Bazen Sadece İstersin yayınladığım ve tamamladığım ilk kitaptır. İkincisi olmayacaktır.
- Ezgi kalk. Ezgiiiii ! Ezgi kalksana ! Eeeez-giiiiiii!
- Pelin uyuyacağım bıraksana beni ya !
- Ezgö kalk dedim. Hemen !
- Ne var ne var Pelin heh kalktım işte be al kalktım bak kalktım of!
Saat sabahın sekiziydi ve beni haftasonu bu saatte uyandıran arkadaşım canım arkadaşım Pelin, sabahın körü olmasına rağmen müthiş bir enerjiyle bana bakıyordu.
- Ne söyleyeceksin yav bu saatte ?
- Ben değil bak kim var burada.
Gözlerim hala bulanık görüyordu. Buna rağmen çamurlu ayaklarıyla bembeyaz halıya basan kişiyi tanıdım.
- Bulut!
Ayıcıklı pijamalarımla karşısında rezil olmuştum. Ama bunun önemi yoktu. Tam 5 aydır Karayip Adaları'nda iş için bulunuyordu ve ben onu çok özlemiştim. Neden mi ? Şöyle ki ;
Bahadır'ın düşmanıydı bu. Fakat biz Bahadır'la çıkmadan önce arkadaşımdı. Yakın değildik ama bir-iki defa dışarıda buluşmuşluğumuz vardı. Daha sonra Bahadır bana çıkma teklifi edince iyice kopmuştuk. Ben de ona gıcık olmaya başlamıştım. Bir yıl önce de Bahadır beni öylece ortada bıraktığı gün Bulut , Selen'in yanındaymış ve yazışmalarını okumuş. O gün Bahadır'ın bana ihanet ettiğini anlayınca yanıma gelmişti ve beni az kalsın intihar etmekten kurtarmıştı. Sonra tabi doğal olarak birkaç erkek toplayıp Bahadır'ı dövmüştü. O günlerde annem babamdan ayrılmış ve Pelin'le beraber yeni bir eve taşınmıştık. Babam ortaklığı bırakmıştı ve şirketten tamamen kopmuştu. Pelin ve Bulut sürekli yanımdaydı. Onlar sayesinde atlatmıştım o günleri.
İlk üç ay çok zorlanmıştım. Herşey farklı geliyordu. Okulda adeta bir hayalet gibi geziyordum. Rektör okuldan ayrılmıştı. Kısa süre içinde okulda sevgilisiyle yani babamla Kıbrıs'a taşındıklarını öğrenmiştim. Annem artık üzülmüyordu. Ama hala içinde bir yerlerde ona karşı sevgi beslediğinden emindim.
Bu üç ayın sonunda tam anlamıyla düzelmiştim. Ayrıca Pelin'in doğumgünü yaklaşmıştı ve Bulut'la ben sürekli bir plan yapıyorduk. En sonunda parti düzenleme kararı almıştık. Pelin sürekli yanımıza gelip doğum gününde ona ne alacağımızı soruyordu. Biz ise onu kovuyorduk. Parti günü Bulut'la alışverişe çıktığımızda yüzünde daha önce onda hiç görmediğim, gizemli bir parıltı vardı. Nedensizce bana gülümsüyordu. O kadar tatlı gülüyordu ki!
O gece bütün arkadaşları çağırmıştık, bütün okul sosyal medyada bu partiyi konuşuyordu. Bulut ve ben meyve sularının içine az miktarda alkol katmıştık. Parti barın içerisindeydi. Dışarıda güvenlikler vardı. Özellikle Bahadır'la Pelin'i çağırmıştık. Ve güvenliklere onları içeri almamaları emrini vermiştik. Güvenlikler onları içeri almayınca yüz ifadeleri öyle komikti ki!
Pelin'i evden sürpriz adı altında çıkarmıştık. Yol boyunca bize nereye gittiğimizi, ne kadar sürede orada olacağımızı soruyordu. Ama partiyi biliyordu tabiki. Sağolsun birkaç çöpçatan sosyal medyada duyunca anında söylemişti. Ama biz bunun bir sürpriz gibi devam etmesini istiyorduk.
Saat onda parti başlamıştı ve yaklaşık iki yüz elli kişi dans ediyordu. Pelin sürekli teşekkür ediyor ve geldiğimizden beri izlediği çocuğun ne kadar tatlı olduğundan bahsediyordu. Kısa sürede çocuk izlendiğini fark etmiş, tanışmak için yanımıza gelmişti. Çocuk Pelin'i dansa kaldırdığında ise asıl olay başlamıştı.
Bulut yine aynı şekilde bakıyordu. Daha önce onda hiç farketmediğim gamzeleri ortaya çıkmıştı. Gülüyordu. "Çok güzel görünüyorsun." demişti bana. Gülümsemekle yetinmiştim. Utanıyordum. "Ezgi şu anda o kadar çok öpmek istiyorum ki seni, sarılıp kokunu içime çekmek... Dayanılmaz bir istek bu. Ve bu beni öldürüyor. Ben... " değişik bir histi bu bende yarattığı. Aynı cümleleri bana Bahadır sarf ettiğinde şaşırmıştım. Çünkü karşılık vermek istemeyeceğim bir duyguydu benim ona karşı hissettiğim. Ama içimde bir yerde Bulut'a karşı birşeyler olduğunu o an anlamıştım.
Bu olay olduktan yaklaşık dört hafta sonra Karayip Adaları'ndaki işi çıkmıştı. Gitmek zorundaydı. Ve biz onla tam beş aydır görüşemiyorduk. Onu o kadar çok özlemiştim ki.
- Eee sarılmak yok mu?
- Gel buraya!
Yataktan fırladığım gibi üzerine yapışmıştım. Parfümünü değiştirmemişti. Saçları eskisi gibi taralıydı. Hafif yukarı kalkıktı ve ben bu halini çok seviyordum. Öyle sıkıcasına sarılmıştık ki birbirimize, sanki bir daha hiç bırakmayacakmış gibi.
Hep istemiştim. Hiç olmayacak dendi . Ama buna yol açanlar kendi imkansızlıklarında boğuldu. Ve bu bizim hikayemiz oldu... Bazen Sadece İstersin.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
bazen sadece istersin.
Fiksi RemajaBazen güzel olmak istersin. Bazen yakışıklı olmak istersin. Elini sallasan ellisi olsun istersin. Para istersin. Şans istersin. Mutluluk... Huzur istersin. Hep istersin.. Hep istersin ama herşeye sahip olduğun zaman ne isteyeceksin ? Not : Hikaye bi...