3. Bölüm: Eski Sevgili Vakası

117 22 27
                                    

Niye bunca zamandır yeni bölüm yayınlamadığımı bilmiyorum. Sanırım yazmaya ve okumaya kendimi o kadar kaptırmışım ki unuttum :D

Neyse, bu bölüm biraz hüzünlü oldu, gülmeyebilirsiniz.

Bölüm parçası: Pera-Sensiz Olmaz

Keyifli okumalar...

"Bizimle kantine gelmek ister misin?"

Sürekli sırıttığımızı fark edip, geliş amacımı unutmak üzereyken, ucuz yırtıp konuya daldım. Çünkü pişmiş kelle gibi birbirimize bakıp sırıtıyorduk sadece. Bu çok saçma.

"Teşekkürler. Ben sınıfta kalıp kitap okumak istiyorum. Aç değilim zaten. Size afiyet olsun."

Ya, ama neden ya? Ne güzel kaynaşırdık, azıcık sınıfa alışırdın hem. Ama beyimiz çok asosyal. Hem bu kadar yakışıklı olup hem de bu kadar asosyal olması iyi bir şey değil. Yazık o güzelim karizmaya.

"Tamam, ama eğer fikrin değişirse, kitap okumaktan sıkılır veya acıktığını fark edersen kantinde veya bahçede bulabilirsin bizi." dedim ve cevap vermesini beklemeden bizimkilerin yanına gittim.

Dilan'ın koluna girip, sorar bir şekilde bakan beş çift göze aldırmadan onu sınıftan dışarıya sürükledim. Diğerleri de bizimle geldi tabii.

Hepsinin duyabileceği bir şekilde, "Bizimle gelmek ister mi diye sordum ama sınıfta kalıp kitap okuyacakmış." dedim. Kendimi grup lideri falan gibi hissettim. Bu ne ya? Çocukla hep ben konuşuyorum.

Özkan'ın sert bakışları Mars'ı çağırdığım için beni pişman etmeye yetse de, diğerleri umurlarında değilmiş gibi davrandı. Biraz olsun rahatladım, sanırım.

***

Yemek yeme işini her zaman çabuk halletmişizdir. Özkan ve Yalın sıraya girip, -daha çok sırayı yarıp öne geçerek- hemen yiyeceklerimizi alırlar. Biz kızlar da masa bulma görevini üstleniriz.'Sadece bir masayı bu kadar kız mı buluyor?' diye sorabilirsiniz. Masayı bulmak kolay ama sandalyeler...

Kübra bulduğumuz masanın başında bekler. [Allah korusun kaçırırlar falan, dikkat etmek lazım aksdghfahkbf :D] Dilan, Büşra ve ben de dağılıp, boş bulduğumuz sandalyeleri kapıp Kübra'ya emanet ederiz. On iki sandalye bulmak kolay değil tabii.

Cihan ve Eyşan da bizimle yer. Yanlarında, dört adet de kendi sınıflarındaki arkadaşlarını getirirler. 1 metrekarelik kare bir masaya on iki sandalye. Sürü gibi mübarek! Ama bu durumdan şikayetçi değilim, hepsi de birbirinden iyi ve eğlenceli insanlar.

Eyşan, Cihan, Merve, Tolga, İlayda ve Samet de geldiğinde ekip tamamlandı. Bu ekiple rahat rahat banka soyarız aslında. Güzel fikir ama biz terbiyeli çocuklarız.

Yalın ve Özkan ikişer tepsiyle yanımıza geldiğinde herkes yerleşmişti. Tepsileri masaya koydular. Her savdviç ve hamburgerin paketi farklı renkte olduğundan ayırt etmemiz kolay oluyor.

Normalde tepsi verilmiyor fakat bizim geniş aile için tepsi lazım. İki kişinin 12 hamburgeri taşıması, tepsi olmadan pek de kolay değil.

Specialim olan vejeteryan hamburgerim yenmek için beni bekliyordu. Kırmızı-beyaz çizgili paketi alıp hamburgerimi yemeye başladım.

Yemek yerken kimse konuşmaz. 5 dakika içinde yemeğimizi yeriz ve daha sonra sohbete başlarız. Rutin yaptığımız birçok olaydan biri de bu.

Tolga ve Samet çöpleri toplayıp, çöpe attı. Her zamanki gibi.

TON FARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin