BÖLÜM 2

104 4 14
                                    


Kahretsin ki tam bir saattir iç mimar arıyorum. Elektrik işini halletmiştim fakat mimarlar evi kendi istediklerine göre dizayn etmek istiyorlardı. İçinde ben yaşayacaktım ama bunu pek umursadıkları da söylenemezdi. Son olarak bulduğum mimarın numarasını çevirirken telefonuma mesaj geldi.

Gönderen:05*********

''Keşke numaranı sekretere bırakacağına bana bıraksaydın. Bunu yemekte konuşuruz. ************** Sepet Sokak no:41. Yemek saati 7. Geç kalayım deme annem geç kalan bir ortak istemez ;) ''

Hah! Oldu paşam. Yömök söötö yödö. Saat daha 17.53'tü neyseki. Ne!! Eyvah daha mimarı arayıp işyerine görüşmeye gitmem gerek, daha sonra eve gidip hazırlanıp Bay Öküzlere. En geç 20.00'a kadar ancak bu dediklerimi halledebilirdim. Mimar işini yarına bırakmaya karar verip hızla eve gittim. Üzerimdekilerden kurtulup dolaba doğru ilerledim. En sevdiğim siyah mini göğüs dekolteli elbisemi aldım. Ayakkabı olarakda bordo süet platform topukluda karar kıldım. Hızla giyinip kendimi aynanın karşısına attım. Düz olan saçlarımı biraz elime düzelttim. Makyajımı da baştan yapıp bordo bir ruj sürdüm. Bordo portföy çantamı da alınca hazırdım işte. Hiç zaman kaybetmeden arabama doğru koştum. Eve gelirken adresi navigasyona tanımlamaları için güvenlik görevlilerine bırakmıştım umarım halletmişlerdir yoksa cidden geç kalacaktım. Arabama binerken görevlilerin samimi gülümsemelerinden hallettiklerini anladım. Hızla yola çıktım,neyseki çok uzak değildi. 20 dakikanın sonunda Bay Öküzlerin devasa büyüklükteki evlerinin önündeydim. Arabamı kapıdaki güvenlik görevlisine teslim edip kapıya doğru yol aldım.

Zili çaldıktan iki saniye sonra kapı açıldı.En fazla 35 yaşında olan bir kadın kapıyı açtı. Kenara çekilp beni içeri buyur etti. Çantamı yanımdaki masaya bırakıp hizmetliyi takip ettim. Kısa ve geniş koridordan geçtikten sonra neredeyse bütün şirketi içine toplayacak kadar genişlikteki salona geldik. Salon o kadar mükemmel dizayn edilmişti ki, hayran olmamak elde değildi. Ben etrafa hayran hayran bakarken dibvime kadar girmiş olan Bay Öküz'ü son anda farkettim. Fazla yakın durduğumuzu anladığımda bir adım geri çıkıp selamlaşmak için elimi uzattım.O da çok geçmeden aynı şekilde karşılık verdi. Bay Öküz'le yaklaşık 30 saniyedir el sıkışıyoruz. Ne o elimi bırakıyor ne de ben. Arkamda olan merdivenden gelen ayak sesleriyle beraber hızla elimi çekip başımı merdivenlere doğru çevirdim. Sevda teyze ve yanında saçları ağırmış fakat oldukça yakışıklı bir bey gülümseyerek yanımıza geldiler. Sevda teyze yine beni ofisteki gibi sarıp sarmaladı. Bende aynı şekilde ona sarıldım. Bu kadında değişik bir enerji vardı. Daha tanışalı 2saat henüz olmuşken sanki onu yıllardır tanıyor gibiydim. Sevda teyzeyle ayrıldıktan sonra yanındaki bey elini uzattı:

-"Merhaba, ben Hulusi Kıray. Yanımda bulunan bu güzel hanımın eşi, şu karşımda duran hıyarın babasıyım." dedi. Ayy bu amcayı çok sevdiiim.Bizim Bay Öküz bayağı bozuldu ama yazık yahuuu.Çok geçmeden bende kendimi tanıttım.

-"Çok memnun oldum Hulusi Bey, bende İpek Sargu yeni ortağınız. " diyerek kısaca tanıttım kendimi.

-"Bende memnun oldum kızım, babanla konuştuk toplantılarda zaten senin burda olman bizi çok mutlu etti. Ama bana bey falan demene gerek yok. Hulusi amca diyebilirsin." dedi. Bu ne ya amca bu öküzün senin ve Sevda teyzenin olduğuna emin misin diye sorasım geldi yeminle.

-"Peki Hulusi amca." deyip gülümsemekle yetindim. Koltuğunuz ya da sandalyeniz yok mu niye ayakta konuşuyoruz yahuu. Ayaklarım öldü valla bak ayak serçe parmağım işlevini yitirdi artık uçmuyo diye bağırıp kaçarak gidesim geldi. Sanki Sevda teyze beni anlamış gibi

-"Eee hadi ne dikiliyoruz ayakta yemeğe geçelim orda devam ederiz konuşmaya." deyip bahçe kapısına doğru ilerledi. Aynı zamanda hem onu takip ediyor hemde dinliyordum.

-"İpekçiğim, hava güzel diye bahçeye hazırlattım yemeği umarım senin için bir problem yoktur."

-"Yok Sevda teyzecim benim için hiç farketmez."

-"Tamam güzel kızım." deyip masaya oturuyor.

Hulusi amcayla masanın iki başına yerleşiyorlar. Bizde mecburen Bay Öküz'le karşı karşıya oturuyoruz. Yemek servisinden sonra sadece çatal bıçakların sesinin olduğu masadaki sessizlik sinirlerimi bozuyor. Çok şükür yarım saatin sonunda oldukça seesiz geçen yemeğin ardından bahçedeki oturma köşesine gidiyoruz. Yanımıza gelen hizmetliye kahve söyledikten sonra tekrar büyük bir sessizlik oluyor. Beni buraya tanışmaya mı çağırdılar yoksa beslemeye mi pek anlayamadım ama neyse.Hulusi amca boğazını temizleyip bana döndü:

-"İpek, kızım senin niye burdaki şirkete geldiğini biliyorum baban anlattı. Ne kadar babana katılmasamda şuan buradasın. Yanlış anlamanı istemiyorum, seninle tanışıyo olmaktan ve beraber çalışacağımızdan çok memnunum fakat ben en başından beri babanı senin düzenini bozmaması için uyardım. Keşke sözlerim havada asılı kalmasaydı baban birazcık beni dinleseydi. Ama sen sorun etme artık buradasın ve arkanda her zaman ben varıjm. En ufak bir sorunun olduğunda yardım isteyebilirsin, haber verebilirsin. Zaten Furkanla şirkette sürekli beraber olacaksınız o da sana yardımcı olur." diyiverdi. Bu adam pamuk şekerden falanmıydı acaba babam bile beni düşünmezken başkalarının düşünmesi ne kadar ağrıma gitsede mutlu olmuştum.

-"Çok teşekkür ederim Hulusi amca, bende buraya bu şekilde gelmek istemezdim ama belki böylesi herkesa için daha iyi olur. Bende en azından kendi düzenimi oturturum sonuçta burada kalıcıyım gibi duruyor." Ciddende artık düzenimi kurmam lazım.

Kahveler gelince yine bir sessizlik hakim oldu ortama. Bay Öküz koca gece ağzını açmamıştı sadece dinlemekle yetiniyordu. Sevda teyzeye mimar işini sormak aklıma geldi. Bu evin dekorasyonu beni çok etkilemişti. Mimarının kim olduğunu öğrenip evimi güvenilir birisine teslim etmek istiyordum.

-"Sevda teyzecim evinizin dekorasyonuna bayıldım acaba mimarınızın adını öğrenme şansım var mı?" diye sordum. Sevda teyze Bay Öküz'e kısa bir gülüş atıp bana döndü.

-"Furkan Kıray." dedi anlamamıştım. Bana bakıp niye Bay Öküz'e sesleniyordu ki?

-"Anlamadım ?" diyiverdim. Sevda teyze bir kahkaha atıp tekrar bana döndü.

-"Evimizin iç mimarı kızım, Furkan. O tasarladı onun zevkine göre yani. Bu daha hiçbir şey değil ki bir de onun sevini gör sen." diye devam etti. Şok olmuştum. Hulusi amcada lafa dahil olacak gibi duruyordu.

-"Hayırdır kızım ne yapacaksın sen mimarı?" diye sordu Hulusi amca.

-"Eve yeni taşınıyorum bildiğiniz üzere bende dedim ki hazır eşya falan almadım yaptırıp alıyım diyorum. Bugün öğlenden sonra bir kaç mimarla görüştüm fakat hiç içime sinmedi."dedim.

-"Kızım arama boşuna Furkan sana yardımcı olur. Hem şirkette işleri de hafifledi sen gelince. Beraber halledersiniz." dedi sayın Hulusi Bey amca. Çekinerek bakışlarımı Bay Öküz'e çevirdim. Oldukça sakin bir şekilde babasına bakıyordu. Kafasını ufak bir hareketle sallayıp onay veren mırıltılar çıkardı. Bende onun bu hareketine karşılık gülümsedim. Bugünün oldukça yoğun geçtiğini ayrıca yarında iş günü olduğunu ve saati hesaba katarsak sanırım kalkma zamanım gelmişti. İzin isteyip yavaşça yerimden kalktım. Herkes benimle beraber kalkmıştı. Sevda teyzeyle sarıldıktan sonra hayatımda bir diğer şaşkınlığı daha yaşadım. Hulusi amcada bana sarılıyordu. Aynı korumacı bir baba tavrıyla. Ondan da ayrılıp Bak Öküz'e tokalaşmak için elimi uzattım. O da bana hayatımın en şokunu yaşatıp elimden tutup kendine çekti ve sarıldı. Bende ani hareketiyle düşmemek için ellerimi beline doladım. Bir süre sonra ayrılıp kapıya doğru yöneldim. Çantamıda alıp kendimi arabama attım. Rahat bir nefes alıp evin yolunu tuttum. Cidden çok yorulmuştum. Sanırım bu daha başlangıçtı...

Veeee yeni bölüüm. Umarım beğenirsiniiiz :))

ŞİRKET'İN KANATLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin