Bazen hayatta herşey üst üste gelir,hiç olmadık vakitler de hiç olmadık şeyler olur ya işte yine öyle bir güne şahit olmuştu Ankara.Yusuf bugün Ankara'nın kaybedenleri listesindeydi.
15 ocak 2014
Ankara yine ayazından,kışından taviz vermemişti,soğuk sanki burnunu koparıp yerinden düşürürcesineydi.Yusuf işten çıkmış yavaş yavaş evine gidiyordu birden telefonu çaldı soğuktan uyuşmuş ellerini cebinden çıkarttı ve telefonunu açtı.Telefonun ucunda dayısı vardı,yusuf daha telefonu açmadan evvel ne diyeceğini biliyordu annesi 2 yıldır hastane de yatıyordu gelecek olan haber belliydi zaten,dayısı acı haberi verdi ve yusuf tek bir kelime dahi etmedi ve telefonu kapattı.Yusuf o akşam eve gitmeyi hiç istemediği için direk ismet'e geçti.İsmet onun en yakın arkadaşıydı ve alkoliğin tekiydi.İsmete gitmeden evvel biraları doldurdu poşetlere ve o soğuk havada 2 kg bile gelmeyecek bira poşetleri sanki tonlarca yük gibi ağırlaşmıştı artık hiç bir şeyi hissedemiyordu.Kapıyı çaldı ve ismet açtı ardından içeriye girdiler,içerde ismetin sevgilisi ve bir arkadaşı vardı onlarda içiyorlardı.İsmet koltuğuna en köşesine oturup 1 bira açtı ardından öyle boş boş etrafa bakmaya başladı.Sonra ismet sordu ne olduğunu yusuf birşey yok dedi öyle biraz canım sıkkın dedi,bir insanın annesinin ölmesinin zor olduğu kadar bunu söylemesi de bir o kadar zordu zaten söyleyemedi de.Sonra ismet her zaman yaptığı gibi yersiz muhabbetler ve sohbetler etmeye başladı yusuf çok ilgilenmiyordu söyledikleriyle ama öylesine dinler gibi yapıyordu işte.Sonra birden iclal laf attı yusuf'a nasılsın? Dedi.Yusuf kafasını kaldırıp yavaşça birasını yudumlayıp iyiyim sen nasılsın? Dedi. İclal ile orada daha yeni tanışmışlardı ama hiç yüzüne bile bakmamıştı bu vesileyle yüzünü görmüş oldu.Birasını yudumlamaya devam ederken birden kendini iclal'in hayatını dinlerken buldu.Annesi ve babası bir trafik kazasında ölmüş ailesinden kalanlar ile eğitimini tamamlaya çalışıyor aynı zaman da da kendi ihtiyaçları için de çalışıyordu.Bir an duruldu ve düşündü kendisi hayatında ki en değerli varlığını annesini kaybetmişti bundan sonra ne yapacağını düşünüyordu ama karşısında ki o güzel yüzlü kız zaten en başından kaybetmişti herşeyini bugüne dek kendi başına gelmişti büyülenmiş gibi dinliyordu hikayesini.Sonra saatler ilerledi ve gece yarısına geldi iclal ile ikisi baş başa kaldı sanki yıllardır tanışıyorlarmış gibi muhabbet ediyorlardı sonra birden kendini iclale sarılmışken buldu ve saçlarını okşarken bulmuştu,biraz dikkati dağıldığın da fark etti ki iclal'de ona sarılıyordu sonra sarılmayı bırakıp gözlerine baktı ve masum bir öpücük kondurdu dudaklarına daha ilk tanışmaydı ve ilk geceydi ama herşey çoktan bitmişti hikaye belliydi.İclal'in kulağına eğilip seni seviyorum dedi,iclal biraz geri çekilip bende dedi.Bazen olur böyle şeyler işte eksik ve kesik birbirini bulunca sanki ruhları dünyaya gelmeden evvel tanışırmışlar gibi olur,herşey yolunda başlar çünkü zaten ruhları birdir yalnızca beşeri bedenler birbirini tanımaz.Ve aynı şekilde böyle hiç olmadık zamanlar da olmadık şeyler olur Anne'ni kaybettiğin gün bir kadına aşık olursun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaybedenler Durağı:Ankara
General FictionYaptığımız seçimler midir bizi yanlışa sürükleyen yoksa yanlışlar mıdır bize seçimler yaptıran? Şehr-i grinin kaybedenleri.