Fırsat

74 1 6
                                    

      Onu takip etmem ,nereye gittiğini ve akşam vakti eve gitmek için saat kaçta otobüse  bindiğini öğrenmemi sağlamıştı.Ama onun hakkında bilmediğim daha çok şey vardı.

      Günün her anı onu düşünüyordum.Bazen hayallere dalıp ikimizi mutlu mesut yaşarken görüyordum.Bazense bana aşk sözcükleri söylerken ... Ailem benim bu durumum hakkında telaşe kapılmıştı.Benim derslerimi aksatacağımdan dolayı tedirginlik duyuyorlardı.Haksız da sayılmazlardı.Ben onu otobüste ilk gördüğüm andan beri hiç ama hiç ders çalışmamıştım.Bu cümleyi kurunca birdenbire bu 1 aylık süre zarfında 2 tane sınava girdiğimi anımsadım.İki sınavım da berbat geçmişti.Üniversitedeki hocalarım benim bu durumuma çok şaşırıyorlardı.Zira ben onu görene kadar çalışkan bir öğrenciydim.Bütün bunlar benim onu düşünmemi,onu delice sevmemi engellemeye yetmiyordu.Ama bu işin artık bir neticesi olmalıydı.Onunla konuşup evliyse bile bunu öğrenmeliydim.Birdenbire yanına gidip sen evli misin diye de soramazdım ki.Günler bu gibi düşüncelerle hızla akıp giderken bir gün ayağıma müthiş bir fırsat geldi.Sanki forvet oyuncusu bana topu atmış benim bomboş kaleye topu atmamı istiyor gibi bir durum vardı .Ama ben bomboş kaleye topu atacağıma topu en alakasız bir yere atmış gibiydim.

        Size bu fırsatı nasıl kaçırdığımı anlatmadan evvel o günü anlatayım.O gün uyandığımda bende sanki son saniyede takımını öne geçiren golü atmış bir oyuncunun mutluluğu gibi bir mutluluk vardı.Neşeyle her gün yaptığım yüz yıkama,kahvaltı yapma gibi ritüelleri yerine getirdim.Evden çıktığımda o günün çok farklı geçeceğini hissetmiştim sanki.Otobüse bindim ve hanımefendiyi beklemeye koyuldum.O otobüse bindiğinde kartını okutmak için harekete geçti.Ama kartında yeterli bakiyesi kalmamıştı.Otobüsün içine doğru yöneldi ve :

-Benim yerime kartını okutacak birisi var mı ? Parasını vereceğim tabii ki.

           Bu cümleyi duyar duymaz beynimde şimşekler ardı ardına çaktı.Kartımı daha yeni doldurmuştum.Hadi oğlum Demir söyle hadi benim kartımı kullanabilirsiniz diye hadi diyerek kendime adeta gaz veriyordum.Ayağa kalktım ve ona doğru yöneldim.Ağzımı açıp konuşmak istediğimde ise bunu başaramadım.Sanki çenem sadece o an için kitlenmiş gibiydi.Çene kaslarımı hareket dahi ettiremedim.Günlerdir nasıl tanışacağım diye düşünürken böyle bir fırsatın ayağıma kadar gelip benim bu fırsatı değerlendiremeyişim beni kahretti.O an neden ağzımı açamadığımı bilmiyorum.Fiziksel bir sebepten ötürü olduğunu düşünmüyorum.Çünkü o andan sonra kendi kendime konuşmaya çalıştığımda bunu gayet iyi bir şekilde başardım.Ağzımı açamayınca gözümden yaşlar adeta birbiriyle yarış edercesine düşmeye başladı.Gözyaşlarımı belli etmemek için üzerimdeki gri eşofmanın aynı renkli kapüşonunu başıma geçirip yüzümü aşağıya doğru çevirdim.Sonra benli yaşlarda bir genç delikanlı kartımı ona verdi.Hanımefendi nazikçe teşekkür edip kartı iade etti.O anda sanki hanımefendiyi bu adama kaptırmış gibi bir his doğdu içime .Bu anlardan tek kazancım onun sesini duymuş olmam oldu.Evet,ilk defa onun sesini duymuştum.Sesini tarif edecek olsam bunu kelimeye dökemem.Hafızamın en kuytu yerinde bu tarifin durduğunu düşünüyorum.


HanımefendiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin