Bölüm 1

197 6 5
                                    

Dışarıdaki havaya göre sıcak olan odamda oturmuş, devasa penceremden manzarayı izliyordum. Kahvem ve okumaya yeni başladığım romanımda bana eşlik ediyordu. Duvarım boydan boya camdandı. Karşımda Torosların muhteşem görüntüsüyle birleşmiş kızılçam ormanları vardı. Bu manzara başka zaman olsa aşık olabileceğim gibiyken şuan hiç ilgimi çekmiyordu. Boş boş sadece bakmakla yetiniyordum. Yeni odama, evime daha doğrusu zorla yaşamam gereken yeni şehrime alışmam gerekiyordu. Çocukluğumdan beri babamın işleri nedeniyle sık sık şehir değiştirsemde son 15 yıldır İstanbuldaydık. Şirketin yeni ortakları ve işleri büyütme nedeniyle yeni açılacak şirketin başına babam tarafından gönderilmiştim. Ya da başına daha fazla dert açıp onu rezil etmemem için başından atılmış mı demeliyim? Annem her konuda olduğu gibi bu konuda da babamın ağzından çıkan her kelimeyi onaylayıp beni buraya göndermeye zorlamıştı. Şuan Antalya'nın bunaltıcı havasına tahamül ediyorsam sadece abime verdiğim söz yüzündendi.

Bugün yeni işimin başına geçmem gerekiyordu. Ne kadar patronun 'biricik' kızı olsam da işler bekletmeye gelmezdi. Son kez camdan dışarıya bakıp yavaşça giyinme odasına geçtim. Siyah dizlerimin bir karış üstünde biten etek ve beyaz fakir kol şifon gömlek giymeye karar verdim. Ayakkabı olarakta siyah stiletto giydim. Sarı düz saçlarımı düzleştiriciyle biraz düzelttim. Eyeliner,rimel ve parlatıcı üçlüsüyle makyajımıda yapıp hazır olduğuma kanaat getirdim. Siyah portföy çantama kredi kartımı ve telefonu koydum. Komidinin üstünde duran arabamın anahtarlarını da alıp mutağa indim. Yemek yemek istemediğimi anlayınca bir bardak su içip çıktım. Kapının önünde duran güvenlik görevlisi Hüseyin amcaya selam verip arabama bindim. Evet yeni çalışanlarla uğraşacağım, İstanbuldaki arkadaşlarımı özleyeceğim, monoton bir sene geçirceğim konularını düşünerek yola çıktım. Yaklaşık 15 dakika sonra şirketin önüne geldim. Arabayı hızlıca boş bir yere park edip indim. Şirkete doğru yürürken etrafımı süzmeye başladım. Kapıya yakın biryerde elinde sigarasıyla beraber hararetle karşısındaki adama birşeyler anlatmaya çalışan güvenlik görevlisine gözüm takıldı. Elli bilemedin elli beş yaşlarında göbekli, saçları ağarmaya yüz tutmuştu. Ben onu süzerken beni farketmiş ve elindeki sigarayı hızla yere atıp yanıma koşmaya başlamıştı. Yanıma ulaşınca kibarca başıyla selam verdi.

-''Hoşgeldiniz İpek Hanım, ben Mehmet babanız haber vermişti geleceğinizi sizinle bir hafta çalışmak eminim çok iyi olacaktır.'' deyince neden bir hafta çalışacağımızı anlamamıştım.

-''Hoşbuldum Mehmet Bey bende sizlerle çalışmaktan büyük bir zevk duyacağım ama neden bir hafta dediniz onu pek anlayamadım?'' diye usulünce soruverdim. Cevabı çok gecikmemişti.

-''Efendim benim emekliliğim geldi, ben yerimi oğluma bırakıyorum o sizlere hizmet etmeye devam edecek umarım size karşı mahcup olmam bu konuda.''

-''Olur mu öyle şey mahcubiyet falan, hepimiz bazı şeyleri yanlış yaparız ama sonunda o yanlışı düzeltebilmek önemli. Siz içinizi ferah tutun.'' deyip tekrar selam verdim ve içeri girdim. Bütün herkes harıl harıl çalışıyordu. Hızla danışmadaki kızın yanına gittim. Kız aval aval suratıma bakınca kendimi tanıtmam gerektiğini düşündüm.

-''Ben İpek Sargu, odamın yerini öğrenebilir miyim acaba?'' kız oldukça şaşkın duruyordu. Ne vardı bunda bu kadar şaşılacak canım.

-''Hoşgeldiniz İpek Hanım, biz sizin bu kadar hızlı iş başı yapacağınızı bilmiyorduk. Odanız bir iki güne hazır olur efendim daha düzenleniyor. İsterseniz sizi Furkan Bey'in odasına geçici olarak yerleştirebilirim. Kendisi tatildeler.'' deyince mecburiyetten kabul ettim. Daha ilk günden böyle başladıysam ileride neler olacaktı kim bilir?

Tekrar tekrar oflamaktan çenem ağrımıştı artık. Şuan ne mi yapıyorum şirketin çalışanlarının cvlerini ,inceliyorum. Tamam herkese saygılı davranmaya çalışırım, kimseyi küçük görmem ama bu kadarı da olmaz. Sinirlerime hakim olmayı deneyip sıradaki kişiye baktım.

ŞİRKET'İN KANATLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin