İrlandalım

206 11 1
                                    

Ben de sahnenin ortasında kalakaldım ve o gözlere odaklandım. Herkes dans ettiği için kim olduğunu bir türlü çıkaramamıştım. Kimdi bu? Ve niye sadece bana odaklanmış bakıyordu? Sahnede bir adım ilerledim ve kişiyi çıkarmaya çalıştım. İşte o an jetonum düştü. Tabii yaa...

NIALL !

Başka kim olacaktı ki? Bana o derin mavi gözleriyle bakmaya devam ederken ani bir cesaretle sahneden indim. Ona doğru yürümeye başladım. Ve o da bana...

Arada biraz mesafe bırakacak şekilde durduk. Evet, aslında şu an tanışmıyor olmamız gerekiyordu. Yarın yeniden tanışacaktık ve ben Niall'ı bu partide hiç beklemiyordum. Bu çok ani bir sürpriz oldu. Tabii iyi mi kötü mü bilemiyordum. Anlaşılan bu akşam tanışmamız gerekecekti. Düşüncelerime dalmış bir şekilde suratına bakarken bana:

"Merhaba! Seni sahnede arkadaşınla dans ederken ve şarkı söylerken gördüm. Herkesi coşturdunuz. Gerçekten harika dans ediyorsun ve sesin çok güzel. Ha bu arada ben Niall."

O sırada yüzümde kocaman bir gülümseme belirdi. Çünkü yeniden tanışmamız gerektiğini unutmamıştı ve bu beni çok sevindirmişti. Role devam ederek:

"Merhaba Niall! Ben de Jessica, bana kısaca Jess diyebilirsin! Teşekkür ederim. Ben de senin gitar çalmana, şarkı söylemene ve danslarına bayılıyorum. Bunu söylemen çok nazikçeydi."

Bunları söyledim ve mavi gözleri bir anda parladı ve o kadar tatlı baktı ki o sırada ona sarılmamak için kendimi zor tuttum. Ama bunu yapmayacaktım çünkü yeni tanışıyorduk.

Her şeyiyle beni büyülüyordu: Gözleri, saçları, İrlanda aksanı, gülüşü, kahkahası, esprileri, şarkı söylerkenki sesi, gitar çalışı, inci gibi dişleri ve inanılmaz tatlı dudakları... Böyle birini sevmememe imkan yok. Ama bunları şimdiden açık etmeyecektim ve biraz daha soğukkanlı olacaktım. En azından birbirimizi daha iyi tanıyana ve yakınlaşana kadar...

Söylediklerim karşısında sadece:

"Teşekkür ederim!" diyebildi ve sevimli bir gülümsemeyle bana baktı. Gerçekten inanılmaz derecede tatlıydı.

Bir an onun yanağına bir öpücük kondurabilmeyi diledim ama her şeyin bir zamanı vardı. Ardından durakladı ve:

"Bir şeyler içmek ister misin? Sana bir şey ısmarlayabilirim!" diye nazik bir teklifte bulundu. Başımla gülümseyerek onayladım. Şu ana kadar harika gidiyorduk. Yeni tanışmış gibiydik ve her şey olması gerektiği gibiydi.

O sırada sahnedeki Allie'yle göz göze geldik ve yanımda Niall'ı görünce bana aşırı bir gülümsemeyle baktı ve göz kırptı. Ben sadece gülümsemekle yetindim. Ve onun da mutlu olduğunu görmek harikaydı. Ardından:

"Evet millet eğleniyor muyuz??" diye bağırdığını duydum ve kahkalarıma engel olamadım. Niall da güldüğümü görünce gülmeye başladı. Sanırım bu en harika parti gecem olacaktı. Hiç bu kadar mutlu olmamıştım.

Şu an sadece Niall'ı takip ediyordum. Beni nereye götürdüğünü bilmiyordum. İçki ısmarlayacağını söylemişti. Ama barı geçmiştik ve şu an sadece yürüyorduk. Dayanamayıp:

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum.

Bana cevap vermedi ve sadece gözünü kırptı. Anlamamıştım, omuz silktim. Yaklaştığımızı belirten bir uyarı yaptı o sevimli İrlanda aksanıyla. Güldüm ve daha hızlı adımlarla ilerlemeye başladık.

En son "GEELLDDİİİKKK" diye bağırdı. Elleri gözlerimi kapatıyordu ve teninin bana değmesi içime tatlı bir sıcaklığın yayılmasına yol açıyordu ve ürpermeme sebep oluyordu. Yine de bana dokunmasından hoşlanıyordum. Ellerini açtı.

İLK VE SON AŞKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin