sanirim bu bölüm biraz gecikti. İyi okumalarr...
Eve geldik. Hızla sinirli bir şekilde arabadan indi ve bana bakmadan " in!" diye bağırdı. Ben de hemen indim ve peşinden eve girdim.
Sanırım bana gerçekten kızgındı. Eve girdiğimde hızlı adımlarla merdivenden odama çıkmaya başlamıştım ki beni durdurdu.
-" Buraya gel !" diye bağırdı. İlk defa bu kadar ürkütücü çıkmıştı sesi ve bu beni
korkuttu.
-" T-Tamam " dedim. Malesef sesim titremişti ve bundan nefret ediyordum.
Karşıdaki koltuğa oturdu ve bana sinirle bakmaya devam etti.
- " Sana seni benim alacağımı söyledim. O yağmurda nasıl eve yürüyerek gitmeyi düşünüyordun ki ! " diye bağırdı. Bu beni
gerçekten korkutmuştu.
- " Ö-özür dilerim. Ben seni bekledim ama gelmeyince.." sözümü sert bir şekilde kesti.
-" 10 dakika daha beklemek yerine o yağmurda yürümenin daha iyi olacağını mı düşündün aptal ? " diye bağırdı.
- " Özür dilerim. Orda çok üşümüştüm ve unuttuğunu düşünerek kendim gelmeye karar verdim. Ayrıca 10 dakika değil tam
yarım saat bekledim. "
diye kendimi savundum. Sesim sonlara doğru sert bir ton almıştı ve sanırım bu yüzden şuan bana daha kızgındı.
-" Sana son kez söylüyorum. Burda patron benim ve benim sözlerim geçerli. Sana verdiğim emirlere birdaha karşı
gelirsen ölmek için bana yalvarırsın. Anladın mı beni? " diye bağırdı.
Anladım anlamında başımı salladım ve odama çıkmak için ayağa kalktım.
-" Ayrıca bundan sonra su içmek için bile benden izin alıcaksın. İzin almadan böyle kalkıp gidemezsin. " dedi yine o sert tonla.
Ahh ne kadar sakin olmaya çalışsam da bu hali beni delirtiyordu. Hem beni o soğukta o kadar bekletti hem de suçlu benmişim gibi beni azarlıyor.
' Sen kimsin de senden izin alıcam? ' diye bağırmak istesem de tabiki bunu yapmadım.
- " Peki , odama çıkabilir miyim acaba ? " diye sordum elimden geldiğince sakin bir ses tonuyla.
-" Çıkabilirsin. Kapını kapat. Ben söyleyene kadar ordan çıkamazsın. " dedi ukala bir tavırla.
Bu piç kurusu da kim bana ceza veriyo??
-" Peki anladık. " dedim ve odama çıkıp banyoya girdim.
Banyodan çıktım ve banyoda iç çamaşırlarımı giyip çıktım. Kafamı kaldırdığımda karşımda Ayaz piçini gördüm.
Ne cürretle benim odama böyle girebilir?
-" Heyy sapık mısın sen ? Hemen dışarı çık . " dedim bir yandan üstümü giymeye çalışarak.
Yüzünde pis bir sırıtış oluştu ve bana doğru yürümeye başladı.
- " Heyy geri çekil. Ne yaptığını sanıyorsun? Geri çekil dedim. Bir adım daha atma.
Bana doğru yürümeye devam ediyordu ve onun her adımında ben de bir adım geri gidiyordum. O anda duvara yapıştım ve bana iyice yaklaşıp konuşmaya başladı.
-" Şuan çok tatlı görünüyorsun küçük cadı. Yüzün elma gibi oldu. Benden bu kadar mı korkuyorsun ? " dedi gülerek.
-" N-Ne korkcam be senden? Sadece biraz utandım o kadar. " Bunu sert bir şekilde söylemek istemiştim ama sesim bana ihanet etmişti.
Büyük bir kahkaha patlattı ve bana iyice sokuldu.
-" Artık bana aitsin Duru. Benden asla kaçamazsın ve bana karşı gelemezsin. Sen benimsin. Eğer birdaha bana
karşı gelicek bir hareket yaparsan senin o güzel yüzün morluklarla dolar. " dedi.
- Ne demek istiyors..? Derken dudaklarıma yapıştı ve beni sertçe öpmeye başladı.
- " Bana karşılık ver. " dedi sessizce.
Ben de yavaş bir şekilde karşılık verdim ve dudaklarımdan bir inilti döküldü.
Bunu duyunca o da sırıttı ve dudaklarını benden ayırdı.
Sadece 10 dakika önce beni deli gibi korkuturken şimdi beni öpüyordu. Değişen ruh hali gerçekten çok garipti ve ona
aşık olmamı da düşünürsek bu adam
beni gerçekten esir almıştı.
Ve artık ne kadar çok istesem de ondan ayrılabileceğimi sanmıyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakışıklı Patronum
RomanceHenüz 19 yaşındayım. Ailem geçen yıl trafik kazasinda öldü ve koskoca bir evde tek başıma kaldim. Geçinebilmem için bir iş bulmam gerekiyordu ve sonunda bulmuştum. Ama patronum olan kişi bütün hayatimi etkileyecek ve ona tamamiyle bağlanmamı sağlaya...