3.BÖLÜM

78 5 0
                                    

İnsanın doğası nasıl bir kişiliğe sahiptir bilmiyorum etraftaki kişilerinde yardımlarıyla yön veriyoruz hayatımıza.Bebeklikten çocukluğa ardından gençlikten serseriliğe hızlı bir yükseliş yapmıştım 12 yaşımda elime aldığım sigara bunun habercisiydi aslında geç farkına varmış ve toparlayamamıştım ardından kahve köşeleri içki şişeleri derken tos pembe hayatıma kara bulutları katmıştım babamla her fırsatta aramız bozulur olmuştu.Arkadaşlarla her gece bir yerde kavga ederdik ya polis çağirırlardı yada bizi oradan geçenler uzaklaştırırdı babamın şu sözüne o günlerde anlam veremiyordum etme kendini değilsede bizleride düşün bak şimdi anlamazsın ata olmadan ata kıymeti anlaşılmaz derdi.Evden çıkıp gitmiştim birgün gözüm hiç birseyi görmüyordu o gece sarhoş değildim ama yinede olaylar anlık gelişiyordu benim için ara ara hırsım, öfkem ele geçiriyordu beni elimdeki cam parçasıyla kolumu façalamiş öylece yol boyu iniyordum kafama koymuştum gidecektim buralardan uzaklaşacak yeni bir hayata yelken açacaktım beni anlar diyede hayattaki tek tutunacak dalım olan sevdamı aramıştım ya sen gel yada ben kacak yollarla geleceğim Avrupa'ya diyordum sanki çok kolaymış gibi oda bana teselli veriyor sakin olmamı söylüyordu telefondan beklememiz gerektiğini halen çok erken olduğunu her fırsatta hatırlatıyordu bana Antalya'ya doğru yola çıkmıştım giderkende herkese kendi ayaklarımın üstünde dururum ben kimseye ihtiyacım yok diye sitem ediyordum kisa bir süre orada bir otelde çalıştıktan sonra restoran da garson olmuştum rus müşterinin bir tanesi servisin ardından sipasiva gibi bir cümle kurdu bende adamınla konuş sıpalı eşşekli konuşmak erkek adama yakışmaz diyordum adam gülerek aynı kelimeyi ısrarla bir kaç defa tekrarladı müşterinin üstüne yürüdüm diye atmışlardı beni otelden meğer teşekkür ederim demekmiş denilen kelime lojmana vardığımda eşyalarım çoktan kapıdaydı beş parasız kalmıştım insan çaresiz kalınca nedendir bilmem ama hep en iyi nasihatları hatırlar keskin sirke küpüne zarar derler ya yaşadıkça anliyor tecrübe kazanıyordum.Bir kaç geceyi sokakta geçirdikten sonra eve dönüş için bizimkilerden para istemiştim sözde kimseye ihtiyacım kalmamıştı yalan insan bir başkasına daima muhtaçtır.Okulu lise birden terk etmiş dışardan okumaya ve bu sayede daha fazla para kazanmaya odaklanmıştım insan hayatında bir çok yanlışlar yapar her yanlışım bir sonrakini tetikliyor nedense kelebek etkisi misali gül yüzlüm ile olan konuşmalarımız tartışmalara ve ilk önce kısa vadede ardından aylara varan ayrılıklara kalp kırıklığına sebep oluyordu her fırsatta tesadüfen tanismis olduğum bir psikolog bana bir tavsiyede bulunmuştu kızdığında yaz aklına ne gelirse bir nebze olsun öfkene ortak bulur sakinlersin demişti o sözlerinden sonra her fırsatta şiir yazmaya başladım ardından konuşmak bazı hataları telafi etmiyor diye birde mektup yazmıştım buradan 2560 km uzağa aradan geçen bir buçuk ay sonunda postaneden bir zarf gelmişti adıma heyecanla içini açmış mektubu okumaya başlamıştım o sıra mektubu çıkartırken yere birseylerin düştüğünü gördüm bir tutam saç ve bir kalp yaninda da iki yunus olan bir kolye birde küçük vesikalık fotoğraf vardı bugüne kadar almış olduğum en güzel hediyeydi bunlar özellikle o bir tutam saç hayatım boyu yanımda taşıyacaktım ne zaman hasreti yüreğime ağır gelse onu koklayıp belki birgün diyordum belki birgün kavuşmamız mümkün olur.

HERSEYE RAĞMEN EVETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin