Rana Tumay•
"Ben sizi bir yerden hatırlıyor gibiyim. Daha önce karşılaşmış mıydık?"
-
Ona hızlıca dönüp mahçup gülümseyişimi sergileyerek omuz silktim. Sonrasında meraklı, hatırmalaya çalışır ifadesini arkamda bırakarak tekrar beyaz masaya ilerlemiştim.
Haklıydı. O, yüzü, hatta saç şekli bile önceden görmüş kadar tanıdık geliyordu. Ben de, hatırlamaya çalışsam da bir şey çıkaramamıştım.
Masadan kırmızı şarabımı geri alıp birkaç adımla uzaklaşmıştım. Uzun ince bardağı iki elimle hafifçe tutarak, gözlerimi boş sayılan salonda gezdiriyordum.
Kaan Yalın•
Kalabalıktan ayrı bir köşede elimde, içkilerin arasından ancak bulabildiğim en ağırını tutarak etrafa göz atıyordum.
Enes yanıma gelip Blacky' in kaybolduğunu söylediğinden beri ortalıkta gözükmüyordu. Ben de bir çare insanların arasına bakıyordum belki Blacky bir yerlerden çıkar diye.
Evde nazlanası tuttuğu için Enes' in gönlü onu tek başına bırakmaya el vermemişti. Şimdiye kadar bulduğu kesindi ki aksi takdirde buranın altını üstüne getirirdi.
Ağzında yamuk sırıtışıyla bir eli cebinde bana doğru yaklaşan Enes' i gördüğümde yanılmadığımı anlamıştım.
"Nerelerdeymiş bakalım oğlan?"
"Çocukların yanından kaçmış."
"Buralara gelmeden bulmuşsun bari."
Gülüşü yüzüne yayılırken yanıma geçerek benimle birlikte salonu incelemeye başladı.
"Piçin teki oğlumu itiyorken bir kız tam ben gördüğümde araya girdi. Kucağına aldı, bir de şerefsizi orda bir güzel benzetti. Böylelerini de gördük ya bu devirde..."
"O kız orda olmasaymış olay çıkacağı kesindi de."
"Tabi abi. Her takım elbise giyen adam değil sonuçta."
Bu sefer ben sırıtıp yakasında toz varmış gibi elimin tersiyle temizlemiş, kendi yakalarımı da yukarı kaldırmıştım.
Biz de takım elbise giymiştik, hem de patronun ısrarla şık adlı baskısını uygulaması sayesinde.
Neyi vurguladığımı gayet iyi anlayınca kahkahasını esirgememişti Enes.
"Bizimkiler nerede?"
Ard arda diktiğim bardaklar etkisini yeni yeni göstermeye başlayınca Enes beni kolumdan tutarak uyarısında bulunmuştu. Sorusunu hatırlamaya çalışıp, işaret parmağımı havada sallayarak cevapladım.
"Kerim konukların yanında...sanırım. Yiğit en son İpek' i aramıştı. Barış, Blacky' e bakmaya gitmişti arkandan. Birazdan gelir."
"Tamam."
"Ben de gelirim birazdan."
Önünden geçip gidecekken kolumdan tutup endişesini dile getirmişti sonunda.
"Daha fazla içme kardeşim."
Gözümü yumarak onu ikna etmiştim. Ve adımlarımla içki masasına gitmeye başlamıştım. İçmek zorundaydım, onu her saniye daha çok özlerken başka çarem yoktu.
Rana Tumay•
Arkadan gelen adım seslerini umursamama rağmen bardakların sırayla masadan kaldırılıp beğenilmemiş gibi saniyede geri konulmasına tepki olarak oraya bakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOTA
RomanceHayat da notalar gibi değil midir? Hangi notayı vurgulamak isterseniz o doldurmaz mı kulaklarınızın içini? Arada yanlışlıkla başka bir tuşa basar ya da başka bir teli çekeriz parmaklarımızla, istediğimiz dışında bambaşka tonlar duyarız birden. Haya...