'Cennetten bir parça gördüm, sabırsızca beni bekliyordu.'
¤
Yaklaşık 1,5 senedir beni yavaş yavaş mahveden hastalığım, son bir haftadır uykularıma "sanki bir daha gözümü açamayacakmışım" gibi bir his aşılıyordu.
Evet, böyle yaşamaya alıştım ama kan kusmaya başlamak beni iyice tedirgin etmişti.
~
Babam yine gece eve gelmemişti. Annem ise odasından nadiren dışarı çıkıyordu.
Bazen düşünüyordum: "Ölsem kaybedicek neyim var?"
Benimle ilgilenmeyen bir aile, varlığımdan habersiz sınıf,arkadaş ortamı...
Ben kendim yaşıyorum bu hayatı. Yalnız başıma.
Bileklerimi mi kesmeliydim ya da ip yahut birden fazla ilaç paketi ile de işimi halledebildim.
İşte tam olarak bunları düşünüyorum bir ay kadar önce.
Ve şuan da Jungkook...
Derin ve karanlık bir uçurumun en dibinde ki bana, bir ışık olmuştu.
Jungkook için içimde ufacıkta olsa bi yaşama umudu vardı. Fakat onunla ben için, 'biz' olmak için, yeterli zamanım?
Kendimi düşüncelerimden alıp, yatağımı düzeltmeyi düşünmeden okula gitmek için hazırlandım.
~
Okula yaklaştığım sırada erken geldiğimi farkettim.
Birkaç kişi gelmişti.
Kitabıma devam etmeyi düşünüp, en üst kata yani teras bölümüne çıktım.
Bu...
"Ju-Jung-Kook..."
Kalbimin deli gibi çarpışları ve titreyen vücudum ile dona kalmıştım.
TaeHyung ile JungKook.
JungKook pianoya yaslanmış, Tae hemen önündeydi.
TaeHyung'un elleri JungKook'un boynunda, dudakları ise JungKook'un dudaklarındaydı.
Bir an da diz bağlarımın çözüldüğünü hissettim. Ve nefesimi kontrol edemedim.
"Jimin!"
JungKook'un sesini duydum. Hemen yanıma koştu. Başımı dizlerinin üstüne yerleştirdi.
Nefes alamıyordum.
"Jimin! Kendine gel! Jimin lütfen! Tae, lanet olsun bişeyler yap!" diye haykırdı JungKook.
"Jimin!" diyerek beni sürekli olarak sarsmaya başladı.
Göğsüme, bıçak saplanmış hissi veren ağrım şiddetini artırmaya başladı.
Ve ağzıma gelen kan tadıyla öğürmeye başladım.JungKook baygın gözlerimin içine baktı. "Aman tanrım, ne oluyor?"
Bilincimi iyice kaybederken duyduğum son ses JungKook'tu.
"Yalvarıyorum Jimin, benimle kal."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
patient | jikook
Fanfiction❝kiraz rengi dudukları yerini yorgun mora bırakmıştı.❞ jikook, angst