Güneş batmış ve etrafa karanlık hakim olmuştu. Matthew hepimize saat 10'da yapacağı bir toplantı için aşağıya inmemizi söylemişti. Ve bunun için daha 25 dakikam vardı. Ne diyeceğini biliyordum , benden yemin etmemi isteyecekti. Söz vermemi... Yarın gece onlardan birini öldürmem için.
Kaliforniya , Cambria'daki 2 katlı , kasabadan uzak güzel bir evde yaşıyorduk. 3 sene önce ailelerimizin ölümüne sebep olan doğaüstü yaratıkları öldürmek için birleşmiştik. Ben karıncaya bile zarar veremezken ailemin intikamı için herşeyi göze aldım ve alacaktım. O gün herkesin 17 yaşına bastıklarında avlanmaya başlayacakları kararlaştırılmıştı. Ve bende 17 yaşıma 5 gün önce basmıştım. Bu yüzden yarın ki dolunayda ilk tecrübemi yaşayacaktım. Matthew ve Ian 21 yaşında. Daniel 19 , Nathaniel ise 18 yaşında yani aralarından avlanmayan tek ben kalmıştım.
Saatım 22:00'ı gösterdiğinde düşüncelerimden uzaklaşıp alt katın yolunu tuttum. Ben hariç herkes yerlerini almıştı. Benimde yerimi almamdan sonra Matthew konuşmaya başladı.
"Herkesin hazır olduğunu düşünüyorum. Aramızda bunu yapmayan tek Hayley var. Ama bu iş hakkında oda bizim kadar birşeyler biliyor. Yarın gece ki dolunayda herkesin başarılı olmasını diliyorum. Görevinizi yerine getirin ailelerinizin intikamını alın ve şimdi bunun için bana söz verin."
Her bir yanımdan 'söz veriyorum... yemin ederim...onların canına okuyacağım...' diye sesler yükseldi. Daha sonra hiçbir şey söylemeyen tek kişinin ben olduğu farkedildi ve tüm gözler bana döndü. Matthew tekrar konuştu.
"Hayley bunun senin ilk tecrüben olduğunu biliyorum ve korktuğunu da biliyorum. Çünkü bunları bende yaşadım. Fakat bunu bilmelisin ki onlar bizim ailelerimizi öldürdü. Yani bir intikam haketmiyorlar mı sencede? Onlar birini öldürünce zevk alıyorlar Hayley.Aynı ailelerimizi öldürürken aldıkları zevk gibi.Bu yüzden bunları yanlarına bırakmamalıyız. Ailelerimiz için savaşmalıyız, intikam almalıyız. Beni anlıyor musun tatlım??"
Zar zor çıkan sesim ile "evet" demeyi başardım. Yine uzun bir sessizliğe gömüldük. Hiç kimseden 'çıt' çıkmıyordu. Daha sonra Ian'ın kulağıma eğilip "söz ver" demesiyle aklım başıma geldi. Ayağıya kalktım ve derin bir nefes aldım. Ve konuşmaya başladım.
"Yarın geceki dolunayda ve bundan sonrakilerde görevimi elimden geldiğince yerine getireceğime ve ailemin kanını yerde bırakmayacağıma söz veriyorum."
Sesim korktuğum kadar kısık ve anlaşılmaz çıkmamıştı. Aksine gür ve son derece anlaşılır çıkmıştı. Düşüncelerimi bölen sese bakınca yine Matthew konuşmaya başlamıştı.
"Hepinize teşekkür ederim. Şimdi sizden güzelce uyumanızı ve yarın ki dolunay için enerji depolamanızı istiyorum. Hepinize iyi geceler."
Herkes karşılık olarak " İyi geceler" deyip yukarı çıktı. Bu arada Matthew ve Ian 2 senedir birlikteler. Pek çok ortak noktaları var ve birbirlerine çok yakışıyorlar.Evet değişik bir durum.
Matthew uzun boylu, kaslı -aşırı kaslı- , siyah kısa saçları ve yeşil gözleri var kısacası çok yakışıklı bir o kadar da iyi biri.Ian ise Matthew kadar uzun boylu ve harika kahverengi saçları var. Kısacası o da çok yakışıklı..
Yatağımda uzanmış yarın ne yapacağımı düşünüp duruyordum. Daniel bana birçok kez okçuluk dersi vermişti. Ve bunda başarılı olduğumu söylemişti. Ayrıca nasıl dövüşeceğimi ve silah tutucağımıda öğretmişlerdi. Bunlarda ne kadar da iyi olsamda içimde ki korkuyu gideremiyordum. Daha önce kimseye zarar vermemiştim, zarar vermekte istemiyordum. Onlar ailemi öldürmüş olsa bile.Kimseye dahi zarar vermeyi düşünemiyordum.
Akmasına engel olamadığım yaşlarımı elimin tersiyle silip yanı başımda duran ailecek çekilmiş çerçeveyi elime aldım. Onları o kadar çok özlüyordum ,onlarla olmayı o kadar çok istiyordum ki. Kendi kendime mırıldandım " sizi çok seviyorum ve hep seveceğim" dinmeyen gözyaşlarımın arasından...
Çerçeveyi aldığım yere başımın ucuna koyup masa lambamı kapattım. Ve ailemin başı ucumda olmasının rahatlığıyla uykuya daldım.
🔻
Hemen yanı başımdan gelen Ian'ın sesiyle uyandım. Saatime baktım, baktım ve tekrar baktım.
"Ahh lanet olsun!!! Bu kadar uyuduğuma inanamıyorum. Okula geç kaldım."
diye bağırarak yatağımdan hızlıca kalktım. Ve dolabımın karşısına geçtim. Sonra Ian bana seslendi ve bu kadar endişelenmem gerekmediğini anladım.
"Bugün Daniel'de okula gitmedi. Gece için hazırlık yapıcaz. Şimdi ise hemen hazırlan ve Daniel'i arka bahçede daha fazla bekletme .Ok atışı çalışacaksınız,tatlım."
dedi ve odadan çıktı. Duyduğunu bile zannetmediğim bir şekilde "tamam" diye mırıldandım arkasından ve hazırlanmaya başladım. Hızlıca dolabımdan çıkardığım siyah eşortmanı ve siyah tişörtü üstüme geçirdim. Saçımıda at kuyruğu yapıp aynanın karşısına geçtim. Daha 17 yaşındaydım ve adam öldürecek olmama hala inanamıyordum. Aslında adam değil de doğaüstü bir yaratık, varlık desek daha doğru olur. 3 sene öncesine kadar bu yaratıkların varlıklarından bile haberim yoktu ve bu gece onlardan birini öldürmeliydim. TANRIM!
Hemen Daniel'i daha fazla bekletmemek adına arka bahçeye gittim. Daniel'i gördüğümde ok atmaya başlamıştı. Benim geldiğimi anlamış olacak ki;
"Günaydın Uykucu!"
dedi, hiç bana bakmaya tenezzül bile etmemişti. Elindeki yayın ayarlarına bakma işlemini bitirdiği gibi eline aldığı oku ben daha ne olduğunu bile anlamadan yayına takıp fırlattı ve hedefi tam 12'den vurdu.
"Harika"
"Biliyorum"
Bu cevabına karşı sadece gözlerimi devirdim. 'Ne kadar da mütevazi bir çocuk'
Elindeki yayı bahçedeki masaya bırakıp yanıma geldi.
"Senin için zor olduğunu biliyorum. Dün Matt'in dediği gibi onlar ailelerimizi öldürdü. Sakın onlara acıma! Çünkü onlarda hiç sana acımazlar ve gram dahi pişmanlık duymazlar.Anladın mı beni?! Senide kaybedemem Hayley."
Bakışlarımı gözlerinden yere indirdim.Ve
"Anladım"
diye fısıldadım. 'Tabi ki duyacağı şekilde' Bana biraz daha yaklaşıp eliyle çenemden kaldırıp alnımdan öptü ve beni kendine çekerek sıkıca sarıldı.
"Şuan ki durumunu çok iyi anlıyorum Hayley. İlk dolunayımda bende senin şuan ki durumundan daha kötü bir durumdaydım. Ailemin ölümünden sonraki ay 17'me basmıştım.Ne kadar o gece birini öldürmek istemesem de, bu bir yaratık dahi olsa, ailem için yaptım. Ve senden de bunu bekliyorum Hayley."
Ağlamak istemediğime rağmen şuan ağlıyordum. Onun omuzlarında ailemi öldüren şeyleri öldürmek istemediğim için ağlıyordum. Ağzımdan kaçırdığım hıçkırıkla bana sarılan vücut titredi. Beni kollarından çıkararak gözlerini gözlerime dikti. Eliyle gözyaşlarımı silip tebessüm etti ve konuyu dağıtmak maksadıyla ;
"Gel bakalım bücür biraz daha çalışma yapalım?"
"Tamam"
dedim.Onun bu konu dağıtma girişimine onun gibi tebessüm ederek.
~
Tam 2 saat boyunca atış yapmış,arada biraz da dövüş çalışarak baya yorulmuştum.
Şuanda ise odamda geceyi düşünmemeye çalışıyordum.'Sadece çalışıyordum.' Vücudumdaki terlerle durmaya daha fazla dayanamayarak kendimi banyoya attım. Güzel bir duş hem beni hemde düşüncelerimi rahatlatabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Avcı (Düzenleniyor)
WerewolfHayley Moore henüz 17 yaşında ve 3 sene önce ailesinin öldürülmesine şahit oldu. Aynı zamanda Matthew , Ian , Daniel ve Nathaniel de. Hepsinin ortak noktası ailelerinin aynı gün , aynı saatte ve aynı olağanüstü yaratıklar tarafından öldürülmüş olma...