6. Bölüm - Azim

103 9 3
                                    

William...

Bir süre daha yürüyüş yaparak vakit geçirdikten sonra vücuduna yapışarak onu rahatsız eden sinekleri fark etti. Resmen kanını emiyorlardı ve bu durum onu korkutuyordu. İçinde bulunduğu psikolojik durumdan dolayı bu sineklerden hastalık kapmaktan korkuyordu. Bir anda hızlanan kalp atışları tüm vücudunun titremesine ve ter içinde kalmasına neden oldu.

Bu kalp hızlanması ve titreme ölüm korkusunu tetikledi. Bu da bir atak geçirmesinin önünü açtı. Elleri ile çevresindeki sinekleri kovalamaya çalışıyordu. Çok hızlı bir şekilde ellerini sağa sola savuruyor, inleyerek hızlı adımlarla sahile çıkmaya çalışıyordu. Ayağının bir kayaya takılması ile öne doğru kapaklandı ve kaya bacağını çizdiği için bacağında yoğun bir acı hissetti. Elini çizilen yere götürdüğünde kan görmesi iyice telaşlanmasına neden oldu. Kalbi o kadar hızlı çarpıyordu ki yerinden çıkacakmış gibi hissettiriyordu. Ölüme karşı korkusu onun deli gibi davranmasına neden oluyordu. Davranışlarını kontrol edemiyor, panik atak krizine kendini teslim ediyordu. Hızlıca yerinden doğruldu. Sahile çıkarsa panik duygusundan bir nebze kurtulacağını biliyordu. Koşmaya başladı, inliyordu ve çok hızlı nefes alıyordu. Yönünü kaybetti, telaşla durdu ve çevresine bakındı. Her yer yüksek ağaçlar ve yere kadar olan yaprakları ile doluydu. Başının hemen üzerine baktığında bir yaprağın adeta başını okşadığını gördü. Üzerinde gördüğü örümcek ağı ve karıncalar ise midesinin bulanmasına neden oldu.

Hani yeşille iç içe olmak iyi gelmişti?

Derin bir iç çekti. Hangi yöne gitmesi gerektiğini bilmiyordu. Karanlığın çökmesine az kalmıştı. Kalbi hala yoğun bir tempo ile atıyorken buna mide bulantısı da eklenmişti. Ağlama isteği baş gösterdiğinde ise başını hızla sağa sola sallayıp dümdüz ilerlemeye devam etti.

Bazen yürüyor çoğu zaman koşuyor, nefessiz kaldıkça ellerini dizlerine yaslayıp dinleniyordu. Denizin hışırtılı dalga sesini duydu bir anda. Bu kez rahatlamadan dolayı bir iç çekti. Aynı istikamette devam ederken sahile çıktı. Arkasını dönüp baktığında orman gözünde korku odası olarak yer etti. Oraya bir daha girmek istemiyordu.

Ormandan kurtulmuş olmasına rağmen büyük bir sıkıntısı vardı. Sahilin neresinde olduğunu bilmiyordu. Kulübe ve yiyecekler ne taraftaydı kestiremiyordu. Ellerini beline koyup sağa sola bakmaya başladı. Sonra kulağında işittiği ses aniden yerinde sıçramasına ve bağırarak ellerini başının etrafında savurmasına neden oldu. Kocaman adamdı ve sinekten ödü kopuyordu, olacak iş değildi. Koşarak kendini denize attı. Huzurla gülümserken evini basan karıncaları su ile nasıl öldürdüğünü hatırladı. O zaman caniliğine üzülse de onlardan kurtulduğu için rahatlamıştı.

Bir süre denizde bedenini rahatlattıktan sonra yavaş adımlarla sahile çıktı. Esen rüzgar neye uğradığını şaşırmasına neden oldu. Bir anda gelen titreme ile üşümeye başladı. Mevsim yazdı, böyle bir şey beklemiyordu. Rüzgar esmeye devam ettikçe titriyor, çenesi birbirine vuruyordu. Barınacak bir yere ihtiyacı vardı. Zira hem hava soğumuş hem de kararmaya yüz tutmuştu.

Ormandan çıktıktan sonra sağ tarafında kalan istikamete yöneldi. İç güdüleri bu yöne gitmesini söylemişti. Hızlı adımlarla suda ayaklarını şaplatarak yürüyordu. Bacağındaki çizik tuzlu suyla temas ettiği için yanıyordu. Pantolonu ise vücuduna yapıştığı için hareket ettikçe yaranın bir hava almasına bir de sıkışmasına neden olup canını acıtıyordu. Umursamadan yürümeye devam etti. Yol bitecek gibi değildi. Yanlış yöne gittiğinden korkup bir dürtü ile durarak arkasına baktı. Katettiği mesafeyi ölçüp biçti ve biraz daha yürümenin zararı olmayacağını düşündü. 

TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin