On Üçüncü Bölüm

2.9K 177 12
                                    

"Bir gün dershanedeyken ben evine girip odanı gezdim. Kullandığın şeylere baktım. Bir sonraki gün  senin parfümünü sıktım. Birisi yüzüme bakmadığı sürece sen olduğumu düşünebilirdi. Jimin o gün yine seni görmek için gelmişti. Ben de seni Jimin'in olduğu yere çağırmıştım. Tam sen geldiğinde ben Jimin'in gözlerini arkadan kapattım. Benim sen olduğumu düşündü ve bir an bile tereddüt etmeden dudaklarıma kapandı. Bu anı görmen ile sen yere çökmüştün. Jimin ise gözlerini açtığında beni gördü ve ittirdi. Bir sana baktı bir bana. Yine kavga ettiniz gözümün önünde. İkinci kez."

Jimin'e döndüğümde ağladığını gördüm.

"Ama sen sadece benim onu öptüğümü görmüştün... Bana bir iki bağırdın. Beni dinlemen için sana bağırdığımda ağlaman iyice şiddetlendi. Sert bir tokat attın. Daha sonra Jang Mi'nin yanına gidip ona da tokat attın. Birbirinizi iteklemeye başladınız. Daha sonra bu iş büyüdü ve kavgaya vardı." dedi Jimin. Ardından Jang Mi:

"Ayrıca sevgilin bizi sadece izliyordu. İşin büyüdüğünü görünce ikimizi ayırdı ve benim kolumu tuttu. Sen buna iyice sinirlendin ve Jimin'e 'Bir daha karşıma çıkma. Yüzüme bile bakmaya hakkın yok.' dedin. O gün dershaneden dönerken seni takip ettim. Benimle Jimin hakkında tartıştın. Yanıma iki kız daha aldım. Seni dövdük. Ama sen buna rağmen karşı geliyordun. Buna iyice sinirlenmiştim. Kendimden geçmiştim. Seni saçlarından tutup yere düşürdüm. Ama etraf karanlıktı... Nereden bilebilirdim ki başını taşa çarpacağını? Bu yüzden hafıza kaybı yaşamıştın." dedi.

Iseul oturduğu yerde diklendi.

"Aslında Jimin o gün Jang Mi'yi öpmeseydi sana hiçbir şey olmayacaktı."

Jimin elimi sımsıkı tuttu.

"Çok özür dilerim. Hepsi benim suçum." dedi.

Myung-Dae Jimin'e sanki bir şey ima eder gibi:

"Bir de her dershane çıkışında onualcağına söz vermiştin." dedi.

Jimin Myung-Dae'ye biraz baktıktan sonra bana dönüp:

"Beni affedecek misin?" dedi.

"Hepinizi affedeceğim ama bana unuttuklarımı hatırlatmalısınız." dedim. Daha sonra Jang Mi'ye döndüm.

"Özür dilerim aramızdan birisini affetmeyeceğim sanırım." dedim.

Jang Mi gözlerini devirdi.

"Sanki affedilmek istiyorum. Ben artık gidiyorum." dedi ve hızla çıktı.

******

Jimin annemi aramış ve her şeyi öğrendiğimi söylemişti. Annem ise sinirle Jimin'e bağırmıştı. Onu için bir şeyleri yoluna sokmak bağırmaktan geçerdi. Bağırmadan hiçbir şey tam olmazdı.

Jimin benimle yalnız konuşmak istediği için dışarı çıkmıştık. Boş sokakta yan yana yürürken birden durdu. Arkamı dönüp ona şaşkınlıkla baktım

"Soo Hyun... Bana karşı bir şeyler hissediyor musun?" dedi.

Ona vereceğim cevap netti: Hayır.

Bu benim açımdan da onun açısından da üzücü bir cümle olurdu. Ama sustum.

"Ünlü olmamın amaçlarından biri de neydi biliyor musun? Gerekli hangi tedavi varsa gözümü bile kırpmadan vereceğim param olsun diye."

"O zaman niye 4 yıldır duruyordun? Zamanım olmadı diyeceksen... Eminim zamanın olmuştur. Koskoca dört yıl." dedim.

"Haklısın ama ben... Zaten her ay durmunu öğrenmek için seni kontrol ediyordum. Sadece sen görmüyordun. Annen izin vermediği için karşına çıkamıyordum. Çünkü seni temelli kaybetmekten korkuyordum. Anlarsın ya..." dedi bana karşılık olarak.

İlk Hastam: Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin