Merhaba,bu bölümün başında küçük birkaç açıklama yapmak istiyorum. Şöyle ki okunmam yaklaşık 1,23K iken ben 3 bölüm sildim(merak etmeyin açıklama,duyuru gibi bölümlerdi). Bu yüzden okunmam 1K oldu. Ama bence eski rakama getiririz,bu birinci açıklamamdı.İkincisi ise,daha uzun bölümler atmaya karar verdim çünkü bana isyan eden kişiler çok fazla ve haklısınız,bu yüzden...Üçüncü ve son açıklamam ise ŞÖYLE Kİ,ÇOĞU YAVBAH VEYA AYTOL KİTABI(GENELLİKLE EN SEVDİKLERİM) FİNAL YAPIYOR. TABİİ Kİ BU ONLARIN KARARI SAYGI DUYMAK GEREKİR AMA,YAPAMIYORUM. KAFAYI YEMEK ÜZEREYEYİM,GERÇEKTEN...Lütfen,lütfen final yapmayın. Zor günler geçiriyorum ve siz final yaptıkça hüngür hüngür ağlamak istiyorum. SiZDEN RİCA EDİYORUM...
Aybüke'nin Ağzından
Tolga'nn söyledikleri ile şok olurken etrafımda bir rüzgar hissetmeye başladım,kumlar uçuşuyor ve hatta bazı taneler gözüme ve yüzüme geliyordu. Adeta bir kum fırtınasının ortasında kalmıştım. Ardından yerin aşağısıdan beni bir elin çektiğini hissettim. Birisi yüreğimi koparıyormuş gibi bir acı hissettim, o nereden geldiğini bilmediğim acı tüm vücudumu ele geçiriyordu sanki. Gözlerimi açmayı başarıp etrafıma bakınca bir uçurum kenarındaydım, bir adım daha atsaydım sonum korkunç olabilirdi.
Aniden bir güç beni arkamdan itmeye çalıştı, saniyelik bir denge kaybı yaşasam da dengemi sağlayabildim. Fakat hala beni arkamdan iten bir güç vardı,dengemi sağlamakta güçlük çekiyordum. Biraz daha kuvvet uygulanırsa düşerdim,ve o an bunu düşünmek istemiyordum. Aniden bir düşme hissi hissettim ve etraf karardı... (Yazardan:Aybüş'ün rüyasının 1.kısmı çok anlaşılırdı ama 2.kısım neydi diye sorarsanız ileriki bölümlerde belli edeceğim.)
Tolga'nın Ağzından
Aybüke'nin karavanından bir hışımla çıkıp doğruca karavanıma gittim. Karavanımdan içeriye girdiğimde sert bir şekilde kendimi koltuğa attım ve telefonumu elime aldım. Rehberden Aybüke'yi bulup yaklaşık 8-9 kere aradım ama ulaşılamıyordu,ben de doğal olarak Meriç'i aradım. Çünkü setten en yakını oydu...
M: Alo?
Meriç'in sesi bitkin,solgun ve yorgun geliyordu.
T: Meriç, ben Tolga. Aybüke'yi aradım ama ulaşamadım,nerede diye merak etmiştim ama senin sesin niye öyle geliyor?
M: Aybüke'ye artık istesen de ulaşamazsın.
Diyip ağlayarak telefonu kapattı. Ne demeye çalışmıştı ki? Kadınlar işte,bazen çok anlaşılmaz olurlar. Bir de şansımı İlayda'dan yana kullanmak istedim ve onu aradım.
İ: Alo Tolgağğğ???
Sesi fazla fazla sevinçli geliyordu, bu... Biraz garipti ama şu anda sorun o değil sonuçta.
T: İlayda, ben Aybüke'ye ulaşamıyorum da. Aybüke'ye nasıl ulaşabilirim?
İ: Ulaşırsın canım ulaşırsın!!!
Kapattı. Haydaaa!! Çattık. "En iyisi Yağız Hoca'ya sorayım." diye düşünüp hızlıca karavandan çıktım,ekipe doğru gitmeye başladım. Bingo! Oradaydı, ama biraz telaşlı gözüküyordu.
Yağız Hoca: Hah, Tolga ben de seni arıyordum.
T: Niye,ne oldu ki?
Yağız Hoca: Aybüke. Setten çıktıktan sonra...
T: Ben de o basit kızı arıyordum zaten. Handoş'uma(Yazardan: Tolga'nın bu söylediklerini yazarken ne kadar zorlandığımı anlatamam.) laf et...
Yağız Hoca: Bak, Tolga. Aybüke kaza yapıp bariyerlerden uçmuş ve durumu kritik, anlatabiliyor muyum?
T: Kaza yapmış ve yoğun bakımda olması, ona Hande'ye laf etme hakkı vermez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Diye Bir Şey Yoktur (AYTOL)
Fanfictionİki partner... Bir dizi... Bu, onların hikayesi... Kapak için @heizersflynn a teşekkürler ❤