3 *ÖZGÜRLÜK*

406 12 0
                                    

Yatağımda uzanmış, günlüğümü boş ve anlamsız sözcüklerle karalıyordum. Bir taraftan karakalem çalışması yaparak günlüğümü mutlu tutmak için uğraşıyordum. Bir süre sonra çizdiğim anlamsız şeye baktım. Hayatım bu resim yüzünden mahvolmuştu. Gördünüz işte, ellerimin değil beynimin çizdiği resim bile bir hamile kadını anlatıyordu. Bir tarafta sular ve hamile kadın boğuluyordu. O sular da kesin benimdir değil mi? Derin sularda boğularak can veren bir zavallı hamile sanılan kadın...

Odamın kapısı çaldığında başımı kapıya çevirdim refleksle. Yazımı bir süreliğine durdurmak zorunda kalmıştım.

Odaya giren annem yatağıma, başucuma oturdu ve gülümsedi. Ne diyeceğini tahmin edebiliyordum. İlk olarak gerçekten hamile olup olmadığımı soracak ve ağzımdan laf almaya çalışacaktı. Daha sonra da başka önemsiz bir şey söyleyecek ve bozulan moralimi yükseltmeye çalışacaktı.

"Derin? Kızım? Bana kızgın olduğunu biliyorum meleğim" Annem elini saçlarımı okşamak için uzattığında başımı hızla çevirdim ve annemin şefkat dolu elleri, kucağına düştü yavaşça.

"Sana kızgın değilim anne, kırgınım anlıyor musun? Beni bir yalan haberle buraya kapattınız ve dışarı yasağı verdiniz! Ne kadar kötü olabileceğimi bir tahmin et istersen." Yüzüne bile bakmadan bir çırpıda konuşup bitirmiştim.

"Tatlım, yanlış anlıyorsun bizi. Senin iyiliğin için b-"

"Benim iyiliğimden bahsetme anne! Yemek hazır ?" Gözlerinin kahvesine en dokunulmaz nefretimle bakmıştım. Annemin yüzünde olan kırgınlığı görebiliyordum. Ama nafile! Yaklaşık iki gün önce benim gözlerim de annemin gözlerinden farksızdı.

"E-evet kızım. Hazır." Dolan gözleriyle bana bakmamaya gayret etmişti. Başını hızla çevirerek kalktı ve odadan çıktı hızlı bir şekilde. Üzülmüştüm. Annemin üzülmesi ve onu öyle görmek, beni derinden yaralamıştı fakat ben daha çok üzülmüştüm. Ailemin bana inanmaması o kadar çok canımı yakmıştı ki...

***

Mutfağa inip ne var ne yok diye bakmaya gelmiştim. Annem ve babam karşılıklı masada oturmuş çaylarını yudumluyorlardı. Onlara bakmadım ve buzdolabına yöneldim. Biraz araştırma yaptıktan sonra bir tabak aldım ve domatesleri doğradım. Tepsiye bir bardak da su ve peynir koydum. Yemek masasında duran ekmek poşetinden de ciddi gözlerle bir parça ekmek alıp tepsiye koydum.

DÜŞMAN ŞİRKETLER (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin