biri de buydu.

Aslında oldukça hızlı ve şekil bir şekilde koşuyordum ancak ayağımın takılmasıyla yalpaladım ve yeri tam anlamıyla öptüm. Junmyeon beni hemen kolumdan kavradı ve yavaşça doğrulmamı sağladı. Suratında benim için endişelendiği bariz belliydi ve sanki demin beni neden kovaladığını bile unutmuştu. İstemsizce gülümsedim, Kim Junmyeon'a deli gibi aşıktım, eh o da bana.

"Bir yerin acıyor mu Hun?" diye sordu ilgiyle.

"Hyung seni öptüğüm için pişman falan değilim." dedim kararlı bir şekilde. Junmyeon gülümsedi, güneş böyle doğuyormuş demek ki diye düşündüm.

"Onun için mi seni kovaladığımı sandın?" diye sordu gözlerini devirirken. Benimle beraber yere oturmuştu. Dar koridorların birinde, sanki oturacak hiç yer yokmuş gibi dip dibe oturuyor ve konuşuyorduk.

Kim Junmyeon'a Aşık OlmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin