Öyle ünlü yazarlar gibi başlamayacağım hikayeme.
Herkes bilir şu asil insanların hayatını bende onlardan biriyim; sabahları istediğim saatte kalkar istediğim zaman kahvaltı yaparım ve en önemlisi hergün işe gitmek zorunda değilim.
Memnunmuyum hayatımdan ?
Hayır belki bu cevabı verdiğimde bana kızacaksınız ama her sabah bir anne hışmıyla uyanıp anne elinden kahvaltı yapıp işe geç gittiğimde patron fırçası yemek isterdim.
Bu arada kendimi tanıtmayı unuttum.
Ben Kerem annem babam babaannem ve bir kız kardeşimle koca görkemli bir sarayı aratmayan evimizde yaşarız bakmayın öyle kalabalık olduğumuza aslında birbirimizden hiç haberimiz yok.
Ben gecenin bir yarısı eve gelip sabah ise aslında bu terim pek doğru olmadı yani öğlen saatinde uyanırım babam ve annem dünya turuna çıktılar bir hafta önce ama kısa sürecekmiş,kız kardeşim selin o okulunu bitirdi bazen şirkete gelip bize yardımcı oluyo ama çoğu zaman arkadaşlarıyla o da benim gibi gece çok geç gelir, ben selini en son 4 gün önce gördüm.
Şaşırabilirsiniz kız kardeşim gece eve çok geç geliyo ama ben ona kızmıyorum aslında kızmakta istiyorum ona karşı olan bu rahat tavrım onu önemsemiyorum izlenimi bırakabilir ama ben ona söyleceke birşey bulamıyorum her sözüme karşı gelip her soruma yanıt veriyo utanmadan ukala şey.
Sanırım Selin ailemde anlaşabildiğim tek birey. Babaannemi unutmadım tabi o koskoca Aydınoğullarının ulu çınarı onuda çok seviyorum ama babaannem tam anlamıyla kendini holdinge adamış başka bir deyişle tek derdi para bide bizi evlendirmek sanırım...Bu sabah uyandığımda hayatımda farklılıklar getirmeliyim diye uyandım ve olamaz saat tam 7.30 nasıl olur ben hayatımda yani son 8 yılda ilk kez bu saatte uyandım anlaşılan çok istekliyim bu yaşam tarzımı değiştirme konusunda yatakta düşünmeye başladım acaba nereden başlasam ,sanırım gene birilerinden fikir almalıyım selin sana çok ihtiyacım var! Off, sanırım Selin benim iç sesimi duyacak kadar yetenekli değil. Gene saçmalamaya başladım .En iyisi bir Türkiye turu galiba. Olamaz bu harika bir fikir, hem yanıma Selin'ide alırım. Acaba Selin benimle gelmek istermi yada yok yok Türkiye turunda yanima bir kadın alacak kadar aptal değilim hemde Selin, beğendiği şehirlerde daha fazla kalmak isteyecek o bana "abiii lütfennn " dediğinde ben onu kıramayacağım. Sanırım tek gitmekten başka çarem yok.
Acaba hangi şehirden başlasam İzmir , Antalya yok yok en iyisi Nevşehir aman Allahım ne dedim ben bulduuuum Nevşehir orada bir otel odasında kalıp her gün gezerim çok iyi fikir. Ama bu iş cesaret işi hem ben aileme nasıl anlatırım gitmek istediğimi , babaannemin hayır diyeceğinden neredeyse eminim.
Acaba annem ne der?
Sanırım bu konuda fikir yürütemeyeceğim.
Babam beni kırmaz ama onlardan uzakta ve ayrı yaşayacağımı duyunca karar değiştirebilir.
İç sesim nerden buluyosun bu saçma sapan fikirleri hem babam holdingi bırakacağımı duysa bana ne demezki.
Bide babam beni kırmazmış daha 3 yıl önce beni hayallerimden etti. Size hayallerimi söylemedim onlardanda birazcık bahsedeyim;
Ben polis olmak istiyodum evet yanlış duymadınız polis olmak istiyodum sonra aynı meslekten bir hayat arkadaşı bulacaktım kendime. Ne yani iş adamı çocuğuyum diye istediğim mesleği seçemezmiyim.
Şimdi hayallerimi bi kenara bırakayımda hayatlara geçelim.
Yarın yola çıksammı acaba Nevşehire ne kadarda kulağa güzel geliyo "Nevşehir".Saçmalamayı kesmeliyim bence içsesim gene beni çıldırtıyo. Acaba saat kaç oldu.
Saat 10.00 tam da kahvaltı saati şimdi aşağıda kahvaltı hazırdır. Ama en son 3 yıl önce o sofraya hep beraber oturmuştuk. Yani diyorum ben kahvaltıya inersem bu işte bir iş olduğunu anlayacaklar. Aman anlarlarsa anlasınlar hem benide tek tek anlatma derdinden kurtarırlar evet şimdi bu yataktan çıkmalıyım , elimi yüzümü yıkamalıyım ve ayrıca saçlarımı tarayıp kıyafetlerimi giymem gerek. Acaba bugün saçlarımı taramasam şüphe uyandırırmıyım . Tabiki evet aptal içsesim ben ne zaman saçlarımı taramadan odamdan çıktım bu içsesim beni iyice deli etmeden bu saydıklarımın hepsini gerçekleştirip aşağı inmeliyim.
Nihayet sofraya oturdum haa ben annemin ve babamın dünya turuna gittiğini söylemiştim onlarda burdalar babam holdingte yapılacak toplantı için geldi. Ve hepimiz sofradayız daha günaydın dahi demeden babaannem oturuyor sofranın baş köşesine ve başlıyor söze; "Hayrola Kerem bey hangi dağda kurt öldüde kahvaltı sofrasına geldin".
İşte ailemden tamda bu yüzden ayrılmak istiyorum insan bir günaydın der yok yok ben kesin kararlıyım gidecem bu şehirden.
Babam başlıyor lafa;"Sizin yapacak işiniz yokmu neden buradasınız" bu cümle beni mahfetti bir baba neden evlatlarıyla kahvaltı yapmaktan bu kadar rahatsızlık duyarki benmi yanlış düşünüyorum acaba bunu düşünmeliyim.
Annem oturuyor sofraya ve hışımla bağırıyor " Esmaaa! Neden benim tabağım hala gelmedi".
Nooluyo anne günaydın deseydinde sonra isteseydin diyet kahvaltını diyesim var ama bişey engelliyo bunu.
İşte böyle bir yaşantımız var bizim asalet nehrinde kaybolmuş gidiyoruz.
Açıkladım o sofrada aileme gitmek istediğimi. Selin daha duyar duymaz ağlamaya başladı belkide en çok onu özleyecektim gittiğimde.
Annem çatık kaşlarla sen bilirsin dedi ama bence bu hayır demekti.
Babam ise daha nereye gideceksin diye sormadan holding ne olacak dedi.
Bende bilmiyordum holding ne olacaktı aman ne olursa olsun umrumda değil.
Babaannem sofradan kalktı cevap vermeden bu ne demeti henüz anlamış değilim.
Eğer Selin'i bıraka bilirsem yarın çıkacaktım yola.
Ne yapacağımada karar vermiştim
Nevşehirde kafa dinleyip oradan Ankaraya geçecektim ve hayalimdeki mesleği yapıp kendi halimde geçinecektim.
Acaba yanıma ne kadar para alsam ?
Herşeye yorum yapıp her konuda söyleyecek bişey bulan iç sesim bunada cevap ver Yanıma ne kadar para almalıyım ? Böyle susarsın işte lazım olduğun yerde . Yanımda Selinide götürme fikrimi bi dahamı düşünsem yoksa düşünmeden Selinemi sorsam bunu direk evet kendi kendimle konuşurken Selin göğsümde ağlıyor kıyamaıyorum onu kaldırmaya ben gidince külliyen yalnız kalıcak tabi bende olsam izin vermezdim gitmesine. Galiba aklıma bir fikir geldi ben oraya bi yerleşeyim sonra alırım isterse Selini yanıma bu fikir beni rahatlattı sanırım ve Selinin kafasını usulca indiriyordum omuzumdan kıyamam ağlayarak uyumuş göğsümde.
Şimdide arkadaşlarla sürekli takıldığımız bir yer var oraya gidip arkadaşlarımla vedalaşmalıyım.
Gene eve döndüm ve valizimi indirdim raftan aslında yanıma fazla kıyafet almayı düşünmuyorum ama vazgeçilmezlerimde var tabi özellikle hatıra kutum albümüm telefonum laptopum ve kulaklığım sanırım bunlara ihtiyaç duyacağım şu anlık.
Birkaç takım kıyafet basıyorum gelişi güzel valizime evvet artık hazırım.
Olamaz fotoğraf makinam onu unuttum çabucak yukarı çıkıp onuda aldım.
Artık vedalaşma zamanı.
Babaannemin odasına çıkıp onunla vedalaşıyorum ve babaannem bana bir kutu uzatıyor ve söze şöyel başlıyor;"Kerem oğlum bu kutuyu ben seni aradığım zaman aç eğer merakına yenilir daha önce açarsan bu kutunun hiçbir anlamı olmaz senin için. Eğer tam zamanında açarsan onun sana verdiği huzuru sana hiçbir hediye vermez".
Bu babaannemden beklemediğim bir hareketti halbuki bana karşı geleceğini düşünmüştüm.
Terasa uzanıyorum annem ve babam oturuyor terasta onlarlada vedalaşıyorum. Annem ve babamda bana bir kutu uzatıyor bu hiçte değişik bir durum değil az önce babaannemde aynı şeyi yapmıştı az önce ve bana dönüp konuşmaya başlıyorlar "Kerem bu kutu senin ama bunu sana ait olması demek onu istediğin zaman açacağin anlamına gelmez bu zarfıda al ve burdan hergün bir not oku ve notun tarif ettiği şeyi aç bu sana çok yardımcı olucak "
Allahım şimdi Seline veda edecem kesin Selinde bana bir kutu uzatıp onu istediğim zaman açamayacağımı söyleyecek.
Odaya çıktığımda selin yatağın üstünde oturuyodu ve birden fırladı
"Şimdimi gidiyorsun?"
Kafamı salladım usul bir hareketle ve boynuma atladı birden ve tekrar ağlamaya başladı bende ona onuda götürmek istediğimi ancak vazgeçip düzen kurduktan sonra onuda yanıma alacağımı söyledim.
Mutlu olmuştu galiba tam odadan çıkacakken seslendi
"Abi bekle!"
Durdum bi an ve koşarak çalışma odasına gitti döndüğünde elinde bir defter vardı konuşmaya başladı ;
"Abicim sana verecek bir şeyim yok benim ama sana bu defteri veriyorum istediğin zaman istediğin sayfayı okuyabilirsin sana beni hatırlatır hem daha az özlersin".
Aradığım samimiyet tam anlamıyla buydu hem istediğım zaman okuyabilecektim. Ama bu sana olan özlemimi azaltmaz prenses...
Kendimi bir an Nevşehir otobüsünün kalktığı garda buluyorum olamaz yanıma para almadım acaba şu yandaki bankamatiğe gidip biraz paramı çeksem 30.000 yok yok 50.000 tl mi çeksem acaba ne kadar çekebilirsem işte elimi çabuk tutmalıyım otobüs kalkmak üzere.
Şu anda otobüsteyim size kaç tl çektiğimide söyliyim yolculuğum boyunca sizin masraflarımı hesaplamanızı kolaylaştırır.
Bankamatik bana o kadar yüklü parayı vermediği için aşağı caddedeki bankaya inip 20.000 tl çektim sanırım bu bana yetmez aman olsun kendi işimi kendim yapar kazanırım.
Artık Nevşehir'deyim acaba otel aramaya başlasammı yok yok en iyisi iyice bir karnımı doyurmak sanırım iki gündür bişey yemiyorum haliyle çok açım.
Karşıma çıkan ilk lokantaya gittim ve menü dahi istemeden direk garsondan buranın meşhur yemeklerinden getirmesini istedim.
10 dakika sonra masamda yavaş yavaş belirmeye başladı yemekler;
İlk önce koca bir tabak tarhana çorbası ardından testi kebabı onun yanında zerdi pilavı, cacık en son tatlı olarakta sütlü.
Sanırım hepsini yiyemeyeceğim bunlar bana çok fazla diyip başladım yemeğe.
Saat 17.00 artık kendime kalacak bir yer bulmam lazım sanırım sofradan kalkmam yeterli bunun için ama beni bir uyku bastıki sormayın karnım doyunca kendimi kaybettim ve masamda neredeyse hiçbirşey kalmadı.
Hesabı ödeyip ana caddeye doğru ilerliyorum orda birsürü otel var birinden birine yerleşir hoşuma gitmezse zamanla kendime yeni otel bulurum.
Kendime bie oda tuttum ama sanırım burayı pek beğenmedim.
Neyse artık uyumalıyım ama ilk önce annem ve babamın bana verdiği notlardan birini okumam lazım.
Not destesinden sırayla almalıydım bence okuyacağım kağıdı. Evet bir not seçtim hemen sizede okuyayım ;"Oğlum ben senin neden gittiğini biliyorum sana gitme demedim çünkü bende gitmek istedim beni ailem engelledi sana engel olmakta istemedim sırf bu yüzden başarcağına inaniyorum sen çok cesur ,atılgan ve zeki bir çocuksun sana verdiğim kutudaki 1 numaralı zarfı aç".
İnanmıyorum ben annemin ağzından sanırım ilk defa iltifat duydum.
Kutuya uzanıp anahtarıyla açmaya çalıştım biraz zamanda alsa açıldı sonunda anlaşılan eski bir kutu bu kutunun içi zarflarla dolu acaba ne var bunlarda neyse ben 1 numaralı kutuyu açayımda gerisinide zamanı gelince sırayla açarım.
Zarfın içinden bir bileklik ve ufak bir not çıktı "Bu senin uğurlu bilekliğin hatırlayamadıysan ben hatırlatıyım ilk okulda kolundan çekip almıştım hani bu sana hem çok büyük hemde şans ders çalışmanı engeller diye
"Kerem sanırım bu bilekliğe ihtiyacın var " bu sana hep şans getirsin canım"
Bu beni çok etkilemişti oysaki annem bu şans işlerine felan çok kızardı aklıma bir söz geliveriyor hemen gerçekten çok haklısınız atalarımız kar dağa çıkınca tatlı oluyormuş.
Ben uzağa gitmesem annemin beni sevmediğini düşünürdüm oysaki yanlış düşünüyormuşum annem beni herkesten daha çok düşünüyor.
Gelelim Selinin defterine ondanda bir sayfa okuyayım hergün, Selin bana kural koymadı ama ben kendime bir düzen kurmadan yapamadım evet ilk sayfayı açalım.
"Bu günlüğe abim ve benim hatıralarımı yazacağım" diye başlamış
01/01/1999
"Sevgili günlük ben Selin 7 yaşımdayım daha bir hafta önce okuma yazmaya çıktım. Bir abim var ismi Kerem oda 12 yaşında sanırım ailemde beni en çok abim anlıyor.
Bu deftere abimle anılarımı yazmaya karar verdim ve defteri zamanı gelince abime verneyi düşünüyorum. Bu gün abimlerin sınıfına yeni bir kız geldi adı Ecrin abim onunla ne kadarda ilgilendi ben çok üzülüyorum biliyomusun abim benden fazla kimseyi sevince ve benden çok başka biriyle ilgilenince, bu defteri abime verecektim doğruya abicim seni çok seviyorum sakın beni bırakma"Ben bu defteri her okuyuşumda ağlayacağım galiba bundan eminim.
Artık uyumalıyım yarın başlarım gezmeye.
Güne sıkü bir kahvaltıyla başlamalıydım malum gezecek çok yer var benim enerjiye ihtiyacım var.
Otelin lokanta bölümüne indip bir masaya oturup kahvaltı menüsü istedim menü baya zengindi hemen yemeye başladım.
Kahvaltıdan sonra dışarı çıkıp kapadokyaya giden araca bindim.
Kapadokya tahmin ettiğimden kat kat güzeldi ılık havası, turuncu güneşi ve havada gezinen rengarenk balonları bunlar harikaydı.
O an karar verdim ben burada bir otelde kalmalıydım çok geçmeden kendime kalacak otel bakmaya başladım. Burada oteller tıklım tıklımdı ayrıca çokta pahalı off ne yapsam acaba ama burada kalmalıyım ben burası Nevşehir merkezden çok farklıydı daha yaşanabilir ve daha nostajik bir yerdi burası bir harika.
Aşağıdaki bakkaldan çıkan amcaya sordum nerede kalabilirim diye oda bana onun bir evi olduğunu ve bana çok cüzi bir miktarda kiraya verebileceğini söyledi ben bunu hiç düşünmeden kabul ettim ve otelime doğru yola çıktım hava kararmadan eşyalarımı toparlamalı ve buraya geri dönmeliydim.
Akşam yemeğine yetiştiğime sevindim Salih amca eşine bir sofra hazırlatmış bana evini kiraya vermesinin ardından bana bir sofra hazırlatması hoşuma gitmedi değil hem daha beni tanımıyordu bile dünyada bu kadar iyi insanlar varmıydı yada vardıda bizmi görmedik beni bugüne kadar seven herkes hiç şüpesiz param için sevmiştir. En azından ben öyle düşünüyorum şimdi düşündümde bu sadece benim fikrim değil hem beni param için sevmeseler neden şimdi yanımda değiller artık bu sorunun cevabınıda biliyodum bu dünyadaki herkes beni param için seviyor yanlız ailem hariç acaba beni ben olduğum için sevecek biri çıkacakmıdır karşıma...
Odama yerleşmeye çalışırken karşıma annrmin hatıra kutusu ve selinin defteri geldi onlara bakmalıydım.
Notlarımi okumaya başladım
"Anneciğim seni daha şimdiden ne kadar özledim anlatamam eminim sende beni özlemişsindir 2 numaralı zarfı aç"
Kutumu açtım ve 2 numaralı zarfı aldım annemin bu sözleri beni gerçekten çok etkilemişti zarftan annemin fuları çıktı buram buram annem kokuyordu ama kendime yeni bir hayat kurmam lazımdı duygularıma yenik düşemezdim.
Selinin hatıra defterinide okudum onu size uzun uzun okumam lazım ama ufak ve anlamlı kısmını okuyayım en iyisi ; "Okuldaki arkadaşlarım abimin egolu şımarık birisi olduğunu söylediler ben onlara sadece bunu söyledim peki ya siz nesiniz hepiniz bizim gibi zengin çocuğusunuz hepiniz egolusunuz hepiniz şımarıksınız zengin çoçuğu olmak hiç birimizin seçimi değil"
Canım kardeşim sen çok akıllı zeki bir kızsın seni çok seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASALET NEHRİ
RomanceBir zengin çocuğu ve hayalleri tek varlığı kız kardeşi asaletin nehrinden kurtulma çabaları ve ailesini ona çizdiği yoldaki şifreleri bu yolculuğa benimle beraber çıkarmısınız