giriş

2K 174 44
                                    

Whatever this world can give to me
It's you, you're all I see
Ooh, you make me live now, honey

---

Kafamda konserde söylediğim şarkılar dolanıyorken belime koyduğum yastıklarla büyük üç kişilik koltukta rahatsızca kıpırdandım. Bir sürü çalışanın dolandığı büyük ve geniş dinlenme odasında kimin nereye yığıldığı pek belli değildi. Her konser sonrası kendimizi atabileceğimiz bir yer bulur ve dakikalarca dinlenir, daha sonra ise Junmyeon Hyung'un odasında içmek için yurda dönerdik. 

Ah, Junmyeon Hyung. 

Ayaklarım önümdeki sehpanın üzerine uzatılmış bir şekilde koltukta oturuyorken kafamı yasladığım yerden kaldırıyorum ve onu izlemeye kaldığım yerden devam ediyorum. Saçlarımın terden sırılsıklam olması veya belimin dans ederken yaptığım ters hareketten dolayı ölümüne ağrıması pek umurumda değil. Çünkü onu izliyorum, herkes dinlenirken bile etrafta koşuşturmasını izliyorum. Üzerinde benim tişörtlerimden biri var. Bu beni delicesine heyecanlandırırken onun için oldukça normal bir durum. Bilmiyor, kalbim karıncalanıyor. Üyelerle tek tek ilgilenmesini izlerken birden beni fark edip gülümsüyor.

Gülümseme hyung, bende başlayan yangını körükleme yalvarırım.

Yanıma çöken Baekhyun hyungla bakışlarımı ona çevirdim. 

"Sonunda ona itiraf etmeye karar verdiğinde hepimiz dede olacağız diye korkuyorum." 

Gözlerimi deviriyorum ama Baekhyun hyung tepkilerimin her birine alışkın, takmayıp kafasını omzuma yaslıyor. 

"Beni çocuğu olarak görüyor bile olabilir. Bana farklı bir ilgisi olsaydı bir an bile düşünmezdim." diyorum ama sesimdeki kırgınlık öylece havada süzülüyor sanki. Diyorum ya, kalbimde büyük bir yangın var. Ne zaman oldu bilmiyorum sanki onu ilk gördüğümde de çarpılmıştım. Ona baktığımda parmak uçlarım ona dokunmak için karıncalanıyordu. 

Bu sırada diğer yanıma Chanyeol hyung oturuyor.

"Bunu asla bilemezsin." diye mırıldıyor. Elini omzumun üzerinden Baekhyun'un kafasına uzatıp saçlarını dağıtıyor. Bari maknae önünde flörtleşmeyin,tch.

"Aynı gruptayız, aramızın garip olmasını göze alamam. Bana yabancı bakarsa... bana yabancıymışım gibi bakarsa kahrolurum."

Neredeyse fısıldayarak söylesem bile cümlelerim ortamda bomba etkisi yaratmış, üçümüz de büyük sessizliğe düşmüştük. Onu kaybetmeyi göze alamam diyorum kendime defalarca. 

Bakışlarımı dinlenme odasının kapısına çeviriyorum, Junmyeon bana doğru geliyor. 

"Hala duş almadın mı sen?" 

Sesi şefkatli ama. Kolay kolay tam anlamıyla kızmaz, ki kızdığında ortamdan kaçmayı öneririm. 

"Yorgunum hyung, alacağım." diyorum. 

Elini elime sarıp beni ikilinin ortasından kaldırıyor ve odasının kapısına doğru sürüklemeye başlıyor. Elimin içindeki avucu ne kadar da yakışıyor oraya diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bana en yakışan sensin diyemiyorum. En çokta bu yüzden kızıyorum kendime. 

"Güzelce duşunu al, daha sonra beline krem sürelim." 

Gülümsüyorum, beni izlemiş. Belimi incittiğimi fark etmiş. O bunu sadece liderlik iç güdüsüyle yapsa da tekrar sarmaşıkların kalbime dolanmasına engel olamıyorum.

 Ama duş alırken ve su öylece saçlarımdan, omuzlarımdan akarken yine tüm hüzün beni sarıyor. Bir elim fayans duvara yaslanmış, biraz nefes almak için çırpınıyorum. Bir sürü oksijen var ama biri bile beni rahatlatmıyor. 

Ne yapacaksın Oh Sehun? Daha ne kadar ona aşık olarak acı çekeceksin? 

Yn: Bayadır SehunxSuho ikilisi yüzünden feels krizlerine giriyorum ajdhsjdh O yüzden yazmayı çok istedim, umarım beğenirsiniz💜💜💜

Kim Junmyeon'a Aşık OlmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin