Ve Güzel Bitmesini İsterdim

52 7 0
                                    

"Baba!"

"Sesim kızgınlıktan çok hayalkırıklığıyla doluydu. Bahadır sırtımı sıvazlıyordu ancak bu yaptığı destek olmuyordu. İçimdeki acı tahammül edilemezdi. Gözyaşlarım akıyor, ve geriye ıslak ve soğuk şeritler bırakıyordu. Üşüyordum. Küçükken hep ayıcığıma sarılırdım birşeye üzüldüğümde. Küçükken küçük olan üzüntülerin büyüdükçe çoğaldığını ve adeta hançer gibi parçaladığını farkettim. Sesimi duymuştu. Bana bakıyordu."

"Kızım?"

"Titriyordum."

"Kızım sanıldığı-"

"Kapa çeneni!"

"Bahadır ağzı açık, beni izliyordu."

"Sakın bana bir daha kızım deme!"

"Dur bir açıkla-" Yanıma yaklaşıyordu.

"Yaklaşma! Eşyalarını kapının önünden alırsın. Annem de biliyordu değil mi? Yoksa bilmiyor muydu? Ah! Tabiki bilmiyordu değil mi. Lanet olsun."

"Titriyordum ve üşüyordum."

"Ezgi gidelim. Hadi."

"O beni çekiştiriyordu gitmek için. Ancak ben gitmek istemiyordum. Daha söyleyeceklerim vardı. Ancak engel olmadım. İkisini ardımızda bıraktıl ve yürümeye başladık. Annemin yanında olmam ve o adamın eşyalarını toparlamam gerekiyordu. Belki geçerli bir sebebi vardı. Ama annemi aldatamazdı. Bunu yapamazdı. "

"Hızlı adımlarla yürüyorduk. Kapkara yağmur bulutları güneşe karşı adeta savaş açmış, rüzgar aralarını ayırmaya çalışıyordu. Deniz ise hüzünle kavgalarını izliyordu. Dalgalı ve masmavi ... "

"Bahadır'ın arabayı açmasıyla arka koltuklara yöneldim. Şaşkınlıkla beni izliyordu. Sonunda açtığı ön koltuğun kapısını kapatıp arka koltuk kapılarını açarak yanıma oturdu. Onu izliyordum. Hareketlerinde bir değişiklik vardı. Nasıldı bilmiyorum ama değişiklik vardı ve bunun babamla ilgili olmadığından emindim. "

"Açtığı yarım litrelik suyu içirdi ve ellerimi tuttu. "Daha iyi misin?" "Evet." Nefes alışverişlerimiz birbirine uyum sağlıyordu. Dudaklarını öpmek istiyordum. Bir anda geri çekildi ve sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırmaya başladı."

"Eve vardığımızda yağmur yağıyordu. Anlaşılan o ki savaşı bulutlar kazanmıştı. Anahtarımla içeri girdim ve direk odama yöneldim. Annemle babamın kaldığı odaya. Bahadır arkamdan kapıyı kapattı ve telefonunu masanın üzerine bıraktıktan sonra yanıma geldi. Ellerini belimde birleştirdi kollarıyla sıkıca tuttu beni. Yanağımdan süzülen bir damla yaşı öpücüğüyle sildi. Bir süre böyle bekledikten sonra ayrıldık ve ben babamın valizine eşyalarını doldurdum. "

"Yaklaşık 15 dakika içinde bütün eşyalarını topladım ve kapının önüne koyması için Bahadır'ı görevlendirdim. Sabahtan beri yüzünde anlamsız bir ifade vardı. 'Herhalde havadandır.' diye düşündüm."

"Geldiğinde telefonunu masanın üzerinden aldı ve tuvalete gitti. Bende yiyecek birşeyler hazırlamak üzere mutfağa yöneldim. "

"Salata yapacaktım. Domates,havuç ve onun gibi sebzeleri yıkadıktan sonra elime aldığım keskin bıçakla doğramaya başladım. İçimdeki hayalkırıklığı gittikçe nefrete dönüşüyordu. Ya benim babam ya! Domatesi ikiye ayırdım. Nasıl benim annemi ? Lanet olsun! Domatesin yarısını ikiye böldüm ve küçük küçük kesmeye başladım. Bahadır telefonuyla uğraşıyor olsa ki mesaj sesleri geliyordu. İkinci domatesi kesiyordum ki bir anlık sinirle parmağım kesildi. "Ah!" Bahadır koşarak yanıma geldi. "Ne oldu?" Parmağımı gösterdim. Gitti ve yardım çantasından yara bandı çıkardı. Sıkıca elimi çekti ve dikkatlice yapıştırdıktan sonra elimi serbest bıraktı. Evet bu çocukta bir şey vardı. "Bir sorun mu var?" "Yoo canım neden?" "Bilmem bir değişik görünüyorsun." Hayır anlamında kafasını salladı."

Tezgaha bıraktığım bıçağı alarak salatayı yapmaya başladı. Bende yüzümü yıkamak için tuvalete yöneldim. O sırada Bahadır'ın telefonuna bildirim geldi 'Are you sure you want to clear all messages?' (Bütün mesajları silmek istediğine emin misin?) O salatayı hazırlarken telefonu alıp mesajları okumaya başladım. Mesajlar İklim'den di.
Bahadır'ın ilk aşkı. Son mesajlarında birbirlerine seni seviyorum yazmışlardı. Telefonu yere düşürdüm. Adeta kağıt gibi kayıp gitti ellerimden. "Neden? Neden Bahadır? Neden yaptın bunu bize?" Elindeki bıçağı bıraktı ve yanıma geldi. Ben inkar etmesini beklerken, yere düşen telefonu aldı ve sadece "Hoşçakal." dedi.

O giderken üzerindeki siyah tişörtte beyaz metinle yazan cümleyi okudum. 'Everything is over.' (Herşey sona erdi.)

bazen sadece istersin.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin