-13-

786 39 21
                                    

Keyifli Okumalar...

***


ASYA

Bir insan ömrünün ortalama ne kadarını yemek yiyerek ya da ne giyeceğini düşünerek geçirir tarzı hayatımızda hiçbir zaman işimize yaramayacak istatistikler duyarız ya bazen, hiçbir zaman işimize yaramayacaktır evet ama soruyu duyduktan sonra cevabı öğrenene kadar bir merak ve tahmin etmeye çalışma evresi yaşarız. İşte şuan tam olarak öyle bir evredeydim. Ortak duşun boşalmasını –içerde Elfin var- kapının pervazına yaslanmış bekliyordum. Bu şehre geldiğimizden beri –New York'ta Aras, Elfin, Yağmur'la geçirdiğimiz zamanı da dahil edebiliriz- her gün en az 1 saat sıra beklemezsek duşun hatırı kalıyor inanır mısınız?

"Elfin şu duştan çıkacak mısın artık yoksa polis mi çağırayım?!" Kapıyı 1 saattir o kadar tekmelemiştim ki ev sahibimiz Cücü her an rutin 2 günde bir yaptığı 'Evimi boşaltın çabuk!' konuşmasını yapmaya gelebilirdi. Ama Elfin'in içerden bağıra bağıra The Wanted-Chasing The Sun şarkısını söylediğini duyunca dayanamayıp yine tekmeliyordum ve o şarkıya aynen devam ediyordu. Son yarım saat içinde değişen tek şey söylediği şarkılarken daha fazla dayanamayıp pes ettim ve mutfağa koştum. Dolaptaki muzlardan bir tanesinin kabuğunu aldım-pes ettim dediysem o kadar da değil-. Muz kabuğunu banyonun kapısının hemen önüne itinayla yerleştirdim, şimdi o düşünsündü. Bana challenge atmadan önce bir daha düşünmesi gerektiğini anlayacağını umarak elimde duş malzemelerimle paytak paytak evin diğer banyosuna-ki bu Yağız'ın odasında- doğru ilerlemeye başladım. Evde olmadığını biliyordum, beni eve bırakıp gitmişti. Ondan izin almadan duşunu kullanmam doğru değildi evet ama eğer 1,5 saat sonra o derse yetişemezsem fizik hocasıyla bir yıl daha geçireceğimi düşünürsek bence Yağız'dan özür dilemek daha kolay olur.

Hızlıca önce odasına sonra banyosuna daldım, banyo baştan aşağı siyah mattı. Burayı ne zaman böyle dizayn ettirmişti ki? Fazla oyalanmadan işimi halletmeye koyuldum, ne kadar küvette müzik dinleyerek uyumak istesem de kalkmak zorunda olduğum gerçeğini es geçmeyip üzerimi giyindim ve odama koşturmaya başladım.

Saçlarımı hızlıca kurutup bir topuz yaptım, gece uyumadığımı fazla belli eden gözaltlarımı bir kapatıcıyla kapattım ve kısa bazı rutin şeyler. Arkasında rahat rahat uyuyabilmek için en büyük camlı güneş gözlüklerimden birini alıp üzerimi de giydiğimde derse 20 dakika kalmıştı. 

Bundan sonra nasıl koşmaya başladığımı hatırlamıyorum en son taksiciyle 15 dakikada 'Hayal Üniversite'sine ulaştır beni 5 katı para vereyim' pazarlığı yapıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bundan sonra nasıl koşmaya başladığımı hatırlamıyorum en son taksiciyle 15 dakikada 'Hayal Üniversite'sine ulaştır beni 5 katı para vereyim' pazarlığı yapıyordum. Adam da insaflı çıktı ve beni tam 13 dakikada bölümün önüne getirdi-pazarlığım da işe yaramış olabilirdi-. Ücreti ödeyip koştur koştur sınıfa giderken bölümün önünde sınıfın biricik aşk böcekleri Ada ve Batın'ı birbirlerine 'aşkoloşkom' falan derken rastladım. Her ne kadar sevgi anlayışlarından tiksinsemde buzdolabı karakterime ters düşecek şekilde onlara gülümseyip yoluma devam ettim. Sınıfa vardığımda kalan tek boş ikili sıranın sol tarafına oturdum, neyse ki hoca henüz ortada yoktu.

Hayallerin Peşinde : KAMPÜSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin