unraveled. [ color 2 ]

again

uyanmam gereken zamandan önce,

uyandığımda,

gözlerim birbirine yapıştırılmış gibi hissetti,

ve başım, dün geceki sahnelerle,

darp ediliyordu,

ve engel olamasam da,

sanki günah işlemişim gibi,

bir yanım utandı,

çünkü annem her zaman bana,

bunun yanlış olduğunu,

affedilmek için dua etmem gerektiğini söylerdi,

o yüzden gözlerimde gözyaşlarıyla yaptığım şey buydu,

ama karanlık bir yanım,

bundan zevk aldı,

aldığım yola devam etmem için,

kalbime bir özlem yerleşti,

ama yalnız başıma değil.

beni düşüncelerimden uzak tutan,

çalar saatim, zaten ağrıyan başıma acı ekleyerek,

odanın içinde yankılandı,

okulun ikinci gününün resmi olarak başlamak üzere olduğunun sinyalini veriyordu,

okula gittiğimde,

doğrudan ilk sınıfıma doğru yol aldım,

çoktan bitmesini diliyordum,

her şeyin bitmesini,

çünkü ruhum huzursuz hissediyordu,

ve hiçbir şey bu ağrıyan can sıkıntısını memnun edemezdi,

bu tanıdık bir erkek yanıma gelene kadar sürdü,

sıcak bir gülümseme beni çağırıyordu,

"hey, bebeğim,

beni özledin mi?"

sırıttı,

koridorda yürürken,

kolunu omzuma attı,

ne diyeceğimden emin olamadığım için sessiz kaldım,

ve galiba bu sorun değildi,

çünkü sanırım yanaklarıma yayılan kızartı seokjin için bir cevap olarak yeterliydi,

şaşırtıcı bir şekilde sınıfıma giden yol boyunca benimle birlikte yürüdü,

yanağıma küçük bir öpücük kondurdu,

bilmiş bir gülümsemeyle ve el sallamayla ayrıldı,

ben orada şok içinde dururken,

vücudunun geri çekilişini izledim.

kendimi şaşkınlıktan çıkarmaya çalışırken,

gittim ve sırama oturdum,

başım dönüyordu.

"çok şanslısın,"

yanımdaki kız beni baştan aşağı süzerken,

iç çekti,

"seokjin tanrı gibi,

çok mükemmel,

ve herkes ondan bir parça istiyor,"

bakışları uzaklarda kayboldu,

görünüşe göre seokjin'in düşüncelerinde kaybolmuştu.

bir tanrı, ha?

kalp atışım arttı,

neden flört etmek için beni seçtiğini merak ediyorum,

çünkü o çok daha fazlasını hedefleyebilir,

ve anında kendimi seokjin'in düşüncelerinde sürüklenirken buldum,

kendimi, onun sadece benim için,

yarattığı dünyanın derinine attım.