2.bölüm

56 11 4
                                    

Artık bir yerden başlamalıyım hala bunu söylüyor ic sesim ben zaten başlamıştım acaba yanlış yoldamıydım. Yeni fikirlerimde vardı artık kendime bir kitap yazacaktım kendi hayatımı bence bu gayet mantıklıydı ancak özetlemeliydim hemde 1 milyon kere benim hayatımın bir gününü anlatmam dahi saatler sürüyor.
Hayir hayit kendi hayatim olmaz başkalarının hayatını yazmalıyım yada hayatlarındaki en enterasan kısimları...
Mesleğimle alakası yoktu
Ben bir polis olacaktim yada bir polisiye romanı bence başkalarınin hayatını yazma fikri gayet iyidi. Şimdi dışardan yaşanmılığı olan insanlar bulup hikayelerini kendi sandığıma kilitlemeliyim. Daha sonra birleştirip kitap yaparım.
Yolda ilk karşıma çıkan bir gölün kenarında aģlayan orta yaşlı bir adam evet onun hikayesini dinlemeliyim.
Adamın yanına usulca yaklaştım ve hafifce sırtını sıvazladım...
Afedersiniz bey efendi neden ağlıyorsunuz?
Bu baya kabaydı bence.
Adam ağlamaktan kısılmış sesiyle cevap vermek istiyor ancak ağlama sesinden bişey duyamadım...
Bence adam günlerdir aç susuzdu hemde kiyafetleride yırtıktı ben önce ona temiz kiyafet almali sonrada ona yemek yedirmeliydim diye geçti bir an aklımdan. Adamin kolundan usulca tuttum ve onu nereye götürmek istediğimi söyledim ilk başta çok diretti gelmemek için ama zar zor ikna ettim onu.
Ona kiyafet giydirdikten hemen sonra soluğu bir çorbacıda aldım.
Kendime ve adama birer çorba aldıktan sonra konuşmaya başladım;
Afedersiniz bayım acaba göletin kenarinda ağlamanızın sebebi neydi?
Adam cevap veriyor yeniden aglamaya baslayarak.
Bir gün oğlum ile kayıkla gölde geziniyor hemde balık yakalamaya çalışıyorduk...
Bir kac balık yakalayip hava kararmaya başlayınca eve gitmek için kayığı göl kıyısına sabitleyip bende arabadan kiyafetlerimi almaya gittim döndüğümda oğlum yoktu.
Hemen göle atlayıp onu aradım ancak bulamadım çevremdeki insanlar yetkili yerlere haber verdi...
Bu olay başımızdan geçeli tam 2 hafta oldu ancak onu bulamadık...
Bu olay çok üzdü beni adama bu hikayesini kitabima koyma hakkındaki fikrini sordum...
Izin verdi ve bana bir kutu uzattı bunuda kendi kutunun içine koy bunh her gördüğümde kendimi öldüresim geliyor ama sakın açıp bakma eğer ben birileri için değerliysem onu senden almaya geleceklerdir hep burda kal olurmu dedi bana bende hesabı ödeyip kalktım masadan adamın ismini sormayı nihayet akıl ettim.
Afedersiniz isminiz neydi?
Salih
Bu baya kısa bir cevaptı bide oğlunun ismini sordum dolu dolu gözlerle
Mehmet
dedi evet ilk hikayem hazırdı simdi ilk işim kendime bir kutu yapmaktı.
Otele daha doğrusu evime döndüm otel sahibi amca beni akşam çaya terasa davet etti bende hemen odama çıkıp kıyafetlerimi degistikten sonra kardşimin günlüğünü okuyacaktım.
Ilk iş annemin kutusundaku notu okuyup hediyemi almak oldu hediyemmi dedim ben evet bunlar benim için çok guzel bi hediyeydi.
Annemin notu;
Canım oğlum ilk göz ağrım ben seni çok seviyorum sana çok değer veriyorum seni bu gün daha çok özledim umarım dönersin bitanem şimdi sıradaki zarfı aç.
Bu beni etkilemişti salih beyin hikayesinden sonra.
Zarfı açtım
İçinden selin ve benim küçükken yaptığımız kardan adamla resmimiz çıktı hayret ben bu resmin kayıp olduğunu düşünüyordum demekki benim kutuma koymuşlar.
Hiç vakit kaybetmeden selinin günlüğünü okudum oda beni çok etkiledi babaannemle benim yurt dışına gittiğimiz zaman hissettiklerini ve beni ne kadar çok özlediği yazıyorudu.
Tam terasa çaya inecekken aklıma salih beyin kutusu geldi onuda hemen yatağımın altına kaldırıp terasa indim en son merdivendeyken bir türkü sesi duyuyorum yüreğimi burkuyo...

Ben seni sevduğumida
Dünyalara bildirdum
Endurdun kaşlaruni
Babanimi eldurdum

En dereye dereye da
Al dereden taşlari
Geçti bizden sevdaluk
Al cebumdan saçlari

Kız evinunun önüne da
Sereceğim kilimi
Oldi hayli zamanlar
Göremedum sevdumi

Yaz geldi bahar geldi da
Açti yeşil yapraklar
Ben sana doyamadum
Doysun kara topraklar...

ASALET NEHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin