MERVAN KONAĞI'NDAN
Gözlerimi açtığımda saat çoktan biri bulmuştu sabaha karşı varmıştım konağa. Yatağımdan çıkıp duşa girdim, kısa bir duşun ardından çıktım ve siyah yelekli takım elbisemi giydim. Kravat takmaz ve sevmezdim hızlıca giyinip odamdan çıktım uzun holün ardından merdivenlerin başına geldim merdivenlerden tam aşağı inmiştim ki küçük bir cüsse bedenime çarptı. Kafamı aşağıya eğip baktım, adı gibi damla olan kardeşim şirin şirin gülümsüyordu bir anda kaşımı çattım ve:
"Damla!"
Diye sinirle soludum hemen yüzü düştü:
"Bu ne acele önüne baksana kızım!"dedim."Şey abi ben aslında şeyden dolayı şey ettim sonra şey oldu." dedi. Bu kız gerçekten beni deli ediyordu.
"Daha iki kelimeyi bir araya getiremiyorsun bir de okul diye zırlıyorsun" dedim.
Bir anda gözleri doldu kaşını çattı. Tam bir şey diyecekti ki sabah sabah hiç nutuk çekemezdim ve;
"Başım ağrıyor, ağrı kesici getir ve açım." dedim.
Zaten başım ağrıyordu ve onu hiç çekemezdim. Başımda yeterince iş vardı. Sonra aklım tekrar düne gitti cebimden telefonumu çıkartıp sağ kolum Osman'ı aradım. Osman benim askerlik arkadaşım. Kimsesiz olduğu için yanıma aldım. Şimdi evli, küçük bir kızı var.
"Efendim abi" dedi.
"İstanbul Polonezköy'deki arsada bir sorun olmadığını söyle bana "
"Abi şey aslında"
"Geveleme lan neyse söyle"
"Abi patronlarla anlaşmıştık ama sonradan vazgeçmişler"
"Lan ne demek vazgeçmişler siktirme len patronunu ben boşuna mı geldim oraya"
"Abi dedik ama oraya bar açacağımız için arsayı bize vermiyorlar"
"Ulan bunlar başımıza hoca mı kesildi lan. Lan onlara ne. Yarına kadar hal ettin ettin yoksa onların yedi ceddini gömerim o arsaya"
Deyip telefonu kapattım ve uzun yemek masasının üstüne telefonu fırlattım. Sandalyeyi çekip baş köşeye oturdum o sırada Damla elinde koca tepsi ile geliyordu. Anlamıyorum boyu kadar tepsiyi neden taşıyor.
"O tepsi sana fazla küçük değil mi xamın" dedim. (xamın kürtçede kardeşim demek)
Sinirim iyice tepeme çıkmıştı. Zaten az önceki görüşmem kötü geçmişti ve Damla'nın atarını çekemezdim. Elinde ki tepsiyi alıp yerle bir ettim ve bağırmaya başladım.
"2 lokma yemek getirmek bu kadar mı zor lan anlamıyorum bu siktiğiminin halini çok mu zor ha"
Diye bağırmaya başladım koluna yapıştım, göz yaşları çoktan akmaya başlamıştı. Elimin altında resmen titriyordu fakat ben kendimden geçmiştim. Evet ben sinir hastasıyım! Diğer kolumla da diğer kolunu tutup sarsmaya ve yine bağırmaya başladım
"Küçücük beynine ne oluyorda böyle davranırsın sen kendini ne halt sanarsın ha!"Tam o sırada iyice sinir hücreleri beynimi ele geçirmişti hiç birşeyi görmüyordu ve o sırada tokat attım. Dudağının sol tarafından kırmızı kan çenesinden aşağıya süzüldü. Fakat o hiç bir şey söylemiyordu, çünkü benden korkuyordu. Evet ailemden ve çevremde herkes benden korkar, korksunlarda zaten. Korksunlar ki kendilerini bir şey sanmasınlar!
Ben böyle bağırmaya devam ederken konak çoktan ayağa kalkmıştı. O sırada tam ikinci tokadı atacaktım ki annemin sesini duydum.
" Sen düzelmedikçe sütüm sana haram olsun Oğul!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKREP
Fantasy17 yaşında savunmasız küçük kız UKTE. 26 yaşında ve hayat da umursadığı tek şey kendi kararları olan KARAHAN ALİ MERVAN. Bağdaş kurup oturmuştum avluda .Başımı sağ tarafıma eğip gözlerimi yere diktim .Tişörtüm sol omzundan sıyrılmıştı hafif ürpermi...