2. Bölüm

170 17 4
                                    

Kaan Yalın •

Gözümü açmak istemiyordum artık. Aradan 3 sene geçmişti ve ben her sabah gözümü açmaya üşeniyordum.

İstemiyordum onun acısıyla, yokluğuyla yaşamayı...

Kulaklarımlarımdan eksik olmuyordu "Beni kırdın." deyişi. Yankılanıyordu her geçen saniye beynimde, şiddeti katlanarak artarken. Kulaklığımı taksam da, son ses dinlesem de yaramıyordu hiçbir işe.

"Beni kırdın."

Kavga ettiğimizde bana dolu gözlerle söylemişti bunu ve çekip gitmişti. Ses çıkarmamıştım ben de gidince.

O benim biricik sevgilimdi, onu kırmak bedenimi binbir parçaya ayrıştırmaktı oysa ki. O söylediği, günlerce şişeler devirmeme yetmiş olsa da o bunla yetinmemişti.

Yapmıştı yapacağını benim ince bellim. Ben ona kendimi afettirmeyi planlarken o bunu imkansızlaştırmıştı. Intihar etmişti.

Aklımdan geçenlerle sık sık mırıldandığım şarkı sözlerini fısıldıyordum Derin' ime.

"Olacak şey miydi şimdi senin yaptığın?

Onca işin gücün üzerine, bir de bu geçmiyor boğazımdan inanır mısın sen yokken ne ekmek ne de bir yudum su

İncirler olana kadar kalsaydın bari

Onlarca sözden birini tutsaydın bari

Beni böyle habersizce alıp giderken bavuluna kalbimi de atsaydın bari."

Söz vermiştik birbirimize hem de bir tane değildi bu sözler. Bırakmayacaktık, kopmayacaktık, ayrılmayacaktık, gitmeyecektik...

Yok etmişti kendini beni de yok edeceğini bile bile. Bile isteye göç etmişti uzaklara kuş misali. Benim uçamayacağımı bile bile.

Beni kırdın dedikten iki hafta sonra ölüm haberini almıştım taksim kaldırımlarında. Onun en sevdiği şarkıyı çalıyordum bıkmadan gitarımla caddelerde. Lakin o bırakmıştı beni. Haberini göndermişti bana. 'Bak gittim ben' dermiş gibi.

Erkek adam ağlamaz öyle mi? Ince bellimin öldüğünü öğrendiğim salisede gözlerimin kenarları yandı santim santim, yaktılar göz bebeklerimi de. Bir damla, bir damla ve bir damla daha...

Neden kavga ettiğimiz önemli değildi artık. Neden ayrıldığımız önemli değildi o andan itibaren. Tek suçlu bendim. O melekti, onun suçu olamazdı.

Içimi en çok acıtan da gözlerini hiç açmamak üzere kaparken benden nefret ediyor olma ihtimaliydi. Ama ben onu çok seviyordum. Bana hala kırgın mısın ince bellim?

-------

Kollarımı iki yanıma da kocaman açtıktan sonra öğlen olmasına rağmen karanlık odamda gezdirmiştim gözlerimi.

Her günüm böyleydi. Tek değişen gitarımla çaldığım nota ve ağzımdan dökülen incilerdi. Bunlarla vardım ben. Notaların sağladığı nakaratlarla.

Yavaş yavaş hazırlanmaya başlamıştım. Ilk olarak bugün ne söyleyeceğimi seçmeli gruba haber vermeliydim. Grubumuz vardı bizim, müzik grubu. Hobi olarak başlayan taksim yollarındaki eğlencemiz, iş haline dönmüştü nerdeyse.

Tek gayem de buydu zaten. Müzik, çalmak ve söylemek...

Başka kimsem yoktu ki. Annem ve babamla Derin' in öldüğünden beri konuşmuyordum. Onları kendimden uzaklaştırıyordum gün geçtikçe. Derin zaten yoktu, gitmişti o. Gitmek istemişti, gitmişti arkasında beni ne hallerde bırakacağını düşünmeden.

Söylediğim, çaldığım şarkıların başı ve sonuydu Derin. Onunla başlardı, aşkıyla sonlanırdı şarkılar.

Yoktu Derin. Beni bıraktığı gibi şarkıları da yarım bırakmıştı. Şarkı sözlerimin de başı yoktu sonu gibi. Nakaratı vardı sadece.

Nakarat.

Nasıl başladığı ya da nasıl bittiği önemli değildi. Nakaratı vardı şarkılarımın aşksız, sevgisiz. Ama yine varlardı, gitmemişlerdi en azıdan.

Evet. Ben Kaan Yalın.

Kalbini yalnız bir kalbin yerine nakletmiş ve orda da işlev görememiş zavallı.

En son annesinin istediği arabayı almadığında ve artık sevdiği kız onun yüzünden öldü diye ağlayan koca adam.

Gitarına ve şarkı sözlerine sarılmış, onları da kaybetmek istemeyen benliği kayıp.

Meleğini kaybetmiş ve şeytanının ağzını sımsıkı kapatmakta zorlanan suçlu.

Yalnız bir kalbe bağlamış damarlarını, kanını ordan almış beden.

Yalnız kalınca atmaktan bir haber kalan çelimsiz yürek.

Bir daha göğsü bir yukarı aşağı yapamayacak güçsüz.

Bir daha kahkaha atamayacak kadar mecalsiz nefesler.

Birine bakarken parıldayamayacak saf gözler.

Bir daha birini sevecek cesareti kendinde bulamayan korkak.

Ben Kaan Yalın. Yalın ve yalnız kişiliğinde kalabalıktan yorulmuş. Zavallı, kayıp, suçlu, çelimsiz , güçsüz, korkak adam.

Yaşı 21' ınde, omuzlarında 90' lığın kamburluğu, 18' inde atmaktan istifa etmiş kalpsiz.

NOTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin