1.5 ay olmuştu onu otobüste gördüğüm andan beri.Ben bu süre zarfı boyunca onunla tek kelime dahi etmedim.Daha doğrusu edemedim.Devamlı onunla nasıl muhabbet ortamı kurabilirim diye düşündüm.Aklıma birçok fikir geldi.Ama bu fikirleri uygulayacak kudrete sahip değildim.Zaten sahip olsaydım onunla çoktan konuşmuş olurdum.İşin kötü tarafı hala sevdiği birisinin olup olmadığını da öğrenememiştim.Bu arada sizlere biraz ailemden söz etmek isterim.
Öncelikle anne ve babamdan başlayayım.İkisi de birbirine epey fazla benziyor.İkisi de her daim benim iyiliğimi istiyorlar mesela.Bunun için de devamlı bana öğütlerde bulunuyorlar.Örnek vereyim;''Oğlum derslerini ihmal etme,aman oğlum aklını başına devşir,abuk subuk şeylere bulaşma vs''.Aslında her anne baba bu tavsiyeleri oğul veya kızlarına verir.Ama ben anne ve babamın bu işi abarttıklarını düşünüyorum.Ben tabiatım gereği kimseden emir almaktan hoşlanmıyorum.Eğer ailem bana bir işi yap diye baskı yaparsa ben o işi yapmayı istesem dahi sırf onlar istediği için yapmam.Bu anlattıklarımın en büyük kanıtı ailemle bu yaşıma kadar etmiş olduğum kavgalar.Hepsinde haklı olan tarafım kendim olduğunu düşünüyorum.Bence hiçbir insan başkasının hayatına onun iyiliğini istese dahi karışmamalı.Bu yüzden çevremde her daim kafasının dikine giden biri olarak bilinirim.İnsanlar bu huyumu sanki çok kötü bir şeymiş gibi kabul ediyorlar.Hatta beni asosyal biri olarak da tanımlıyorlar.Bence bunların hepsi birer ön yargıdan başka bir şey değil.Ne kadar kolay değil mi bir insanın diğer bir insan hakkında bir yargıda bulunması.Neyse anne ve babamı anlattıktan sonra kardeşlerime geçeyim.
Ben 22 yaşındayım,kardeşim Aysel ise 18.Henüz liseyi bu sene bitirecek.O da benim gibi anne ve babamın bu despot tavrından hiç hoşlanmıyor.Aslında tek ortak özelliğimiz anne ve babamızın despot tavrını sevmememiz.Bunun dışındaki tüm özelliklerimize farklı diyebilirim.Bir kere o sosyal birisi.Bir sürü arkadaşları var.Neredeyse her gün onlarla buluşup bir yerlere gidiyor.Ailem bir defasında Aysel'in bu kadar çok dışarı çıkmasını bana şikayet edip benden onu uyarmamı istemişlerdi.Ben bu dediklerini yapacağımı söyleyip soluğu Aysel'in yanında almıştım.Aramızdaki muhabbeti harfine dokunmadan aktarıyorum.
Ben:Kardeşim,ailem ve ben senin her gün dışarı çıkıp geç saatlerde eve gelmenden şikayetçiyiz.Dışarı çıkma demiyorum.Ama en azından her gün çıkma ve eve erken gel.
Aysel:Abi bırak ya ! Senin arkadaşın yok dışarı çıkamıyorsun diye bende mi senin gibi dışarı çıkmayıp,evde kalayım.
Ben:Sen ne diyorsun ? Nasıl böyle konuşabilirsin benimle ?
Aysel:Tutturmuşsun bi hanımefendi hanımefendi diye ! Kızla daha konuşmuşluğun bile yok.Yazık annemle babam da kızı gelini olarak görüyorlar.
Bundan sonra ne dediğini hatırlamıyorum.Kardeşimin bana bu sözü söylemesi sanki bıçakla kalbimi delmişçesine canımı yaktı.Ben kardeşine dahi söz geçiremeyen,asosyal ve ezik bir insandım.Kardeşim bile beni kaale almıyordu.Belki de kardeşimin de dediği gibi hanımefendi benim için boş bir hayalden başka bir şey değildi.Bu acizliğim karşısında çok büyük bir üzüntü duymuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hanımefendi
RomanceBen kimseye ona baktığım gibi bakmadım.Kimseyi onu sevdiğim kadar sevmedim.Onu gördükten sonra aklımı ve duygularımı Onun hizmetkârı yaptım. O kim mi ? O Hanımefendi ... 6. Bölüm olan Seviyorum Delicesine yayımlandı.Şiddetle okumanızı tavsiye ederim...