Allie mi demiştim?

246 13 3
                                    

Arabam gerçekten çok havalı. Çok hızlı gidiyor. Ve rengi de turkuaz! Mayolarımla gerçekten uyumlu. Uyumlu olan her şeye bayılırım, bu yüzden hep uyumlu giyiniyorum.

Allie'nin evine vardım, evi ondan iyi biliyor bile olabilirdim. Beni balkondan gördü ve bağırdı:

- Yukarı geeell canım.

Başımı sallayarak onayladım:

- Geliyorum bir taneeeemm!

O sırada içeri girdi. Ve tahminimce giyinmeye başladı.

Yukarı kocaman adımlarla çıkmaya başladım. Bir yandan da One Direction' ın 'Through The Dark' adlı parçasını mırıldanıyordum:

'Oh ı will carry you over fire and water for your love'

....

Allie de odasından bana katıldı:

'And ı will hold you closer hope your heart is strong enough'

İşte biz böyle iki kardeşiz. Müzik bizim her şeyimiz, onsuz yapamıyoruz. Sürekli birlikte şarkı söylüyoruz ve bu bizi birbirimize daha çok kenetliyor.

Balkon kapısından odasına atladım arkadaşımın. O da plaj çantasıyla yanıma geldi.

Gerçekten çok güzel bir kızdı. Ona hayranlık duyuyordum. Omzundan dökülen sarı ve uzun saçları, uzun boylu oluşu ve güzel fiziği ona birçok anlam yüklüyordu. O, gerçekten şanslı ve birçok kızın yerinde olmak isteyeceği biriydi.

"Eveeettt pek bir güzel olmuşuz bakıyorum, her zamanki gibi" diye boynuna sarıldım.

"O sizin güzelliğiniz, olur mu öyle?" diye sarılmama karşılık verdi kıkırdayarak.

Ben de kıkırdadım. Böyle şeylerle gerçekten eğleniyorduk. Rol yapmak bizim işimizdi.

"Hadi uyuşuk, gel yukarı, yeteri kadar güzel oldun" diye bağırdım yukarı ondan önce çıktığımda. Çünkü hala saçını nasıl yapsa diye düşünüyordu. Sanki suya girince bozulmayacak. Onun da kafası bir başka. İşte o benim arkadaşım :).

En sonunda aşağı gelmeyi becerebildi benim güzellik kraliçem. Çok güzel olmuştu. Ona hadi bebeğim atlayalım dercesine bir bakış attım. Beni anlamıştı, birbirimizi bakışlarla anlayabiliyorduk. Bu da bir gizli yetenek olsa gerek.

Onun mızmızlanmalarını dinlemeden kendimi mavi, berrak ve biraz klorlu suyun kollarına bıraktım. Çünkü o havuza ya da denize girmeden önce hep bronzlaşırdı. Belki de cildi o yüzden bu kadar parlak ve bakımlıdır. Bense güneşlenmeyi hiç sevmem direkt suya atlarım. Güneşten baygınlık gelir bana.

- Harika atlayıştı! diye bağırdı Allie arkamdan. Evet gerçekten iyi atlamıştım.

2 yaşımdan beri yüzüyorum. Bu konuda kendime güveniyorum ve iddialıyım çünkü suyun içindeki atletik hareketlerim profösyönelce.

Allie de benim kadar iyi. Hatta o milli yüzücü ama nedense bugün havuza direkt atlamaktansa kenardan yavaşça girmeyi tercih etti.

- Heyy, gelmeyecek misin?? diye seslendim.

- Su biraz soğuk aslında ama güneşlenmekten de öldüm. Geliyorummm!! diye bağırdı bana göz kırparak.

Ona öpücükle karşılık verdim. Bu böyle olmayacaktı. Bi türlü girmiyordu. En iyi yolun ıslatmak olduğuna karar verdim. Var gücümle ıslattım.

Kahkahalarla gülüyorduk. Ama o sadece bana susmamı işaret eden bir parmak hareketi yaptı.

- Ne oldu canım??

- Yok Jess, sadece şu iki çocuk çok tanıdık değil mi?

Kafamı o yöne çevirdim. İki tane biri sarışın biri kumral çocuk arkası dönük kumsala doğru gidiyorlardı. Ağzım açık kaldı. Çünkü inanmak mümkün değildi. Ve gerçek olduğunu kanıtlamak için kendimi cimcirdim. Bu nedenle sanırım ufak bir inilti çıkarmıştım.

Allie sanırım anlamamıştı. Çünkü havuza girerken lenslerini çıkarıyordu. Usulca yanına yaklaşıp:

"Galiba onlar Harry ve Niall" diye fısıldadım.

Başıyla onayladı ama onun da ağzı açık kalmıştı. İkimizde ne diyeceğimizi bilemiyorduk. Çünkü onlar hayalimizdeki erkeklerdi.

Ellerinde sörf tahtaları vardı. Allie'ye:

- Allie çabuk sörfe gidiyoruz.

Allie sıkıntıyla of çekerek başını hayır anlamında salladı. Sonra da bana bir işaret yaptı. Ve şu an biraz dinlenmeye ihtiyacı olduğunu anladım. Sonra da:

- Seninle kalabilirim aşkım, ama izin verirsen Niall ile tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Başıyla onayladı:

- Sen git ve hayatının aşkıyla tanış bebeğim! diye seslendi arkamdan. Bense o sırada sörf tahtamı almış (sörf tahtamı Allielerin evinde bırakıyorum) kumsala doğru zıplama ve koşma arası bir tempoda aptal aşıklar gibi sırıtarak gidiyordum.

Allie'nin arkamdan "İYİ ŞANSLAAARR" diye bağırdığını duyabildim ve gülümsememe gülümseme katıldı.

Aman Tanrım. Hayatımın aşkını görmüştüm ve şu an ona koşuyordum. Her ne kadar daha beni tanımıyor olsa bile. En azından tanışacaktık. Elimdeki tahtayla bir yere takılıp düşmemeye özen göstererek ilerledim. Çünkü bu konularda çok sakardım. Bi de işin içine hoşlandığım çocuk girince...

Allie'nin bana güvendiğini, inandığını ve arkamda olduğunu biliyordum. Bu bana daha çok cesaret veriyordu. Keşke o da benimle gelebilseydi. İrlandalımla tanışacaktım daha ne..?

Bir şeye takılmamla hayallerimden sıyrılabildim. Ve işte oradaydı. Masmavi gözleri beni kendine çekiyordu, gözlerinde kayboluyordum. Bir süre birbirimize baktık...

Eveeeett bu bölümde bitti. Umarım memnunsunuzdur. Her seferinde daha fazla ve güzel yazmaya çalışıyorum. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Çok teşekkürler. Sizi seviyorum <3. Desteklerinizle harika bir kitap olacağına inanıyorum :).

İLK VE SON AŞKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin