0.4

5.6K 280 68
                                    

Beden dersinden çıkmış,terden ölmüş ve bacaklarımın ağrısından gebermiş durumdaydım.Çünkü tam 10 tur koşmuştuk.Ben salondan mutfağa gitmeye üşenen insanım,bana 10 tur koşturdular,düşünün.

'Pestilim çıktı be!'diyip sırama attım kendimi.

'Cidden bu adama anlam veremiyorum,hayır yani bizi koşturunca ne geçiyor eline?Bence eğleniyor,kesin abi başka açıklaması olamaz bunun.' Dedi Kaan sinirle ve kendi sırasına oturdu.

'Katılıyorum.' Diyerek onayladım.Zeynep yanımda karnını tutmuş kıvranıyordu.

'Ne oldu benim minik böceğim?'dedim iğrenç bir ses tonuyla ve aynı anda omzuna vurmuştum.

'Karnım ağrıyor Arsu!!!'diyerek kafasını omzuma koydu.

'Bu pozisyonda sen değil sevdiğim bey olmalıydı ama o kadar yok ki!' Dudağımı büzdüm.

'Aynen ya yalnızlıktan ölüyoruz,çirkin olsak anlayacağım ama yani bu kadar güzel afeti devran varken neden başka kızlara gitsinler değil mi?' Dedi Zeynep.

'Çirkinsiniz.' Dedi Buğra arkadan.

Ve aynı anda Zeynep'le bağırdık.'Sen sus!' Ve birbirimize bakıp harika bakışımızı fırlattık.
İşte bu yüzden en yakın arkadaşımdı.Okulun ilk başlarında çok nefret ederdim kendisinden,ama sonra yanlışlıkla arkadaş olduk ve o gün bugündür ayrılmıyoruz.

Telefonumu çantamın içinden aldım,tabiki de mesaj gelmişti,hem de Küçük Kurbağa'dan.

Anonim:Sıranın altına bakmak isteyebilirsin.

Hemen elimi sıranın altında gezdirdim,ve bir paket buldum.Paketi cebime koydum,herkesin içinde açarsam ooo falan diye tepkiler alabilirim,gerek yok.

'Zeynep ben tuvalete gidiyorum.' Diyerek çıktım sınıftan.İçine bakmamıştım ve heyecanlanmıştım acaba neydi,cidden çok merak etmiştim.

Küçük bir şeydi ve ne olduğunu anlamamıştım ama tahminlerim sürekli aklımdaydı.

Kabine girdiğimde hediye paketini hemen çıkardım ve açtım,içinde bir deniz kabuğu ve bir bileklik vardı.Deniz kabuklarını çok ama çok severdim,kulağınıza koyduğunuzda deniz sesi geliyor ya (aslında damarlarınızda akan kanın sesi) işte o sese bayılıyordum.Deniz kabuğunun içinde bir not vardı;

Deniz kabuklarını ne kadar çok sevdiğini biliyorum umarım bir gün beni de bu kadar çok seversin.

Gülümsedim.Bana hala neden kendini göstermiyordu?

Bileklik siyahtı ve arkasında "MD'den Arsu'ya.
Namıdeğer Küçük Kurbağa." Yazıyordu.

MD?Bu bir işaret miydi?Adı M ile başlıyor olmalıydı.İsminde M olan ve tanıdığım kişilere bakmam gerekiyordu.Bilekliği takarak sınıfa gittim,deniz kabuğunu hemen çantama attım.

Ders zili çalmıştı,ama şansımıza matematik hocamız bugün gelmemişti.Matematiğe 11 yıllık öğrenci hayatım boyunca hiç ama hiç alışamadım ve ısınamadım.

Zeynep'le beraber kantine giderken ani bir cesaretle 'Sana bir şey anlatmam gerek.'dedim.O da kafasıyla onayladı.Kantinde otururken olan biten her şeyi anlattım,bilekliği gösterdim.Ağzı açık bir şekilde bana baktı.

'Aklıma biri geldi ama o olabilir mi ki?'dedi Zeynep ve çilekli sodasını içti.

Anlamsız bakışlarla 'Kim?' Dedim ve tostumdan ısırık aldım.

'Mert Doğan.' Yerdeki fayanslara bakakaldım.

'Buğra'nın arkadaşı olan mı?Yok canım saçmalama.'

'İsmi ve soyismi bunlardan olan birini tanıyor musun başka Arsu?Senin hakkında bu kadar çok şey bildiğine göre sana yakın olan biri olmalı.' dedi Zeynep ,haklıydı.

'E peki o olduğunu nereden anlayacağız,ya biri beni oyuna getiriyorsa'çocuğa gidip şey mi diyeyim "hey merhaba sanırım bana aşıksın." ' diyerek güldüm.

'Hayır benim aptal arkadaşım onun sana söylemesini sağlayacağız.'

'O nasıl olacak?' Kaşlarımı kaldırdım.

'Onu sen bana bırak.'dedi Zeynep ve elini kalbine koyup kafasını eğdi.

'Hayır olamaz korktuğum başıma geldi.' Ağlama numarası yaparken bir anda başıma bir tokat darbesi yedim,çok korkunçtu.

 Anonim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin