°2°

587 36 47
                                    

İksiri içtiğim anda başım sanki patlayacak gibi ağrıdı.İki saniye Gözlerimi kapadım.Gözlerimi açtığımda yeşil bir duman vardı etrafta.O anda durduğum yer depremden çok daha şiddetli bir şekilde sallandı.Ayaklarım yere değmiyordu ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu.Sanki bir kutunun içindeydim ve birisi kutuyu sallıyordu.Bir süre sonra sarsıntı geçmişti.Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu bir kısa bir süreden sonra bilincimi kaybetmiştim.
Gözlerimi araladım.Tahta bir zeminin üzerindeydim içerisi tozluydu ve küf kokuyordu.Sanırım bir dükkanın içindeydik  içerisi biraz korkunçtu.Dayanılmaz bir şekilde başım ağrıyordu başımı tutarak kendimi kaldırmayı becerdim.Şu an 3 sene öncesine gelmiştim Voldemort'un yeniden vücutlaştığı seneye buna engel olmaya çalışacaktım.Bir tek bunla kalmayacaktı bir sürü görevim vardı.Bunları düşünürken arkadan bir ses duydum. Asamı elimle kavradım ve arkamı döndüğümde buz mavisi bir çift gözle karşılaştım Dumbldore haklıydı onu istemsizce düşünmüştüm ve artık o da göreve dahildi.O gibi o da yüzüme asasını tutuyordu.Asamı yavaşça indirdim.Yüzünü buruşturup
"Senin burada ne işin var bulanık."
Kaşlarımı çattım bana karşı bu kelimeyi kullanmaya hakkı yoktu yine safkan bozuntusu Malfoy ile uğraşmak zorundaydım
"Bana bir daha böyle dersen hiç birşey söylemeyeceğim."
Dedim ve aramızdaki yakınlığı fark edip birkaç adım geriye gittim.Zaten bana keskin keskin bakan gözleri daha da korkunçlaşmıştı.Asamı kavradım istemsizce.Üstüme gelmeye başladı en son duvara kadar gelmiştik.Aramızda 5 cm'den az vardı nefesi yüzüme değiyordu ve bu beni rahatsız etmeye başlamıştı Kulağıma doğru eğildi.
"Bulanık"
O kelimeyi duyduğum anda kendimi tutamadım ve yüzüne sert bir tokat attım. O yüzünü tutarken ben de bulunduğumuz dükkandan  çıktım.Cübbemin şapkasını taktım.Dükkan Diagon Alley'e açılıyordu..Hava çok soğuktu normalde kalabalık olmasına karşın bugün çok sessizdi.Etrafta pek tekin büyücüler yoktu hepsi bana bakıyordu.Gazete satan birinin sesini duydum.
"20 Ocak 1940 bugünün manşetleri"
1940 mı?? Biz hangi yıla gelmiştik.Üç sene öncesine gelmemiz gerekiyorken yıllar öncesine gelmiştik.Ne yapacaktım şimdi? Malfoy'u orada bırakmıştım.Hızla yolumu değiştirdim nerede onu hangi dükkanda bıraktığımı hatırlamıyordum.Kafayı yemek üzereydim.En sonunda yolun sonunda bir kapı gördüm nihayet bulmuştum.Kapıya doğru ilerledim ve içeri girdim.Malfoy yerde oturuyordu
"Neden geldin biz neredeyiz ve neden buradayız?"
Kapıyı kapatıp bir sandalyeye oturdum
"Bir zamanda geri gitme iksiri içtim bir görev için iksiri içerken hiç kimseyi düşünmem gerekiyordu ama saçma bir şekilde aklıma sen geldin sonra buraya geldik.Sana sinirlendim dışarı çıktım ve şuan 1940 yılında olduğumuzu öğrendim."
Gözleri fal taşı gibi açıldı
"1940 mı? Dalga mı geçiyorsun? Zamanımıza nasıl döneceğiz
"Bilmiyorum bilsem söylerdim herhalde.Bir de bu zamanda olduğumuz için normal zamandan silindik."
"Ne kadar rahatsın ben geri dönmek istiyorum! Babam bunu duyacak."
"Şu anda senin safkan triplerinle uğraşacak değilim safkan bozuntusu acilen buradan gitmemiz lazım her an dükkan sahibi gelebilir."
Ona doğru birkaç adım attım ve cisimlenmek için elimi uzattım
"Senin elini tutmam."
"Ben sana çok meraklıyım sanki hadi zamanımız daralıyor."
Yüzünü buruşturup elimi tuttu gözlerimi devirdim ve Çatlak Kazan'a cisimlendik.
Hava yağmurluydu kapıyı çaldık.Kapıyı yaşlı bir büyücü açtı içeri girdik ve resepsiyona doğru ilerledik.Resepsiyonist birşeyler yazıyordu bizi fark etmemişti hafifçe öksürdüm
"Ne istemiştiniz?"
"Acaba boş odanız var mı? Dışarıda kaldık zor durumdayız."
"Üst katta bir tane boş oda var."
Malfoy'a baktım aynı odada kalamazdık kaşlarıyla olmaz işareti yaptı.
"Tamam olur o boş oda numarası neydi.?"
"36"
"Teşekkür ederim iyi geceler."
Resepsiyon kısmından çıktık ve merd ivenlere ilerledik.
"Neden kabul ettin?"
Diye sordu Malfoy
"Sen odada kal ben kütüphanedeki masalarda uyuyup kalırım araştırma yapmam lazım."
Başını salladı.Yollarımızı ayırdık ben kütüphaneye gittim.Hemen zaman yolculuğu ile ilgili kitapları karıştırmaya başladım.Ama birşey yoktu o iksire dair.En sonunda gözlerimin kapandığını hissettim.Yorucu bir günün ardından kendimi uykunun kollarına bıraktım......

Dramione/The future Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin