Bu işi yardımcıların değil, kendim halletmem gerektiğini biliyordum. Sert bir yapım vardı ve reddedilmeyi kabullenmeyen birisiydim. Bu herifin bu teklifimi kabul etmeyeceğini biliyordum fakat denemekten ne çıkardı ki sahiden?
Yüzüme aptal aptal bakan yardımcıları elimin tersiyle itekleyerek, karşımdaki, yakışıklı, kaslı, sempatik bir yüze sahip olan adama doğru emin adımlarla ilerlemeye başladım. Şüphesiz herkesin gözlerinin üzerimde olduğunu sezebiliyordum. Topuklu ayakkabılarımın zeminde bıraktığı tıkırtı, insanların sessizleşmesi sonucunda, etrafı dolduruyordu. Bir çift mavi mi yeşil mi anlayamadığım gözler, nihayetinde beni bulduğunda olduğum yerde durdum. Şaşkın bir ifade vardı yüzünde. “Bu kadın da ne böyle?” gibisinden… Birkaç dakika öyle bakıştıktan sonra konuşmaya başladım.
“Merhaba. Bana birkaç dakikanızı ayırabilir misiniz?” dedim sivri bir dille. Bu sorum karşısında herkeste tekrar hareketlenme, ufaktan uğultulaşmalar başlamıştı. Yakışıklı adam elinde tuttuğu test kitabını yanında duran bir oğlana tutuşturup, bana doğru gelmeye başladı. Tam karşımda dikilip, tuhaf bir bakışla “Buyurun” dedi. Sesi tok ve pürüzsüzdü.
“Sahiden burada mı konuşacağız?” Bakışlarımla diğer insanları işaret ettiğimde, başıyla onaylayarak bana kapıyı gösterdi. Beraber dışarıya doğru hiç konuşma olmadan çıktık.
Tam karşımda durdu. Kaşlarını çatıp yüzümü inceliyordu. Ve tabii söyleyeceklerimi bekliyordu.
“Burada öğrenci misiniz?” sorum karşısında kafasını hafif sağa çevirip gülümsedi.
“Hayır…” dedi dudağını ısırırken
“O zaman burada ne arıyorsun?”
Kaşlarını kaldırıp bana tuhaf tuhaf baktı “Bak… Bunun seni alakadar ettiğini düşünmüyorum. Ayrıca bunu konuşmak için çağırmadın herhalde?”
“Yok. Ben sana bir teklifte bulunacağım ama bu sorduğum soruyu cevaplaman gerekir”
“Ahaha. Çıkma teklifimi?”
Gözlerimi devirerek yüzüne ‘Geri zekalı’ dercesine baktım anlamış olacak ki gülümsemesi solmuştu
“Pekala…” dedi ciddiyetle “Babam, beni cezalandırdı ve buradayım”
“Ne hakkında bir ceza aldın?” meraklı gözlerle ona bakarken “Sıktın ama” dedi. kötü bakışlarımı üzerinde gezdirirken öfkeyle nefes alıp
“Bir halt yedim tamam mı? harçlığımı kesip beni burada zorunlu öğretmen olarak çalıştırmaya başladı. üstelik kazandığım maaşımdan sadece 100 Tl’si ile geçiniyorum.” Sanki bunu sürekli birilerine anlatıp kurtulmak istiyordu ve sanki ona ben yardımcı olmuştum. “Şimdi söyle. Ne istiyorsun?”
Sinsice sırıtıp “Sana çok paralar verebilirim.” Gözlerini kısıp bana baktı “Bu sefilliğinden kurtarabilirim”
“Nasıl olacakmış o ?”
“Bir susarsan, öğreneceksin…” diyerek devam ettim “eğer tüm bunları istiyorsan ki, istiyorsun. Benimle anlaşmalı olarak evlen…”
Sırıtmalı bir şekilde beni izlerken bir anda dondu kaldı. Yanlış duydum zannediyordu sanırsam. Birden “Ne?!” diye sordu .
Omuz silkerek “Benimle anlaşmalı olarak evlen. Bende sana istediğin kadar para ödeyeyim”
“Kafayı yedin galiba…” omzuma sertçe vurup üniversitenin kapısına doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı. Ellerimi iki yana açarak “Hadi ama! Ne kadar istersen…” beni dinlemeden içeriye girmişti bile…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiralık Koca
RomanceOnu bir Ünivesite köşesinde babası tarafından cezalandırılmış olarak buldum. Bu da tam benim işime geliyordu... O bana yardımcı olacaktı, ben de ona para ödeyecektim... Bir müddet benimle kalmasını isteyeceğim bu adamın, ömrümün sonuna kadar beniml...