6.BÖLÜM

59 2 3
                                    

Babamlar yaşam sebebimi, hayatıma anlam kazandıran birtanemi   istemeye gitmişlerdi bana o an bende orada olup o anı yaşamak isterdim doğrusu helikopter için beklemem gerekiyordu gelmesi haftalar sürecekti oysa ne hayallerim vardı benim;
    Takım elbisemi giyecek elime çikolatamı ve çiçeğimi alıp ailem ile gelecektim kapınıza kapıyı sen açacaktın gül yüzünle tebessüm ederek hoşgeldiniz diyecek elimizdekileri alırken içeriye girmemiz için yolu gösterecektin
Ailelerimiz havadan, sudan muhabbetler yaparken ben senin güzel gözlerinde kaybolacaktım kaçamak bakışlarımla Babanların haydi kızım kahveleri getir sor bakalım nasıl içerler? sözcüğü dalgın animi bozacak kendimi tutamayıp elinden zehir olsa içerim diyecektim...
Mutfaktan içeriye elindeki tepsiyle girecek önce büyüklere verecektin kahveyi ve özenle tuzlu olanı almamaları için dikkat edecektin en son hayatıma katacağın mutluluğun bir bedeli olarak şerbet niyetine içecektim tuzlu kahvemi kalbimdeki yılların yangınına su sözler damga vuracaktı:
Allah 'ın emri Peygamber'in kavliyle kızınız Zeynep'i oğlumuz Muhammet'e istiyoruz.

    Tam bu sırada bizim arkadaşlar koştu geldi yanıma hayaller ve hayatlar dercesine telefonun var acilmiş sizinkiler dediler acaba dedim olmadı mı? yoksa!Telefona koştum hiç beklemediğim bir ses alo diyordu Zeynebim dedim bir anda sesim biraz yüksek çıkmış olacakki arkadaşlar koştu geldi yanıma kötü birseymi oldu diye  Babanlar geldi beni sana istediler ailem sordu ne diyelim diye bende önce seninle görüşüp bir söz almak istedim dedi oysa benden şuan canımı istese verebilecekken bir tek söz istiyordu nedir o? diye sordum
Eskisi gibi olmayacak daha sakin olacak ve her zaman kavga etmeyecek bunun için sebep aramayacakmışım aşılamayacak engel değil bu kadarsa tek problem kolay demiştim bir hafta sonra söz yüzüğümüz takılacaktı ben yine Adaklı'da helikopter faaliyeti bekliyordum insanın eli kolu bağlı kalması ve buna istinaden hiç birşey yapamaması kadar aciz bir durum yok ben yokken söz yüzüğümüz de takılmıştı sonunda şerbetler içilmiş kınalar yakılmış avuç içlerine birine "m" diğerine "z" koymuşlar kınadan onları bile yakarken ayrı tutmuşlar birbirinden her anı fotoğraflamışlar ileride hatıranız olur diye ne diyecektim ben çocuklarıma Anneniz ile yüzük takılırken askerliğimi yakma pahasına olsun gidemediğimi mi artık resmen sözlüydüm ilk ve son aşkım ile doya doya sevinemiyordum nedense kelebek ömrü yaşıyordu sanki hayatım bir sonraki günü görebilecekmiyim? bilmeden etraftaki silah seslerinden dolayı mevzileniyorduk son bir haftadır taciz ateşleri her geçen gün artıyordu artık araziye çıktığımızda daha çok dikkat ediyordum gelecek güzel günlerin hayali benim hayata sımsıkı tutunmamı sağlıyordu.O zamanlardan kalan bir etki olsa gerek bitti kelimesinden hiç haz almıyorum nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı sevdam ile tartışıyorduk yemekhanenin telefonundan istemiyorum yüzüğü de çıkarttım "bitti" diyordu bana sonrasını pek hatırlamıyorum gözlerimi revirde açmıştım bir kolumda serum vardı diğeri boştu ama daha fazla sızlıyordu ne olduğuna bakmak için elimi kaldıracaktım bağlamışlar kollarımı çözün beni diye bağırdım sesime bizim çavuş Hayrettin ve revirci arkadaş mustafa koştu geldi sus askerliğinimi yakmak istiyorsun diye ne olduğunu sordum? Gerçekten hatırlamıyormusun yemekhanede telefonu yumrukluyordun biz sese geldiğimizde sen yoktun seni ararken ekmek bıçağıyla kolundaki kesikleri yapmışsın zorla buraya getirip sakinleştirici verdik dediler sebebini sordular mühür vurdum dudaklarıma bir kaç gün göz altında kaldıktan sonra çıkarttılar beni yıkanmak istediğimi söyleyip assaği banyolara indim tüfeğimden aldığım üç mermiyide yanımda götürdüm etrafta kimsecikler yoktu hemen başlarını açıp içlerindeki barutu önce bir kenarda biriktirdim ardından koluma kalp ve içinde "Z" harfi olacak şekilde döktüm kibriti değdirdiğimde kendimi ebedi olarak mühürlemiştim artık uzun bir süre kimseye çaktırmamak için çok çaba sarf ettim iyi değildim biliyordum alternatifim olmadığınıda biliyorum zorlu bir dönemin ardından sonra helikopter gelecekti kısa bir süre hava değişimi iyi gelir diye düşünüp izin istedim önce merkezde askeri hastahaneye çıkman gerek dediler nedenini sordum sinir hastalıklarına gidecekmişsin komutan öyle dedi deyip birde kağıt verdiler iki tane biri sevk diğeri izin belgemmiş iyide olmuştu yıllardır nedenini merak ediyordum sonunda bir cevabim olacaktı doktor rütbeli komutandı askeri hastahane olunca.Sıra bana geldi girdim içeriye kendimi tanıttım otur dedi ;
    Eee ne olduda buraya geldin anlat bakalım dedi şaşırmıştım gayet cana yakın ve samimi duruyordu doğduğum an hariç onuda bebeklik işte hatırlamıyorum o güne kadar olan biteni özet halinde anlattım farkında değildim ama anlatırken sesim, ellerim, ve dişlerim ara ara titriyormuş ses tonum değişiyormuş kısa bir kontrolden sonra teşhisi koymuştu sonunda agresif bozukluğu şizofreni bilmem nesi diye tıp dilinde söyledi geçti adını bilmediğim bir şeyim vardı şimdi biliyorum fakat telaffuz edemiyorum velhasıl öncekiyle pek bir farkı yok benim için sıfıra sıfır elde var sıfır....    

HERSEYE RAĞMEN EVETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin