Afra uyandığında odasındaydı. Yatağından sırtüstü yatıp tavanı seyretti bir süre. Dün gece olanları düşündü. Anılar yavaş yavaş geliyordu. Bunların hepsinin bir rüya olup olmadığını merak ediyordu. Gerçekten hepsi yaşanmış mıydı?
O sırada odaya Galip girdi. "Uyanmışsın." dedi kızına yaklaşarak. "Günaydın." dedi ardından. Afra'da hayretler içinde ona bakıyordu. Hepsi bir rüya mıydı? Babasının bu kadar normal davranması... Normal miydi? "İyi misin Afra?" dedi Galip. "E-evet iyiyim. Sanırım kötü bir kabus gördüm." dedi o da, kekeliyordu.
Galip tam bir şeyler söyleyecekken telefonu çaldı. Kimin aradığına bakmak için cebinden çıkarttı. Afra'ya 'bir dakika' dedi, dudaklarının arasından. Afra'da başını salladı yavaşça.
Galip telefonla konuşmak için dışarı çıktığında Afra'da kendini yatağa geri attı. Zihni çok karışıktı. Bazı anılar bulanıktı ama her şey çok gerçekçiydi diye düşündü.
Biraz geçtikten sonra Galip odaya girdi. Afra'da onu soru yağmuruna tutmak için hazırda bekliyordu. "Değişik şeyler hatırlıyorum baba ya da gördüğüm bir rüya bilmiyorum. Kafam çok karışık. Dün gece... Bir saldırıya mı uğradık? Neler oldu?" dedi. Galip'de anlatmak ve anlatmamak arasında kalmıştı bir süre kızına baktı. O sırada içeri biri girdi.
Intan. "Her şeyi anlat ona Galip. Artık küçük değil. Bilmeye hakkı var." dedi. Galip başını üzüntüyle sallayıp "Pekala." dedi. Afra Intan'ın yüzüne bakakalmıştı. Onu hatırlıyordu. Dün gece ile ilgili olan bütün anılar gerçekti! "Seni hatırlıyorum." dedi sessizce Afra.
"Kızım... Evet, dün gece olanların hepsi gerçekti. Hepsi yaşandı." dedi Galip. Afra ne tepki vereceğini bilemiyordu. "Ama-ama koluma bir bıçak batmıştı ve-ve şimdi hiçbir şey yok! Bu nasıl olur baba? En azından bir yara izi kalmaz mıydı? Kafayı yiyeceğim... " Dedi, gerçekten çok korkuyordu. Aklında birsürü soru vardı, bu sadece bunlardan birisiydi...
"Intan'ın kanını daha doğrusu vampir kanı içtin, o yüzden şuanda yaşıyabiliyorsun. Sakın korkma. Annenin sana küçükken anlattığı hikayeleri hatırlıyor musun, Afra? Hem korkup, hemde dinlemekten çok zevk aldığın o vampir hikayelerini... " dedi Galip'de.
Afra'nın zihninde anılar geliyordu, yavaşça, tek tek...7-8 yaşlarında pofuduk ayıcığı ile, yatağında annesini beklerken heyecanlıydı. Sonunda annesi geldiğinde ona sımsıcak gülümsedi. "Hiç gelmeyeceksin sandım anneciğim!" dedi minik Afra.
"Ah benim küçük bebeğim, sana bu hikayeleri anlatmak için o kadar sabırsızlanıyorum ki. Gelmemek mümkün değil. Hazır mısın bakalım?" dedi Aslı'da.
"Herzaman!" dedi Afra'da yeni fırçaladığı dişlerini göstere göstere.
"O'zaman başlıyorum. Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde... Günlerden bir gün, vampirlerden biri büyücü bir kadına aşık olmuş ama yasalara göre bu yasakmış. Hiçbir vampir hiçbir büyücü ile aşık olup evlenemezmiş. Hatta arkadaş olmaları bile yasakmış. Ama aşk bu ya, hiçbir yasayı dinlememiş... Güzeller güzeli bir kız gelmiş, o büyülü dünyaya. Ama bu, normalde imkansızmış. Vampirlerin çocuğu olamazmış." derken kızına baktı yavaşça... "Ama bir şekilde olmuş." diyerek devam etti. "Söylentilere göre vampir-büyücü çocuğunun kanının tamamını içen kişi, sonsuz güce sahip olurmuş. İstediği her şeyi elde edebilirmiş yani... Bunu duyan aile büyüklerinin gözü dönmüş ve çocuğu öldürmeye kalkmışlar ama çocuk her seferinde bir şekilde kurtulmuş." dedi ve tekrar Afra'ya baktı. Kızının koyu gece mavisi gözleri kapanmıştı. İçtenlikle gülüp alnına küçük bir öpücük kondurarak odadan çıktı."Hatırlıyorum, baba." dedi Afra. "Hiçbir zaman o masalın sonunu dinleyemiştim."
"Çünkü, o masalın bir sonu yok. Bu senin hikayen Afra. Bu hikayeyi sen kendin yazacaksın." dedi Galip'de. "Sana olacakları anlatmam gerekiyor ama bir an önce işe gitmezsem kovulacağım. Intan, Afra ile kalıp ona bütün hikayeyi anlat."
"Tamam." dedi Intan'da Afra'ya bakarak.
Afra'da başını salladı sadece. Bir vampir ile tek kalmak... Onu ürkütüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI
WampiryOkuduğunuz bütün vampir kitaplarını unutun! Yepyeni bir aşk, yepyeni bir hayat! Afra Öz ve Intan Ade! Ateş ve barut... Yan yana gelirse ne mi olur? İşte cevabı bu kitapta! Sizcede geçmiş, gelecekten daha çok korkulan değil midir?