Ben genelde böyle uzun yazarım şimdiden söylemiş olayım. Okursanız eğer oy vermeden gitmeyin lütfen, harcadığım saatler için en azından. İyi okumalar!
---
Kan.
Kokusunu keskin bir şekilde alabildiğim sıvı kesinlikle kandı. Etrafıma bakındım. Gündüzün geceye dönüştüğü zamana yakın bir karanlık vardı gökyüzünde. Soğuktu. Aniden titredim."İris abla."
Ses sanki beynimin içinde yankılanmıştı. Çok, yakındı. Endişe içinde kafamı sağa sola çevirdim. Nerde olduğumu anlamama yardım edecek en ufak bir şey bulmak umuduyla her yere baktım. Ölümcül bir sessizlik hakimdi etrafta. Adımlarımı hızlandırdım, neredeyse koşuyordum.
"İris abla iyi misin?"
Duru?
Bana seslenen Duru'ydu. Ama sesi çok boğuk geliyordu. Ona ulaşmak umuduyla koşmaya başladım. Koşarken bir yandan Duru'nun adını haykırıyordum. Ne bulmayı beklediğimi bende bilmiyordum ama sadece onu bulmam gerektiğini hissediyordum.Sağ bileğime korkunç bir acı saplandı. Biri tırnaklarını etime geçirmişti sanki. Ama bu lanet yerde benden başka kimse yok gibiydi. Acı içinde bileğimi tuttum. Geriye doğru birkaç adım atmaya başladım. Aniden aynı acı karnıma saplandı. Çığlık attım bu sefer. Bu acı çok, fazlaydı. İkinci bir çığlık içinde dizlerimin üzerine çöktüm. Iki elimle karnımı sararken sıcak bir sıvı hisettim ellerimde. Sol elimle karnımı tutmaya devam ederken sağ elimi kaldırıp parmaklarıma bulaşan sıvıya baktım.
Kan.
Bütün elime yayılmıştı çoktan. İşte o an korktuğumu iliklerime kadar hissettim. O an aklıma sadece annem geldi. Oda mı böyle hissetmişti? Beni doğururken oda mı böyle acı çekmişti, oda mı böyle korkmuştu? Tiksindim. İğrendim kendimden. Onun için ölümü olmaktan ileriye gidememiştim."İris abla uyan artık!"
Şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Ilk birkaç saniye nerde olduğumu kavrayamadan boş boş tavana baktım. Evdeydim. Yatağımdaydım. Kafamı yana çevirdiğimde bana korkuyla bakan bir çift göz gördüm. Duru. Küçücük elleriyle bileğime öyle bir yapışmıştı ki moraracağına emindim. Demek bu yüzden rüyamda kolum acımıştı. Sertçe yutkundum. Terden saçlarım sırılsıklam olmuştu.
"Iyiyim bitanem sadece bir rüyaydı."
Duru'yu kollarımın arasına aldım. Yataktan kalmamayacak kadar çok başım ağrıdığı için su içmeye gidemezdim. Terden ıslanan saçlarımı başımın üzerinde bir araya getirdim. Birkaç saniye nefes almayı unutmuş gibiydim. Hala rüyanın etkisinden çıkamamıştım.
Duru'nun nefesleri düzenli bir hal alıncaya kadar uykuma geri dönmek için çabaladım. Başımın ağrısı uyumama bile izin vermeyecek derecedeydi. Sonunda uyumak için daha fazla çabalamaktan vazgeçtim. Bana sarılmış sımsıkı tutunan küçük elleri yavaşça üzerimden kaldırdım. Yataktan sessizce kalkıp Duru'nun üzerini örttüm. Onu uyandırmamak için büyük bir çaba harcayarak dolabın kenarında duran klasik gitarımı kılıfından çıkardım. Odadan çıkarken Duru'ya baktım, hala uyuyordu. Yavaşça kapıyı kapattım.
Ne zamandır tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim. Ne rüyaydı. Ilk kez bir rüyadayken gerçekten korktuğumu hissetmiştim. Salona gelip etrafa bakındım. Sessizdi. Herkes uyuyor olmalıydı. Boğazımdaki hiç gitmeyecek gibi hissettiren yumrudan kurtulmak için masanın üzerindeki sürahiden bir bardak su içtim.
Eve geri dönmüştüm. Bu gece bar açık olduğu için orda kalmam imkansızdı. Gökhan kalmam için ısrar etsede Duru'yu orda uyutamazdım, onun için fazla sesliydi. Okul ve burs işini de halletmiştim, daha doğrusu Gökhan halletmişti demek daha doğru olurdu. Yarın okula resmi olarak başlayacaktım. Gökhan'ın gereksiz ısrarları üzerine okul kıyafeti bile almaya gitmiştik. Elbetteki bir etek ve bir gömlekten başka bir şey değillerdi. Alışveriş dönüşü Duru için birkaç kreşle görüşmeye bile gitmiştim. Bir haftalık bir deneme süreci kullanabileceğimi söylediklerinde hem şaşırmış hemde sevinmiştim. En azından elime para geçene kadar Duru yalnız olmayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen (Askıda)
أدب المراهقينBİR SÜRELİĞİNE ASKIYA ALINMIŞTIR. BÖLÜMLER ÜZERİNDE DÜZENLEMELER YAPIYORUM VE BİRKAÇ BÖLÜM YAZDIKTAN SONRA DEVAM EDECEĞİM.