BAD GIRL –Bölüm 4-
Gözlerimi açtığımda yine beni ilk getirdikleri odaya getirdiklerini anlamam çok uzun sürmedi. Sağ bacağımda dünkü kaçışımda takıldığım taştan kaynaklı kırık olduğu kalkmaya çalıştığımda canım yanınca aklıma geldi. Yüzümü buruşturdum. Elimi saçlarıma daldırmak için çektiğimde gelmedi. Yüzümü sağ bileğime çevirdiğimde bağlı olduğumu gördüm. Köpek miydim ben? Kaşlarımı çatmış burnumdan soluyordum. Diğer elime baktığımda onunda bağlı olduğunu gördüm. Kimdi bu adamlar?
Yurttan çıkışımın ilk günü başıma gelmeyen kalmamıştı. Yurttayken bazen kızlar konuşurken duyuyordum. Dışarıda insanın başına her türlü bela gelebileceğini söylemişlerdi. Ben bunları düşünürken kapı büyük bir gürültüyle kapı açıldı. Sanki kapıya sert bir cisimle defalarca vurulmuş ve kırılmış gibi bir ses çıkmıştı. Kapı tamamen açıldığında kapının pervazında uzun boylu, baştan aşağıya siyaha bürünmüş sanki etrafa negatif enerji saçarmışçasına yüzünde tek bir mimik dahi kıpırdamayan iri bir adam vardı.. Yüzü sert ve güven vericiydi. Evet güven vericiydi. Elinde baston gibi bir şey vardı ve iki elide bastonun topuzunda duruyordu. Sağ elini kaldırdı ve gözlüğünü gözlerinden çekti. Gözlerinin çevresinde kırışıklıklar vardı fakat yine de yüzü sertti. Gözlüğünü eline aldı ve arkaya uzattı. Arkasında adamlar olduğunu bile yeni fark etmiştim. Hepsi sus pus adamın arkasına sinmişlerdi. Tahminimce büyük baştan aşağıya siyaha bürünmüş kötü görünümlü fakat güven verici adam onların başıydı. Gözlüğünü uzattıktan sonra eli boş kalınca yavaş bir şekilde yukarı kaldırdı ve havada parmaklarını geri doğru 1 kez itmesiyle arkasındaki adamlar gitmek için hareketlenmişlerdi.
Gözümü kırpmadan, korkuyla kapıya bakıyordum. Adam ağır ağır 2 adım attı ve odama girdi. Arkasını döndü ve kapıyı fazla güç harcamadan sessizce kapattı. Tekrar ağır bir şekilde arkasını döndü. Ağır ağır adımlar atarak yattığım yatağın yanına kadar geldi. Sanki karşımda Azrail vardı ve canımı istiyordu. Avlanacağını bilen ceylan gibi hareketsizce yapacağım atağı hesaplamaya çalışıyordum. Adam yatağın yanında uzun süre durdu. Konuşmaya niyeti yok gibiydi ve bana uzaylıymışım gibi uzun uzun bakıyordu. Sanırım yüzümün her karışını incelemişti.
Rahatsız olduğumu belli etmek için biraz kıpırdanmaya çalıştım fakat bileklerime bağladıkları ipler bileklerimi kestiği için kıpırdandığımda canım yandı ve ağzımdan küçük çaplı bir inilti kaçtı. Adam ellerime doğru bakışlarını çevirdi ve tekrar bana baktı. Bastonunu yatağa dayadı ve ellerini iplere götürdü sağ elimi çözmüştü. Daha sonra sol elime de aynı şeyi yaptı. İki bileğimde kurtulduğunda bileklerimi sırayla ovmaya başladım fakat çok acıyorlardı ve ovaladığımda ağzımdan yine bir inilti kaçmıştı.
Adam birden kaşlarını çattı ve yerimden zıplamama neden olacak bir ses tonuyla “JAKE! “ diye bağırdı. Şu arabaya yaslanıp sigara içen adamın birden kapıda belirmesiyle şaşırmıştım. Demek ki bu adam o kadar güçlü ve korkutucuydu . “KIZA NAPTINIZ! BEN SİZE EN İYİ ŞEKİLDE BAKILSIN DEMEDİM Mİ?” diye bağırdı. Bu adam beni nereden tanıyordu? En önemli soru ben bu adama nasıl güvenebiliyordum? Adamın sorduğu soruyla Jake’ye bakışlarımı çevirdim. Kapana kısılmış av gibi korku dolu gözlerle ecel terleri döküyordu. Adamın yanına gitmek için hareket ettiğimde korkunç bir acıyla karşılaşarak elimde olmadan çığlık attım. Odadakı 2 çift göz üzerime dönmüştü hemen. Gözümden 1 damla yaş süzüldü canım çok yanıyordu. Yatağımın yanındakı “patron” dedikleri adam hızla eğilerek bacağıma elini uzattı. İzin ister gibi gözüme baktığımda bir kere gözümü kırpmakla yetinmiştim. Bacağımı sağa sola oynattı ve daha cok canım yanmıştı. Yüzümü buruşturdum. Adam bunu görünce hızla yatağımdan kalkarak Jake’e doğru hızlı ve büyük adımlar atarak onun boynundan yakaladığı gibi duvara yapıştırmıştı. Sinirle dişlerinin arasından tükürürcesine adamın yüzüne doğru konuştu. Ateş saçıyordu sanki etrafından. “Ben size kıza iyi bakın dedim Jake. Bacağını kırıp ellerini bağlayın demedim. Dimi?” Onay bekler gibi boğazını daha çok sıkmıştı önündeki avın. Bir aslan gibi pençelerini geçirmişti adeta. İstediği gibi cevap alamayınca Jake’nin boğazını daha da sıktı. Adam mosmor olmuştu nerdeyse zar zor ağzını açarak “Ha-haklısı-n-nız e-efendim. “ diyebilmişti.
Adam elini bir anda çekince Jake yere düştü ve boynunu ovalamaya başladı. Tekrar “Brandon” diye gür sesiyle bağırdı. Kapıda iri yarı daha önce görmediğim bir adam belirlenince ürkmüştüm. Tekrar bağırarak “Bu piçe ödülünü ver Brad.” Dedi ve adi bir sırıtış kapladı yüzünü. Jake birden korkmuş ve yalvarmaya başlamıştı adama. Adeta ayaklarına kapanmıştı. Adam Brad’a kafasıyla işaret verince Brad hiç zorlanmadan Jake’yi kaldırdı ve odadan dışarı çıkardı. Yine o adamla yalnız kalmıştık. Bu sefer yatağa gelmek yerine ağır adımlarla tahtaların çakılı olduğu pencere kenarına gitti. 1 dakika olmamıştı ki dışarıdan bir silah sesi geldi. Adam gülümseyerek bana dönmüştü. Ağır ağır yanıma gelerek yatağa eski oturduğu yere oturdu. Korkak, ürkek bir ceylan gibi bakmaya devam ediyordum. Canım yanıyordu. O anki cesaretle ağzımdan döküldü soru. “Kimsin Sen?” Adam bileklerimde gezdirdiği gözlerini gözlerime dikerek bekledi. Onun yüzünü bu süre zarfında incelemeye başladım tahminen 35 yaşlarındaydı. İfadesiz yüzünü alaylı bir gülümseme kaplamıştı. Dudaklarını ilk defa benimle konuşmak için aralamıştı.
“İLK KURAL: ACIMAK YOK. YANLIŞ YAPILDIYSA ÖDÜLÜNÜ VERMEK ZORUNDASIN! YA İŞKENCE ÇEKTİRİP CEZA VERİRSİN YA DA ÖLDÜREREK ODÜLLENDİRİRSİN. ÖĞRENİCEKSİN KÜÇÜK MARYA ÖĞRENECEKSİN! “ demişti. Daha sonra yatağın yanından bastonunu alarak ayağa kalktı ve arkasına bakmadan kapıyı açıp arkasından çarptığı gibi dışarı çıktı. Tahtalarla kaplı pencere aralığından gördüğüm kadarıyla arabasına bindi ve bulunduğum yerden uzaklaştı. Geride parçalanmış, korkak, karmakarışık bir Marya bırakmıştı.
Evet biliyorum. Bu bölümü çok geç yayınladığımın farkındayım fakat okuma sayısı çok düşüktü. Bende 100 kişinin geçmesini bekledim. Nihayet bu gece geçti ve anında yeni bölümü yazdım ve eklemek istedim. Hikayenin daha çok başındayız. Olaylar yavaş yavaş çözülmeye başlayacak. Lütfen yorum yapmayı ve votelemeyi unutmayın. Teşekkürler ;) Sizden ricam eğer hikayeyi bırakmak istiyorsanız 10. bölümden sonra bırakın. Olaylar 10. bölümden sonra açılmaya başlayacak. Hikaye tarzınızsa ilginizi çektiyse okumaya devam edin. Beğenmediysenizde bırakabilirsiniz. Şimdiden teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"KİLİT NOKTASI"
أدب المراهقين"Her başlangıç bir sonu getirir beraberinde ve her son parçasıdır bir başlangıcın."