°2°

179 8 0
                                    

1hafta sonra...

'Etrafıma bakındım.Burası benim intihar yuvamdı sanırım. Ama ben neden buradaydım ki. Şuan için ölmekten vazgeçtiğimi hatırlıyorum. Bir dakika bu ses de neyin nesi? Bu... bu benim sesim...Ama ben buradayım? Ne oluyor ya?

Seslerin geldiği yöne doğru koştum. Annem,salak grubum ve eski sevgilim tartışıyordu.Grup annemin arkasındaydı.Şaşırmadım. Zaten Poyraz'ı hiç sevmemişlerdi.Ece bir anda ortaya atıldı ve bağırmaya başladı.

"Biz onu senin karanlığından koruyoruz.Sen pislik herifin tekisin. Onu kandırmana daha fazla izin veremezdik."dedi. İlk defa yılışık olmadan konuşmuştu.Belki de hep böylelerdi.Sadece ben yüz vermediğim için yılışık davranıyorlardı.

Şuan tam önlerinde olmama rağmen beni nasıl görümüyorlardı.Neyse...

"Siz onu ne kadar uzaklaştırırsanız ben o kadar kötü yüzümü göst-"diyordu Poyraz ama bir ses sözünü böldü.

"Bir bok yapamazsın Poyraz,çünkü o benim olacak,senin değil sadece benim."dedi biri ama kim olduğu anlaşılmıyordu.Çünkü her yer parlıyordu.Poyraz'ın gölgesi hariç heryer.Ama sonra sesin sahibi bana doğru yaklaşmaya başlayınca kim olduğunu anladım. Adınıbilmediğim ...  Iyi de o bu sözleri neden söylemişti.

Bana iyice yaklaşan Adınıbilmediğim alnını alnıma yasladı.Ne kadar kıpırdamak istesem de kıpırdayamadım.

"Seni sevebilir miyim?" dedi Adınıbilmediğim. Söyledim ya kıpırdayamıyorum diye yalanmış o.Başımı'evet'anlamında sallayınca anladım,yalan olduğunu. Hareketlerim istemsiz çalışıyordu.

"Peki sen beni sevebilir misin?" Ne!! Bunu ben mi söyledim?

"Daima."dedi Adınıbilmediğim.Nefesinin nefesimle çarpışması içimi ürpertiyordu. Tabii bir de silah sesi...

Adınıbilmediğim yavaş yavaş düşmeye başladığında hıçkırıklarımı durduramıyordum.Tamamen yere düştüğünde yanına oturdum.Daha bilincini kaybetmemişti.Kalbinin üstündeki deliğin üstünde olan elini alıp yere uzattım ve üzerine başımı yasladım. Hıçkırıklarım çoğalıyordu.

"Ağlama. Hadi ama bu da bir başlangıç ikimiz için. Seni kimsenin üzmesine izin verme. Ben artık yokum. Artık herşey bitiy-"

"Hayır!"diye susturdum onu."Ben sensiz karanlıktayım. Biliyorsun, ben karanlıktan korkarım. Sen de tek başına uyuyamazsın. Beni bırakma. Hani sonsuza kadardı. Hani beni hiç bırakmayacaktın ama şimdi. gitmekten bahsediyorsun!" Ben neler diyorum böyle tanımadığım biri için.

Yattığım yerden kalkıp anneme koştum. "Herşey senin yüzünden. Neden senin kızın olduğumu kabul etmedin? Neden bana hep bağırdın? Neden ben diğer çocuklar gibi değildim Anne? Neden?Sizden nefret ediyorum. Benim hayatımda o kadar yoktunuz ki , beni karanlığa mahkum edip , karanlıktan korkmamı-"derken bir silah sesi daha.Anne...

Bu sefer yerde yatan annemdi ama ben onu bırakıp Adınıbilmediğim'e döndüm. Şükürler olsun ki hala yaşıyordu. Sıra yılışıklardaydı.

"Ya siz neden beni rahat bırakmadınız? Beni bu lanet dünyada tanıyorlar diye peşime takıldınız. Ama beni öldürdünüz. Hem de beyazlıkla. Ben karanlıkla öldüm, beyazlıkla doğmam gerekmez miydi?"derken tekrar silah sesi. Bu sefer de onlar ölmüştü.

Koşarak Adınıbilmediğimin yanına geldim ve uzandım.  "Seni seviyorum." dedi."Bende seni seviyorum."dedim. Poyraz'a baktım silahı bana uzattı. Aldım. Neden aldığımı bilmiyordum. Tekrar Adınıbilmediğim'e baktığımda ölmek üzereydi. Hıçkırıklarla yattığım yerden kalktım ve oturdum. Mekan değişmişti. Burası gri bir yerdi. Oturduğum taş buz gibiydi. Burası bir morgdu.Ve önümde sadece başı açık olan Rüzgar...

Tekrar ağlamaya başladım ama bu sefer sessizdim. Ona baktım.

"Sen benim ışığımdın.Değil mi? Şimdi sen yokken kim benim ışığım olacak ki?" Biliyorum çocuk gibi konuşuyorum ama o benim gerçek ışığımmış gibi hissediyordum. O olmazsa bende olmazmışım gibi.

"Sen olmazsan ben ne olacağım! Beni asla bırakma demiştim sende asla demiştin! Niye bana yalan atıp beni hayata döndürdün. Ne güzel senden önce ölecektim. Senin ölümünü görmeyecektim!"dedim. Başımı eğdiğimde silah oradaydı. Eğilip aldım.

"Sen yoksan, bende yokum. Gerisi karanlık zaten."dedim ve silahı başıma kaldırdım.

Bam!

"Aaaaaa!" Çığlık atarak uyandım. Bu rüya da neydi?Rüzgar Adınıbilmediğim olabilir mi ki acaba? Peki Poyraz ne yapmıştı öyle? Asıl soru ben Rüzgar için niye ağlamıştım? Ve ikinci önemli soru ben ona neden seni seviyorum demiştim? Neyse bu sadece bir rüyaydı. Yani gerçek değildi. Ohh bee!

Kalkıp yüzümü yıkadım. Tam mutfağa girecekken kapı çaldı.

"Başak Atınç." dedi postacı. 

"Benim."

"Bir zarfınız var. Şurayı imzalayın lütfen." İmzaladım ve iyi günler dileyip içeri girdim. Mutfaktaki sandalyelerden birine oturdum. Paketi açtığımda bir fotoğraf ve bir not düştü. Önce notu okumaya başladım.

'Biz sadece senin gözünde ayrıldık Başak. Sen hala benimsin. Sana kimse yaklaşamaz. Beni unutamazsın.

                                   POYRAZ

Hadi be oradan!Beni unutamazsınmış. Unuttum bile canım. Sen sadece beni eğlendiriyordun, canımı sıktın ve bitti. Herkes anladı ama bir sen anlayamadın. Fotoğraf ise ikimizin lunaparkta çekildiğimiz bir fotoğraftı.Topaklayıp çöpe basket attım.

Salona girip televizyonu açtım. Telefonuma uzandığımda 2 yeni mesaj vardı. Annem ve bilinmeyen.

Önce annemin mesajını açtım.

'Yarın bize geliceksin. Eda gelecek. Aile yemeği yiyeceğiz.' Emredersiniz hanımım. Oraya sadece babamı görmeye geleceğim. 2 mesajı açtım. 

"Anladığım kadarıyla Kadıköyde oturuyorsun. Sevdim. Bu akşam 8 de Barlar Sokağındaki Kemik Bar'a gel."

Bu da kimdi şimdi? Sanırım gidince öğreneceğim. 

Benimle Kal.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin