11. Bölüm

258 17 21
                                    

-05.04.2013-

Kalabalıkların içindeki yalnızlık, şehirde kendini daha çok belli ediyormuş. Geleli daha bir ay olmadı. Ancak gördüğüm insan sayısı ile iletişim kurduğum insan sayısındaki ters orantı beni bile hayrete düşürüyor. Kalabalık, gürültülü ve karışık olan sokaklardan geçerken insanların hızına yetişmek büyük bir çaba istiyor. Yine de kalabalığın olmadığı saatlerde, yağmurlu bu mevsimde sokaklar ayrı güzel. Kasabadaki yeşillik, havadaki temiz oksijen burada olmasa da, şehir hayatında da bazı güzelliklerin saklandığını hissedebiliyorum. En azından karşı penceremdekini…

Onu ilk gördüğümden bu yana nerdeyse bir ay geçti. Farkına vardığımsa aslında her zaman gözümün önünde olduğuydu. Sadece ben göremiyordum. Perdelerimi kaldırana dek…

Gelir gelmez perdeyi çekip tam karşımda olan penceresini açıyor, hemen yanındaki masaya eşyalarını bırakıp memleketinde ufak bir gezintiye çıkmışçasına kütüphanede dolaşıyordu. Her şeyin yerini elini koymuş gibi biliyordu. Ondaki bu tavır daha çok meraklanmama neden oluyordu. Eline aldığı her kitaba karşı farklı bir yüz ifadesi ile bakıp bambaşka bir ifadesini görmemi sağlıyordu. Onu öyle gördükçe ona bakma isteğimi daha da artırıyordu.

Ririchi ile işaret dilini öğrenmeye başlamıştık. Aslında işi gereği, o az çok biliyordu. Ama ben iletişim kurmak istediğimde bir şekilde kendi olanaklarımı arttırmalıydım. Kâğıt ve kalem, cep telefonu hatta işaret dilinin bile yeterli olamayacağı zamanlar olabilirdi. Bu yüzden kendimi olabildiğince yetiştirmek istiyordum. Bunu neden şimdi istediğimse…muallak bir soruydu herkes için. Benim için de öyleydi…sanırım.

Rüyadan çok kâbus gördüğüm zamanlarda uyumaktan korkardım. Özellikle babamı kaybettikten sonra onu tekrar tekrar kâbuslarımda kaybettiğimi görürdüm. O zamanlar, benim için uyku; yarı ölü halinden çok tam anlamıyla ölmek olmuştu. Her gözlerimi kapadığımda aynı anın en başa sarılmasıyla canlanan ölüler ve ölen diriler benimle buluşuyordu. Ölen babam… dirilen annem oluyordu. Çünkü benim için her ikisi de ölüydü artık.

Son zamanlarda ise tuhaf bir rüya görüyordum. Rüyamda bembeyaz çarşaflarla örtülmüş bir yatakta uyanıyordum. Uçuşan perdeler, odanın duvarları, mobilyalar bembeyazdı. Tavandan yere kadar uzanan açık balkon camından, dışarda hafif yele rağmen güneşli bir deniz havası olduğunu gösteriyordu. Manzaradan dikkatimi koparan, yumuşak çınlamalarla beni çağıran bir ses oluyordu. Arkamdan gelen bu sesin kaynağını bulmak için döndüğümdeyse, aslında yatağın iki kişilik olduğunu ve yanımda birinin yattığını görüyordum. Yüzükoyun ve yarı çıplak yatan bu kişi bir erkekti. Yüzünü göremesem de beyaz çarşafla zıt düşen ama uyumlu görünen hafif bronz tenine gözlerim takılıyordu. Gözlerimi çekmemi sağlayan ise yine aynı ses oluyordu. Etrafımı incelerken şiddetini arttıran yelle birlikte seste daha bir şiddetli çıktı ve bu sayede onu görebildim. Yanımda yatan kişiyle tam ortamızda kalan, tavandan asılı bir rüzgâr çanıydı bu. Huzur verici sesleriyle rüzgârda dans ediyordu sanki. Sesi kadar kendisi de güzel olan rüzgâr çanının daha önce hiç görmediğim renkleri vardı. Tamamı beyaz deniz kabuklarından oluşuyordu, ancak aralarında açık kahverengi ve yeşil renkte iki benzersiz deniz kabuğu dikkat çekiyordu. Karşı karşıya duran bu kabuklar birbirlerine hiç değmeyecek kadar uzakta dursalar da bariz bir şekilde birbirlerine bakıyor gibiydiler. Ortalarında hiçbir deniz kabuğu yoktu ama etrafları bembeyaz olanlarla doluydu.  Gözlerimi alamayacak kadar güzel ve kusursuz görünüyordu. Uzadıkça uzayan manzara seyrimi, bir süre sonra başka bir ses böldü. Bir insan sesi… Yanımda uyuyan kişinin sesiydi bu. Gözlerimi indirirken tavandan, yanağıma dokunan bir el hissi… İrkilmedim. Nedense çok tanıdık bir histi çünkü. Gözlerimi tam onun tarafına çevirdiğimde, aydınlanmışçasına uyanıyordum kendi uykumdan. Hiçbir zaman kim olduğunu görememiştim. Ona dair bildiğim tek şey, gözlerimi rüzgâr çanından çekmeden önce duyduğum sesiydi. Ne dediğini hiçbir zaman hatırlayamasam da…

Gözlerime Bak!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin