10.BÖLÜM

54 0 0
                                    

      Hayat bir çok şeye benzetilebilir herkez tarafından tabir caizse benim için hayat: Bir dolmuş gibidir sürekli inenler ve binenler bulunur birde beraberindeki bavulları vardır içlerine bütün dertlerini, sevinçlerini, hayallerini koydukları.Yola belirli bir rota üzerinden devam ederiz olağan dışı şeyler olmadığı sürece ve bu güzergah boyunca bir sürü yolcumuz olacaktır, direksiyondaki dikkatiniz sadece sizi değil sizin ile yola çıkanları da etkiler.
        Bu mantık çerçevesinde ben yolumda daha dikkatli, özenli olmalıydım.Öncesinde tek sevdalım vardı şimdi bütün önceliğim kızım.
Düzenli ve sabit bir iş buldum bir dönercide, iyide olmuştu bu sayede daha fazla çevrem oldu ve dil öğrenmem ve konuşmam kolaylaştı.Sıfırdan başlayan bir hayat bir dünya borç yabancı bir ülke ve sağlık sorunları derken hayatın bütün yokuşlarını tırmanmaya başlıyordum başarı elde etmemin tek yolu sabir etmekti biliyordum.Ne kadar çabalarsam o kadar batıyordum kızımın ayakları için alçı tedavisine ve masaj terapisine başlamıştık hergünümüz ayrı bir maraton olmuştu. Eşim tek dayanağım yaşam kaynağım ile daha fazla tartışır olmuştuk yine o malum anlardan birgün rahatsızlanmıştı doktor bir süre hastahanede müşade altında kalsın bir kaç gün demişti bende evde kızım ile birlikte kalıyor gündüzleri ise giderken kayınvalidemgile bırakıyordum bir sabah aşağıdan bağırma ve ağlama sesleri geliyordu apar topar kalktım aşağıya indim senin yüzünden öldürecekmiş kendisini diyordu kayınvalidem bana ben halen ne olduğunu soruyor anlamaya çalışıyordum meğerse kadınım tartışmalardan bıkmış ve bitsin bitecekse artık demiş bunu sonradan öğreniyordum o gün bana aktarılan böyle olmadığı için  ben bir hışımla çıktım evden hastahaneye gidiyordum konuşmak için daha ben evden çıkar çıkmaz annesi eşimi arayıp ne olduğunu bilmiyorum muhammet bir anda sinirli bir şekilde cıktı yanına geliyor demiş eşime yazık o da ben gibi nasıl bir bulamacin ıçinde olduğunu bilmeden korkudan hastahane personeline eşim buraya geliyor sanırım biraz sinirli, geldiğinde görüşmek istemiyorum deyip fotolarımı göstermiş hastahaneye bir geldim daha beni ana kapıda güvenlik görevlileri karşıladı ve sen buraya giremezsin diyorlardı ben kızgın değildim halbuki âmâ olayların gelişim şekli beni farklı bir konumda bırakmıştı. Ben içeri girebilmek için aşağıda güvenlik görevlisine yumruk atıp koşarak asansöre oradanda yukarıya çıktım eşimin odasına giderken koridordaki bütün levha ve panoları sinirimden al aşağı ediyordum sese eşim cıktı odasindan hemşireler önüne dikilmiş ona siper oluyorlardi ben cebimdeki çakıyı çıkartıp çekilmelerini ve sadece  konuşmak istediğimi söyledim eşiminde onayı ile biz hemen yan tarafta olan balkona çıktık tartışmanın ardından ben eşimin kol ve boynundan tutup bak bu yüksekliğe sen yoksan yanımda burdan önce sen sonra ben gelirim ardından diyordum bir anlık körlük ve cahillik neredeyse hayatımı yok etmek üzereyken bir an kafamı çevirdiğimde kızım kayınvalidemin kucağında bana bakıyor ve kollarını uzatıyordu onu almam için ben o an farkına vardım bütün gerçeklerin yapılan hataların bir anda eşimin kolunu bırakıp balkondan içeri girdim beni apar topar dışarıya attılar ben hastahanenin önünde beklerken eşimin amcasının hanımı halam yanıma geldi git biran evvel polisler geliyor ortalık bi durulsun diyordu bir an için mantıklı davranmam gerekiyordu artık bende koşar adımlarla ile oradan uzaklaşıp çalıştığım dönercinin deposuna girdim ve saklandım  o gün o depoda geçmişimi gömdüm yeniden başlamak ve kendime reset atmak için söz verdim bundan sonra sinirlerime hakim olacak her ne olursa olsun önce konuşacaktım insan gibi. O gece eve geç saatte girdim çocuğumda hastahanede annesi ile kalmış ve sosyal hizmetler eşimi ve kızımı koruma altına almışlar bir şekilde eşime telefon ile ulaşmıştım sabaha kadar süren detaylı bir muhabbetin ve sözlerin ardından tekrar deneyelim demiştik tabi bir süre sosyal hizmetler pesimizi bırakmadı çocuk için uygun olmayan ortam var diye almak istiyorlardı kızımı canımı benden kamu davası ve personele şiddette eklenince zorlu bir sürecin ardından artık daha yeni yeni toparliyorduk hayatımızı tekrardan yıl 2012 ve ben yeniden büyüyor ve yeniden şekilleniyordum. İş güç derken kızım artık anasınıfına ( kinder garten ) a üç yaşında olmasına rağmen başlamıştı burada çocuklar yaş üç dediğinde gitmeliymiş okula durumunun hassasiyetinden dolayı özel öğretmen verdiler sırf kızım ile ilgilenmesi ve adaptasyon süreci için o zaman işte avrupada olmanın bir farkını hissetmiştim artık benim prensesim elma şekerinde bir şekilde büyüyor ve normal okula gidebiliyordu o farkı ona hissettirmeden büyüyebilecekti. Bir süre bu şekilde devam ederken biz bir çocuk daha sahip olma fikrini aramızda konuşuyorduk çünkü kardeşten kardeşe saf ilik  nakilleri ileriki dönemlerde belki kızımın cam kemik hastalığındada bir çözüm noktası olabilirdi. Bir süre sonra yaptığımız testlerde eşimin hamile olduğunu öğrendik çok sevinmiştik  bizim kontrollerimiz normalden biraz farklıydı ilk çocuğumuzun genetik bir rahatsızlığı olduğundan dolayı büyük klinik olan frankfurt a gidiyorduk üç,dört aylık olmuştu artık cinsiyetini öğrenebilecektik belkide görünürse içeri girdik doktor geldi kontrol ederken bir yandanda esime ve bana soruyordu bu cocugunuzdada bir rahatsızlık olursa alalım mı diyordu bizde eşim ile onun canını Allah verdi almak bize düşmez biz ne olursa olsun biz kabulleneceğiz diyorduk doktor bir an dondu kaldı yutkundu emin olamadı sanırım bir şeylerden başka bir cihaz daha getirdi ardından eşime ve bana bakıyordu bu ifade hic hoşuma gitmemişti bir kaç dakika sonra doktor daha gençsiniz ile başlayan bir cümle kurarak başladı söze ben sonrasında kulaklarım tıkandı duymak istemedim sanki hakikatler her zaman ağır gelmiştir bana gözlerim doldu hayat boğazımda düğüm düğüm oldu ne yapmalıydık bilmiyordum doktor biran evvel alınması lazım yoksa annenin de hayatını riske atar zehirler diyordu biz oradan çıkıp bulunduğumuz şehirdeki kendi doktorumuza gittik apar topar oradanda aynı cevabı aldıktan sonra hastaneye yatırdım eşimi dik durup ona teselli veriyordum biz yola bu sözler ile baslamamismiydik zaten iyi günde ve kötü günde ölüm bizi ayırana dek. Içeri ameliyathaneye aldılar ve çıktıklarında bebeğim ve aşkım aynı sedyede geliyorlardı aşkım yarı baygındı durumunun iyi olduğunu öğrendikten sonra bebeğimi bana vermelerini ve islâmî şartlara göre defin etmem gerektiğini söyledim önce kabul etmediler fakat baktılar ki daha çok uğraşırsak isin sonu iyi olmayacak bir kabın içine katıp verdiler bana eşime göstermeden alıp kuydum  koynuma ve hemen bir cenaze firması ile anlaşıp küçük bir tabut içinde uçağın kargo bölümünde türkiye ye götürüyordum  o yol gerek havadan gerek karadan bitmiyordu eve geldiğimde gece yarısı olmuştu annem babam abim yengem her biri ayakta beni ve bebeğimi bekliyorlardı. Kimseden bir tek kelime bile çıkmıyordu ben dirençli durabilmek için bütün çabayı gösteriyordum ne adını koyabilmiştik nede hayallerini kurabilmiştik dört tahta ile çevrili kututan ilk besigi olmuştu sabahı bebeğimle konuşarak ve onu hep sevdiğimi söyleyerek namaz kılıp dua ederek etmiştim ertesi sabah yüzeysel bir kaç lokma kahvaltı edip hemen tekrar yola çıktık  kızılca köy mezarlığına defin için henüz cinsiyetini ogrenemedigimiz ve ismini koyamadığımız için cenaze namazı kılınmıyormuş ben eşimin dedesi babam abim teyzemin esi eniştem ile kabristana gidip dedemin mezarının ayak ucuna bir yer açıp tabuttan çıkartıp oraya defin edip üzerini ellerim ile örtmüştüm. Artık dede torun burada birbirlerine emanettiler son dualarımızı edip kabirden çıkarken ben kırk yaşında gibi hissediyordum kendimi o gün bu gündür ben halen gün geçtikçe çöküyor omuzlarımdaki ağırlığı dahada hissediyordum. Ne olursa olsun devam etmemiz gereken bir hayat vardı ve öylede yapmalıydık ama hayatın sürprizler ile dolu olduğunu bizler için hep bir çıkış noktası olduğunu anlamamız çok sürmedi eşimin müjdeli haberi ile üstümdeki ağırlık bir nebze olsun gitmiş korkular ve sevinçler birbirini harmanliyordu tekrar hamileyim dediği gün yeni bir döngüye girdigimizin habercisiydi aslında...

HERSEYE RAĞMEN EVETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin