4. Bölüm

109 14 6
                                    

Multimedia' da Kaan&Rana var!

Ayrıca Kaan' nın müzik grubu kitabın ana karakterlerini barındırıyor. Ve siz hepsini Rana aracılığı ile tanıyacaksınız. Diğer bölümlerin Multimedia ları onlarla dolu olacak diyebilirim.

Iyi okumalar...

----

Rana Tumay•

Rüzgar estikçe göz yaşlarımın ıslattığı yanağım üşüyordu. Paltomu belime daha çok sarmıştım oturduğum soğuk tahta bankta.

Kaç yıldan sonra ilk defa bu yoldan eve gitmeyi tercih etmiştim. Yolda attığım adımlar, beraberinde adımları getiriyorken Gülpembe duymuştum bir yerlerden. Olduğum yerde kalmıştım zaten. Saç diplerim sızlamış, gözlerimin kenarları yanmış, içim cız edivermişti.

Bu, babamın en sevdiği şarkıydı. Gülpembe, babamın sabahları huzurla mırıldandığı, her duyduğumda benden parça koparan tek şarkıydı.

Şimdi söyleyen de bir erkek sesiydi. Enstrüman ve şarkı sözlerinin bana ulaştığı yeri bulmak için etrafıma bakmıştım ki tam yan tarafımda 5 kişilik bir grupla karşılaşmıştım. Erkeklerden oluşan bu grupta tek gördüğüm kişi gözlerini hafif kısarak sesini alçaltıp yükseltendi.

Her cümlesi bir nakaratmış gibi işliyordu ruhuma. Sesi babamın sesine o kadar benziyordu ki, bu da yine kulaklarımın bana oynadığı bir oyun mu diye dönüp dönüp bakmıştım grubun solistine.

Babacığımı dinliyormuş gibi aceleyle yakınımdaki banka yerleşmiştim. Sesini her an daha çok özlüyorken onun ezgisine yakışırlıkta bir ses duymak tanımlanamayan şeyler yaşatmıştı bana.

Gözümden akan yaşları yine sildikten sonra bakmıştım benzerliğin sahibine. Gözleri gözlerimi bulmuştu. Karamel diye nitelendirdiğim gözleri tekrar kontağımdaydı şimdi.

Birkaç saniye ardından kollarımı bedenime daha çok sararak ayağa kalkmış ve hızlı adımlarımla ordan uzaklaşmıştım.

-

Bir güz ayında bir gündüz daha yaşamak üzere göz kapaklarımı aralamıştım.

Ayaklarımı yataktan aşağı sarkıtıp başımı yukarı kaldırmıştım. Beyaz tavanı incelerken aklımda da, sessiz odada da dünkü ses, Gülpembe vardı.

Derin bir nefes verip ayağa kalkmış soğuk suyla yüzümü yıkadıktan sonra aynamın karşısında durmuştum. Yandaki konsoldan tarağımı alıp saçlarımı yavaş yavaş tarıyordum biraz olsun annemi hissetmeyi dileyerek.

Saçlarım düzene girince dolaptan açık kahve gömleğimi ve baharın gelmesi nedeniyle dizimin bir karış üstünde biten siyah kalem eteğimi çıkarıp geçirmiştim üstüme. Dalgalı saçlarımı arkama atıp önde kalanlarını kulak arkama sıkıştırmıştım.

Hafif topuklu siyah ayakkabılarımı da giyince kahve çantamla, siyah ince paltomu elime almış evden dışarı çıkmıştım. Şık giyinmek durumundaydım çünkü bugün kursta bir toplantı yapacaktık. Bu toplantı oldukça önemli, olabildiğince değerliydi.

Kaan Yalın•

Çocuklarla grup olarak bağlı olduğumuz kafede gizlice gece yarısına kadar içtiğimiz için kimse kendini eve attığında odasına girmeye bile tenezzül etmemişti.

Evin holünde hepimiz, 5 adam, alt alta üst üste uyuyakalmıştık. Buraya nasıl geldiğimizi bile hatırlamıyordum, tek hatırladığım en son Enes' in, Barış' ın yaptığı bir espri sonucu kafaya bir bardak daha dikmesiydi.

Kerim' in ayağını karnımın üstünden, Barış' ın başını kolumdan, Yiğit' in kolunu boynumdan teker teker kaldırarak ayaklarımın üstüne çabalarım ardından basabilmiştim.

NOTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin