İyi okumalar.😘
Jimin'in tişörtünü katlayıp koltuğa koydum ve onu beklemeye başladım. En sonunda çıkmıştı. Biraz kötü gözüküyordu. Koşarak kolunun altına girdim ve onun yatağa kadar gitmesine yardımcı oldum.
Hemşire geldiğinde önünde doksan derece eğildim. Arkamı dönüp gideceğim sırada Jimin kolumu tuttu: "Ameliyatımı siz mi yapacaksınız?"
Ona döndüm ve: "Ben amliyat yapacak asıl doktor değilim. Yardımcı olarak yer alacağım Bay Park. Neden sordunuz?" Gülümsedi: "En azından amilathanede siz de olacaksınız. Rahatladım. İyi bir doktora benziyorsunuz. Güven verdiniz." dedi. Sonra biraz yüzümü inceledi. "Genç gözüküyorsunuz. Acaba kaç yaşındasınız Kim Hanım?" Cevap vermedim. "Geçmiş olsun."
En sonunda amliyat vakti gelmişti. Fakat amliyatı yapacak doktor henüz gelmemişti. Onu aradığımızda bize karnını kesmemizi, o sırada gelmiş olacağını söyledi. Ben itiraz etsem de herkesin baskısı ile kesmeye başladım. Fakat doktor hâlâ gelmemişti!
"Lütfen biriniz hocayı arayabilir mi!? Hasta kan kaybediyor!" Herkes beni onayladıktan sonra doktoru aramak için telefonu ellerine aldılar ki gelmişti.
Birden hocaya çkıştım ve: "Hocam hasta kan kaybediyor ve asıl ameliyatı yapacak doktor ortalarda yok! Sürekli böyle mi yaparsınız siz!? Hastanın kan kaybetmesi onun hayatını riske atıyor. Siz gelene kadar yarım litreye yakın kan kaybetti!" dedim.
Oysa beni takmadan ameliyata başladı. İşi bittiğinde bana döndü. "Dikiş işi sende Soo Hyun." Tam ameliyathaneden çıkacaktı ki durdu. "Ha bir de... Merak etmeyin, bu benim son amliyatımdı. Sürekli böyle geç geldiğim için, atıldım."
Dikiş işini de hallettikten sonra herkese teşekkür ettim. Ameliyathaneden çıkmadan hemen önce Jimin'in yüzüne baktım.
Üstümü değiştirmiş, yemek yemeye gidecektim ama bugün cidden çok yoğundum. Çalan telefonumun ardı arkası kesilmiyordu. Konu yine Jimin'di. Ona bakmam gerekiyordu.
Koşarak asansöre bindim ve Jimin'in kaldığı odaya girdim. İçeride tüm bts üyeleri ve Bang PD'nim vardı. Daha fazla kişi de vardı. Annesi, babası, abisi...
Kapıyı açtığım anda mışıl mışıl uyuyan Jimin hariç herkes bana bakıyordu. Önlerinde eğildim.
"Merhaba, ben Park Jimin Bey için görevli doktor Kim Soo Hyun. Genel bir kontrol için gelmiştim. Henüz uyuyor anlaşılan. Uyandığı zaman lütfen bize haber verin." dedim.
Daha sonra serumuna baktım. Bir kontrol ettim. Hiçbir sorun yoktu. O sırada Jungkook benim omzuma dokunarak beni dürttü.
"Şey, acaba bir şey sorabilir miyim? Özel ama?" dedi. Kabul ettim ve beraber odadan çıktık. Bana döndü: "Acaba bir yerlerden tanışıyor olabilir miyiz? Okul gibi?" Kafamı iki yana salladım. "Zannetmiyorum." Kollarımdan tutup beni kendine iyice çevirdi. "Ortaokulunuz ****** okulu muydu?"
Doğruydu. Ben o okula gitmiştim. "E..Evet ama siz..." Kafasını kaşıdı. "Sana çıkma teklifi eden erkeği hatırlıyor musun?" İyice hafızamı yokladım. Evet hayal meyal hatırlıyordum. "Evet?.. Az buz hatırlıyor gibiyim." Yüzünde "Zafer!" diye bağıran ifadesi ile devam etti: "Belki hatırlıyorsundur, kabul etmemiştin ama o çocuk sana hep sarkıyordu. Sonra birisi o çocuğu okuldan attırdı." Hiçbir şey anlamamıştım. "İşte o çocuğu attıran bendim Soo Hyun." Onca konuşmanın ardından: "Teşekkür ederim de niye bunu bana söylediniz?" diyebildim.
Yüzünü biraz aşağı eğdi. Sonra yeniden bana baktı. "Şey, o zaman teşekkür etmemiştin, kırılmıştım. Bir de hep aklımda kalmıştı. Şimdi teşekkür ettin ya içim rahatladı." demesinin ardından gülümsedi.
Biraz saçma geçen bu konuşmanın Jimin'in annesinin gelip, Jimin'in uyandığını söylemesi ile bozulmuştu.
Tüm doktorların aksine ayağımda, ger adımımda yere "Tak" diye sesler çıkaran topuklu ayakkabı yoktu. Beyaz spor ayakkabılarım vardı. Bu yüzden hiçbir zaman bir yere havalı bir şekilde girmeyecektim. Ama umrumda değildi.
İçeri girdiğimde hâlâ daha tam olarak ayılamamış, yarı sersem Jimin'e baktım. Bana baktı ama surat ifadesi bir milim değişmedi. Sanki ben yokmuşum gibi. Gerçekten kırılmıştım ama bozuntuya vermemeye çalıştım.
"Ameliyatınız gayet başarılı geçti Park Bey, geçmiş olsun." dedim. Kendine gelmişti. "Soo Hyun..." dedi mırıldanarak. "Bana mı seslendiniz?" Beni takmadı. "Tanıdık geldi..." hâlâ kendi kendine mırıldanıyordu. "Ah, her neyse. Şey, acaba muayene olacak mıyım?"
"Muayene? Ah, sadece kontrol olacak. Sağlıklı geçmiş bir ameliyat olabilir ama ne olur ne olmaz diye kontrol olacak."
"Anladım, teşekkürler."
Arkamı döndüm ve refakatçilerine çıkmalarını rica ettim. Dikişlerine bakmam gerekiyordu. Herkes çıktıktan sonra Jimin'e döndüm.
"Şey, acaba yatabilir misiniz? Dikişlerinize bakmam lazım."
Dediklerimi yaptıktan sonra karnını açtım. Üstü bez ile kapalıydı. Dışını kontrol ettim. Bir sorunu yoktu.
Üzerine eğilmiş olan vücudumu tam geri çekecektim ki Jimin kolumu tutarak benim yüzümü onun yüzüne yaklaştırdı. Aramızda 15 santimetre kadar bir mesafe vardı. Nefes alabiliyornmuydum ben!?
Yüzümü dikkatlice inceledi. Gözlerime baktı. Birden gülümsedi ve: "Hatırladım." dedi. Kolumu bıraktı. Hemen geri çekildim. O da yattığı yerden oturma pozisyonuna geçti.
"Soo Hyun?"
"Evet?"
"Ortaokulda, Jungkook adlı birisini hatırlıyor musun?"
Bu ikinciydi.
"Evet ama siz beni nereden tanıyorsunuz?"
"Jungkook sayesinde. Peki o kişi sana ne yaptı hatırlıyor musun?"
Şu an benimle resmi konuşmayı bırakmıştı.
"Jungkook Bey siz uyanmadan önce beni çağırdı ve benimle konuştu. Bana sarkan çocuğu okuldan attıran kişiymiş." dedim.
"Sana başka bir şey söyledi mi?" dedi.
"Evet. Aynen şöyle dedi: O zaman teşekkür etmemiştin, kırılmıştım. Bir de hep aklımda kalmıştı. Şimdi teşekkür ettin ya içim rahatladı."
Bunu dediğimde bana şaşkın şaşkın baktı. "Bundan sonra hiçbir şey demedi mi?" Başımı iki yana salladım. "Başka ne söylemesi gerekiyor ki?"
Gözlerimin içine baktı.
"Seni deliler gibi sevdiğini söylemesi olabilir mesela."
Olayın içine Jungkook da karıştı. Sizce nası gidiyor kitap??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Hastam: Park Jimin
FanfictionKahvenin tonundaki gözleri öyle güzeldi ki bir an içinde kaybolacağımı sandım...