Yazardan
"Astoria, oldu bu iş." diyerek sarıldı Draco Astoria'ya. Draco çocuklar gibi seviniyordu. Nihayet Hermione ile tekrar birlikte olmuşlardı. Hemde Hermione istemişti!
Draco geri çekildiğinde "Ama senden son bir isteğim var."
"Senin için yapamayacağım şey yoktur. Nedir o?" dedi Astoria kaşları merak ile çatılırken. "Dean'ı yalnız bulduğunda yanına git. Ne yapman gerektiğini biliyorsun. Sadece Hermione'nin görmesi gerek o kadar."
"Draco sen ciddi misin?"
"Yapmak istemiyorsan tabiki istemiyorum diyebilirsin."
"Saçmala tabiki yapmak istiyorum. Hem siz mutlu olacaksanız eğer seve seve." diyerek gülümsedi Astoria. "Fakat Hermione beni resmen orospu gibi görecek. Ama orayı da sen halledersin artık." diyerek omuz silkti.
*
"Hermione, kaç kere özür dileyeceğim."
"Dean senin yüzünden orda herkesin içinde rezil olduğumun farkında mısın? Sudan korkmasaydım eğer on metre yükseklikten atlardım senin için! Ama korktuğumu da biliyordun." diye bağırdı Hermione Dean'e, suya düştüğü andaki korkuyu tekrar yaşadı iliklerine kadar.
Küçük Elizabeth odasından annesinin yüksek gelen seslerini duyduğunda yataktan inip kapıyı açtı.
Hermione kapının açılma sesi ile kapıya döndü. "Anne, bir sorun mu var?" diye cikledi Elizabeth, elinde küçük beyaz ayıcığını tutuyordu. "Bir şey yok." diye atladı Dean söze fakat sert çıkışmıştı. Dean hayatında ilk kez Elizabeth'e sesini yükseltmişti. Hermione ise Dean'e kaşlarını daha fazla çatarak baktı. O da şaşırıyordu, kızına Dean ilk sesini yükseltmişti.
Küçük Elizabeth Denny'sine korkarak baktı. Küçük cadı dudaklarını büzdü ve ağlamaya başladı. Dean ne yaptığının yeni farkına varmış başını iki yana sallamış ve girdiği hipnozdan çıkmıştı.
"Çok üzgünüm." diyerek Elizabeth'e bir kaç adım attı fakat küçük cadı annesinin arkasına koşup saklandı. Küçük cadı burnunu iki kez ardı ardına çekip eli ile pembe yanaklarındaki yaşları sildi.
Dean şu bir dakika içerisinde olan olayları gözünden geçirdi. Tanrısına dua edip bu karmaşanın son bulmasını istedi. Belkide Dean işlediği onca günahın bedelini ödemeye başlamıştı. Masum insanların hayatlarından uzun yıllar çalmıştı. Bunu bedeli onun için çok ağır olacaktı.
"Git Dean. Lütfen beni kızım ile yalnız bırak. Ve ben gel diyene kadar da gelme." Hermione'nin sözleri Dean'ın vücuduna cam kırıkları gibi saplanırken Dean kuruyan boğazını yutkunarak geçiştirmeye çalıştı. Siyahi büyücü hiçbir şey söylemeden odadan çıkıp Ron'un yanına gitti.
Hermione Draco'yu düşünüp onun yanına gelmesini istiyordu. Dean'ı yollamıştı. Elizabeth'i de yollamalıydı. Kalan anıları da görmek istiyordu. Dean kendisine yalan söylemişti. Draco düğüne gelmişti işte.
Hermione kızına dönüp,"Hadi Harry ve Ginny'nin yanına git." dedi. "Sana bir sürprizleri varmış." dedi muzipçe ve gülümsedi. Elizabeth burnunu çekip olumlu anlamda başını salladı. Küçük cadı ayıcığına sarılarak odadan çıktı.
Hermione komidinin üstü de duran telefonu alıp Draco'nun numarasını tuşladı. Telefon ilk çalışta açıldı.
"Bir sorun mu var Hermione?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dramione / PureBlood-Prince 2
FanfictionCan't run out with a ghost. Dramione / PureBlood-Prince kitabının devamıdır. Hermione yapılan hafıza silme büyüsü ile Draco'nun düğüne geldiğini ve hatta Dean'ın onu vurduğunu unutur. İkisine dair çoğu güzel anıları da genç cadının aklından silinir...