merhaba. yb biraz geç geldi biliyorum ama okuldaki son sınavlar ve kitap kontrolleri olduğu için bu hafta hiç boş zamanım yoktu. iyi okumalar..
Elimde bir vampir kitabıyla yaklaşık 1 saattir bu yatakta uzaniyordum ve hala buranın neresi olduğunu bilmiyordum. Fazlasıyla halsiz olduğum için de kalkıp Ayaz'a sormaya üşenmiştim.
Ama aklıma takılan bu soruya artık bir cevap almalıydım. Ben de yavaşça kalktım ve pijamalarla odadan çıkıp aşağı indim.
Ayaz ortalıkta görünmüyordu ama ev o kadar büyük ve güzeldi ki evin heryerini dolaşmadan evde olup olmadığını anlamam imkansızdı.
Ben de salondan bahçeye açıldığını düşündüğüm tamamen camdan oluşan bir kapıya doğru ilerledim ve kapıdan dışarı çıktım.
Vay canına bu bahçe bir saray bahçesinden daha güzel olabilir. Yaklasık
30 tane farklı çiçek türü olduğuna eminim. Bahçenin kenarında duran ahşap masa ve sandalyeler de çok güzel görünüyordu.
Ve bir de sallanan salıncak vardı. Orda sallanmak için ilerlerken ilerde bir ses duydum ve bahçenin diğer tarafına doğru ilerledim.
10 adım daha attıktan sonra o sesin sahibinin Ayaz olduğunu gördüm. Ve yanında çok tatlı labrador cinsi bir köpek vardı. Ayaz da ona mamasını koymakla meşguldü.
Hemen koşup köpeği sevmeye başlayınca Ayaz da hiç değişmeyen duygusuz gözleriyle bana bakarak konuşmaya başladı.
-" Anlaşılan köpeğe benden daha çok değer veriyorsun. Daha yüzüme bakmadan ona koştum. Üstelik onu senin için 2 saat aradım ve aldım. " dedi hafif gülümseyerek.
-" Onu benim için mi aldın? Ama burası neresi? Neden buraya geldik ? " diye sordum.
-" Burası bana babamdan kalan bir villa. Şuan İzmir'deyiz. Biraz eğlenelim diye seni buraya getirdim. Bu köpek de sana. Burda hizmetçiler bakcak biz yokken." dedi bana bakmayı sürdürerek.
-" Peki ona bir ad verebilir miyim?" diye sordum heyecanla. Hayatım boyunca hep bir köpek almak istemiştim ve hayalim şimdi gerçek oldu.
-" Tabiki verebilirsin. Senin köpeğin dedim ya. " dedi gülerek.
-" Tamam , senin adınn .. ımm Tony olsun o zaman. " dedim ve onu zincirden çıkarıp tasmayı taktım.
-" Ayaz biraz onu gezdirsem olur mu? İstersen sen de gel. " dedim.
-" Gel şimdi seni biriyle tanıştıracağım. Onunla gezmen daha iyi olur. Benim şimdi biraz işim var. " diyince önce biraz surat astım sonra da onu peşinden takip ettim.
Villada benimkinin 2 yan odasına gelmiştik. Kapıyı açtı ve girdi. Ben de peşinden girdim.
-" Meraba kuzicim. Bu bahsettiğin kız mı ? " diye sordu benim gibi yatakta uzanmış kitap okuyan bir kız. Ama sanırım o romantik bir kitap okuyordu.
-" Evet. Bu arada bana kuzicim demekten vazgeçsen iyi olur. Bu Duru." dedi beni işaret edip.
-" Meraba Duru. Ben Öykü. Ayaz'ın kuzeniyim. " dedi .
-" Meraba. Tanıştığıma sevindim. " dedim gülümseyerek.
-" Peki o zaman siz köpeği dolaştırın biraz. Ben de işlerimi halledeyim akşam da bir yerlere gideriz. Çok geç olmadan dönün. " dedi Ayaz ve kapıdan çıktı.
Biz de önce odada biraz sohbet edip sonra köpeği dolaştırmaya çıktık.
Ayaz'ın Ağzından :
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakışıklı Patronum
Roman d'amourHenüz 19 yaşındayım. Ailem geçen yıl trafik kazasinda öldü ve koskoca bir evde tek başıma kaldim. Geçinebilmem için bir iş bulmam gerekiyordu ve sonunda bulmuştum. Ama patronum olan kişi bütün hayatimi etkileyecek ve ona tamamiyle bağlanmamı sağlaya...