Çünkü yolculuklar mutlu biter.

383 48 7
                                    

***"Hoşçakal Bahadır. Sanırım bizim yolculuğumuz buraya kadardı. "***

"Gözünden bir damla yaş düştü. Dedi ki "Yolculuklar böyle bitmemeli. Bitemez.""

""Ama bitmek zorunda.""

"Valizimin kolunu yavaşça kaldırdım. Ancak engel oldu. Zorla valizi kenara attı. Bağırdım. Duvarın dibine çöktü . "Çek ellerini üzerimden! Düşünsene o kadın kim bilir ne kadar acı çekmiştir. Düşünsene biraz. Kim bilir ne kadar mutlu bir hayatı vardır. Onun hayatını mahvettin sen. Hadi tamam diyelim ki kazayı yaptık , sen kadına ne yardım ettin ne de ambulans çağırdın. Kadın orada can çekişirken sen onu öyle bıraktın. Şimdi ben hastaneye gidiyorum. Onu ziyaret edicem. Ve sen de hayatına devam et .Yakın zamanda polis seni bulacak ve hapse gireceksin. Boş duvara bakacağın her gün umudun ışığı kararacak. Hayallerin , anıların , yaşadığın her an kafanda boş bir odada kilitli duracak. Anahtarı sende. Ama açamayacaksın. İçindeki karanlık buna izin vermeyecek. Öylece oturup duvarı izleyeceksin. Bedenin yaşayacak ruhun yanarken. İçten içe öleceksin."

"Önce konuşmadı . Yüzünden üzüldüğü fazlasıyla belli oldu. Sonra kafasını kaldırdı."

"" Tamam. Git. Ama önce senden son bir şey isteyeceğim. Hastaneye seninle gelebilir miyim ?""

"Ayağa kalktı. Ve yanıma yaklaştı. "

"" Madem ki öleceğim ; o zaman ölmeden önce sanırım kendimi affettirmem gereken kişiler var . Seni seviyorum Ezgi. Herşeyinle. Beni bırakma ne olur. Beni geçmişimde yaşadığım güzel anıların yokluğu değil , senin üzüntün öldürür. ""

"" Seni seviyorum Bahadır. Ama kırık kalp yine sever mi ?""

""Evet""

" " Peki sen hiç kırık bardaktan su içtin mi ?""

"Hafif güldü. Gamzeleri çıktı ortaya. Pis herif."

" " Peki sen hiç bardak kırık diye su içmekten vazgeçtin mi ?"dedi.""

"Valizimi elime aldım ve dışarıya çıktım. Arkamdan geldi. "

" Gerçekten gidecek misin ?"

Valizimi almıştı. Evden çıktık. Az kalsın anahtarları unutyordum. Çantama koydum. Ne gerek varsa zaten..."

"Kağıtta yazan adresi eline verdim. Hastaneye gidecektik. Merdivenleri tek tek inerek dış kapıya geldik. Kapının önünde duruyordu arabası. Aynı araba."

"Valizimi arabanın bagajına koydu. Sonra arabaya bindik ve bir buçuk yıldır yaşadığım sokağa elveda diyerek yavaşça huzurun son saatlerini yaşadım. Ardından gözlerim kapandı."

""Geldik.""

"Gözlerimi ovuşturarak arabadan indim ve etrafıma bakındım. Bahadır kapımı kapatıp yanıma geldi. Sıradan bir hastaneydi. Beyaz duvarları vardı. İçeriye girdik. Danışmaya kadının adını ve kaçıncı katta olduğunu sordum. Bana iki kat yukarıda 027 numaralı odada olduğunu söylediler. Merdivenleri yavaşça tırmandık. Tek kelime bile konuşmadan odayı bulduk."

" Odayı loş bir hava kaplamıştı. Kadın yatakta yatıyordu. Bahadır'ın elini tuttum. Bu kadını bu hale getiren adamın elini. Ama düşündüm de aslında bu olaya ikimiz de sebep olmuştuk. O gün o kadar içmeseydik belki böyle olmazdı. Tam elini bırakacakken elimi sıkıca kavradı. Yapamadım. Kadının yanında hemşire vardı. Bize kim olduğumuzu sordu. Arkadaşının kızıyım dedim. Bahadır için de bu da arkadaşım diyecekken hemşire "Sevgiliniz?" dedi. Of! Cevap veremdim. Ayrılmak çok zor iş."

" Hemşire , kadının durumunun iyi olduğunu, bacağında bir kırık olduğunu ve karnında büyük çizikler olduğunu söyledi. Hastaneye çevredeki vatandaşlar arabalarıyla getirmişler. Gelirken kanaması varmış. Ama hastanede kısa süren bir ameliyatla hallolmuş ve on gün içerisinde taburcu edilecekmiş. Kendisinden alınan kan ile kadının vücudunda alkol tespit etmişler. Bu bana kapak oldu. Gelen polisler de bir saat önce gitmiş. Kadın konuşmayacağını söylemiş. Bizden önce de arayanı veya soranı olmamış. O sırada kadın yavaşça yattığı yerden doğruldu ve ve hemşire bizi yalnız bıraktı."

"Kadının masmavi gözleri vardı. Kadın Bahadır'ın gözlerinin içine bakarak kısık bir ses tonuyla ;"Herşeyi hatırlıyorum. Kazayı sen yaptın. Aferim sana buraya kadar lütfedip gelmişsin. Merak etme polislere hiçbir şey söylemeyeceğim. Ben de bir zamanlar gençtim. Ailem dışarı çıkmama izin vermezdi. Babam erkek arkadaşlarımı döverdi. Beni zorla evlendirmeye kalktı ""

"Gözlerim doldu."

""Bir sürü şey yaşadım. Ve hala şu boktan hayatı yaşıyorum. Bana bir özür borcunuz yok. Bir ailem yok beni bekleyen. Şimdi gidin ve hayatınızı yaşayın. Ve asla arkada bıraktıklarınıza dönüp bakmayın." Ve bize kapıyı işaret etti.

"Kadın beni fazlasıyla haksız çıkarmıştı. Bahadır'a sarıldım. Yapıştım da denilebilirdi. Beraber hastaneden çıktık. Uçağa bir saat kalmıştı. O lanet uçağa binecektim. Ne olursa olsun yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Ama önce arabaya bindiğimiz gibi Bahadır'ın dudaklarına yapıştım. Onu affetmedim. Ama onu özlemiştim. "Şimdi şu lanet arabayı havaalanına sür bir iki hafta sonra geri dönücem." dedim.

"Şaşkın görünüyordu. Ama hala sırıtıyodu pislik. Ondan asla ayrılmayacaktım. Ayıcığımdı o benim."

" Havaalanına vardığımızda arabayı park ettik ve valizimi bagajdan aldım. Beraber içeriye girdik. Daha hangi ülkeye gideceğimi bilmiyordum bile. Elimi tuttu. O sırada derinlerden bir ses geldi ."

" Kızım ?"

" Kızım , Ezgi'm sen bizim burada olduğumuzu nereden biliyordun ?

"Hassiktir."

bazen sadece istersin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin