Yazardan
Hermione uzun zamandır kendilerini buradan kendi zamanlarına gönderecek iksiri kitaplarda bulmaya çalışıyordu ancak pek başarılı olduğu söylenemezdi.En sonunda acıktığını fark edip kitabı kapattı masadan kalktı ve Çatlak Kazan'ın kafeteryaya benzer bölümüne gitti.Canı fazla yemek istemediğinden limonlu cheesecake ve köpüklü kahvesini alıp masalardan birine oturdu ve yemeğe başladı.Yemeği bitince saatin geç olduğunu anladı.Malfoy ona kendi odasında kalabileceğini söylemişti.Hermione buna çok şaşırmıştı.Malfoy okulda hep ona bulanık derdi ve küçük düşürürdü.Belki de kendisini yanlız hissettiğinden bu şekilde davranıyordu.Hermione gıcırdayan merdivenlerden çıktı uzunca bir koridara vardı.Oda numarası hatırladığı kadarıyla 36'ydı.Gözlerini kapı numaraları arasında gezdirdi 36'yı görünce duraksadı.Yavaşça kapıyı çaldı ses veren olmayınca içeri girdi.Malfoy koltukta uyuyakalmıştı doğrusu böyle birşey yapacağı Hermione'nin aklından geçmezdi.Bu konu hakkında fazla düşündüğünü fark etti ve yatağa girdi.Yorganı başına kadar çekti ve gözlerini kapadı"İyi geceler Malfoy" dedi sessizce kendini uykunun kollarına bıraktı....
Genç adam erkenden kalmıştı.Bu gün Hogwarts'a gideceklerdi.Boşlukta hissediyordu kendini birden herşey değişmişti.Ama çok garip bir şekilde Granger'ın yanında kendini huzurlu hissediyordu.Bir bulanık ile ilgili boyle düşündüğü için suçlu hissediyordu kendini bazen.. Düşüncelerinden sıyrıldı ve uzun zamandır içinde tuttuğu nefesini verdi.Genç kız hala uyuyordu.Kısa süre sonra esneyerek yatağından kalktı.Saçları kabarmıştı.Onun bu halini görünce gülmeden edemedi Draco.Hermione bunu farketti ve gözlerini devirdi.Saate baktığı anda gözleri fal taşı gibi açıldı.
"7:30 mu?! Tren saat 9'da kalkıyor geç kalacağız! Niye beni uyandırmadın?"
Hızla yataktan fırladı.Malfoy'un cevap vermesine fırsat vermeden odadan çıktı.Ardından Malfoy çıktı.İkisi de birkaç saat sonra yeni bir Hogwarts macerasına başlayacaklardı ama bu seferki biraz daha farklıydı.
Granger ve Malfoy kapıda buluştular.Genç adam kıza elini uzattı ve göz açıp kapayıncaya kadar King's Cross'ta oldular.Yine her zamanki gibi doluydu.Malfoy muggle'lardan rahatsız olmuşa benziyordu.Ellerinde okul malzemeleri ve tren biletleri peron dokuz üç çeyreğe doğru ilerlediler.İlk önce Hermione hızla duvardan geçti.Herşey aynı sayılırdı.Etrafina bakınırken 2 tane kız koşarak yanına geldi ve bir anda kendini onlarla sarılırken buldu.
"Hermione seni çok merak ettik."
"Tatilin nasıl geçti?"
Genc kız şaşkındı ama belli etmemeye çalışıyordu.Kızlardan biri sarışındı beline kadar uzanan sarı saçları beyaz bir teni ve masmavi gözleri vardı diğeri de onun tam tersine kumraldı gözleri yeşildi.
"Malfoy ile nasıl gidiyor ?"
"Tüm detaylarını duymak istiyorum bu sefer kaçamazsın Hermione Granger."
Zaten karışıklığı çözmeye çalışırken Malfoy lafını duyunca daha da aklı karışmıştı.Cevap vermedi o anda sarışın kız küçük bir çığlık attı
"Hadi çabuk olalım yoksa treni kaçıracağız."
Gitmeden önce arkama son kez baktım.Malfoy bana bakıyordu donuk bir şekilde el salladım sadece....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramione/The future
Fiksi Penggemar"Seni hiç bitmeyeceğini bildiğim bir aşkla seviyorum."
