3.bölüm

26 9 4
                                    

Nihayet bir ay geçti sınav günü geldi çattı sabah uyanıp malzemelerimi hazırladım ve kahvaltı yapmak için aşağı indim kahvaltı sonrasında tam dışarı çıkacakken annemin bana verdiği kalem aklıma geldi ve onu almak için koşar adım çıktım merdivenlerden kalemi aldıktan sonra sınavın olacağı okula gittim.
Kapının önünde sınav saatini beklerken diğer sinava girecek insanların hayatın imrendim gene biliyorum bu kelimeyi çok kullanıyorum ama gerçekten bana göre bulunmaz bir hayattı bu. Sınavdan bir gün öncesinden bahsedeyim birazda size dün gece yarısına kadar bir soruya takılıp kaldım bir türlü bulamıyordum cevabını ama uzun uğraşlar sonucu onun cevabını bulup uyumuştum içim rahat bir şekilde.
Sınav vakti geldi herkes içeri alındı teker teker sınav kitapçıkları geldi önümüze ve herkes umutla başladı yapmaya.
Bana göre sınav gayet basitti sınavı ilk bitiren bendim o sınıfta sınav sonrası otelime gitmedim bu kez bir kafeye gidip telefonumla uğraşacaktım biraz.
Neyseki şansım yağver gittide yakınlarda bir kafe buldum ve oturdum bir masaya başladım interetten kendime görev yapacak güzel yerler aramaya 2 saatlik kararsızlık ve inceleme aşamasından sonra karar verdim memleketim ankarada yapacaktım görevimi.
Kafede kendime atıştırmalık bişeyler söyledim simit poğaça ve bir bardak sıcak çay... Çayımdan yudumladıkça aklıma gelen hayallerimle beraber bitirdim atiştırmlıklarımı biraz daha oturup gezmeye gideceğim.
Son planlarımı yaptıktan sonra yola koyuldum.
Biraz cadde turu yaptıktan sonra otele gitmek için minibüsçü adam kandırdı beni otelden bir mahalle önce indirdi allahtan bir adam rastladıda beni otele ulaştırdı.
1 saatlik gezme sonucunda otel odama vardım nihayet.
Yatağın üstüne uzanıp biraz düşündüm,yolun sonunda nereye varacaktımki bu kutuları napacaktım peki bunları düşünmekten alamıyordun kendimi yaklaşik 20 dk lık zeka fırtınasından sonra hızal doğruldum yatağımdan ve selinin günlüğünü elime aldım hemen sıradaki sayfayı açtım olamaz bu sayfadaki yazı oldukça kısaydı durun hemen sizede okuyayım;
"Üzülme! Yaradan umudu en çaresiz anlarda yollar.
Acizim ama yalnız değilim Allah (c.c) var!"
Acaba bu sözleri neden yazmişti selin merak ettim doğrusu annemin kutusuna yöneldim bir zarf alıp açtım olamaz bundada aynı söz yaziyordu işaret ettigi kutuyu açtım kutu boştu sadece bir not vardı.
"Sen kendine yetersin birilerine ve birşeye ihtiyacin yok sen kendin için en doğru kararlari verirsin.
Sana güveniyorum."
Notu ve gunlüğü okuduktan sonra kendime öz güvenim geldi biraz da olsa. Sahi doğru söylüyolardı benim kimseye ihtiyacim yokki ben kendime yeterim.
Aksam yemeği için sofraya geçtim masamda bir uzun kayık tabak dolusu salata tabağımda kocaman kıymalı pide diğer tarafta bir kase dolusu soğan ve tam önümde büyük bir bardakla ayran duruyordu. Karsımda oturanlar ise ev sahibi amca ve teyze onlar bana gercekten anne baba olmuşlardı moralimin bozuk olmasına asla izin vermezlerdi.
Sofradaki manzara uzun süredir isteyip bir türlü kavuşmadığım manzara nedenmi bizim eve asla kokulu şeyler girmezdi dışarda yediğim zamanda kokusunu alıp bana kızarlardı bu çok çocukça gelebilir size ama çok kalp kırıcı en azindan benim kalbim çok kırılırdı.
Bizdekide ne şanstı be her zaman eve gec gelirdim zaten kokulu şeyler yediģimde kendimi erkenden evde bulurdum ve bana aile boyu olan sinirlenme maratonunun ardından sabahmi desem öğlenmi anlayamadım kalkıp işe giderdim keske baştan bu fikir aklıma gelseydi daha iyi olurdu belki.
Yemek yedikten sonra masadan kalkıp ılık bir duş aldım sonrasında yatağıma uzanıp yattım perdemide açık bıraktım. Sabahin ilk ışıklarında kapadokyanın güzel manzarasına gözlerimi açtım bu manzara gercekten eşsizdi bugün ayın 28 i yani sınav sonuçlarım bu gun belli olacak çok heyecanlıyım napacağımı şarıdım neyseki son anda toparladım hızla elimi yüzümü yıkadım ve kahvaltı masasına oturdum kahvaltıda kuymak,mıhlama,bazlama,köy peyniri,tereyagı ve bahçe yesillikleri vardı bunu her zaman severdim zaten bu gün bana uğur getirecekti bunlar eminim.
Kahvaltı masasindan kalkip otobüş durağına gittim gelen ilk Nevşehir merkez otobüsüne bindim.
PMYO binasının önüne gelince heycanim iyice arttı merdivenleri üçer beşer çıkıp kapıyı ittirdim.
Kapı kapalıydı uzun bir müddet kapının arkasında oturdum girişteki güvenlik ban ne için geldigimi sordu bende sinav sonuçlarimı öğrenmek için geldiğimi söyledim güvenlik sınav sonuçlarının kapının arkasında yazdığını söyledi içim kıpı kıpır oldu titreyen parmağımla ismimi bulnaya çalışıyordum ilk iki listedede ismim yoktu gözyaslarima engel olamadım güvenliğe ismimin neden olmadığını sordum oda bana sınavımin iptal edilmiş olabilecegini söyledi ama genede beni okulun dönemin acılısına cagırdi. Bu kez otele gitmedim ıtsız yerleri gezdim kimse agladiğimi gormesin diye telefonum caldı.
İnanamiyordum annemdi bu telefonumu açtım ve artik gözyaslarima hakim olamadım hüngün hüngür ağlamaya başladım annem telaşlandı sesimi duyunca ben biraz aglamam dindikten sonra onunla konusabildim anca nasil olduğunu ve ne yaptigini sordum oda bana pek olumlu olmasada cevap verdi size net konuşmamamin tek sebebebi ise o günki konuşmadan ağlamaktan bir şey anlamamamdı.

ASALET NEHRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin