0.0

18.8K 455 36
                                    

Saatin 3'ü gösterdiği,kuşların bile o vakitte uyuduğu dakikalardı.Ahşap masanın üzerinde duran diz üstü bilgisayarının önüne geçti.'Bunu yapabilir miyim?'diye geçirdi içinden ve iç çekti.'Hayır hayır şu an değil!'diyerek bilgisayardan bir kaç adım uzaklaştı.'Sakin ol!' Büyük ve bir erkeğe göre narin olan ellerini pijamasına sildi.Heyecandan elleri terlemişti.Aniden önündeki kan kırmızısı sandalyeye oturdu.E-mail'i açtı,düzensiz nefesler vererek tuşlara basmaya başladı.O'nu düşünerek yazdığı için klavyeye sakin ve narin bir biçimde yazıyordu.Aynı Yunan Tanrıçalarının güzel sesleri gibi,narin ve zarifçe.

                                    •
Bardaktan boşalırcasına yağan yağmur sanki vücudunu değil de kalbini ıslatıyordu.Kalbine ulaşan tek şeyin yağmur damlaları olması Arsu'nun moralini bozsa da bu duyguyu sevdiğini hissetti.Yağmurun yağmasına aldırmadan,sanki onu üzen birine kızgınmışçasına dalgalarını savuran denizin karşısındaki bankta oturuyordu.Bu onun Pazar ritüeliydi.Her Pazar saat 9'da bu banka otururdu.Sahilin en sakin ve sessiz olan yerinde ,çok kişi tarafından bilinmeyen bu bankı çok seviyordu.Sırlarını,yaşadığı şeyleri,üzüntülerini,sevinçlerini bu banka anlatırdı.Denize değil,o tahta bankı seviyordu.Arsu'ya göre sahilin en güzel yerindeki tahta bank çok şey görmüş geçirmiş ve sanki onu en iyi o bank anlayabilirmiş gibiydi.Sevmesinin bir diğer nedeni de o bankın sürekli yalnız olmasıydı,etrafında sadece deniz ve ağaç vardı,başka banklarla arkadaş olamıyordu.Ne hayal gücü ama!

Yağmur bile durduramadıysa hem o banka çok bağlanmış hem de çok seviyor olmalıydı.Arsu bir şeye bağlandı mı ondan hiç kopamıyordu.Küçükken bir köpeği vardı,okula falan gitmez sadece köpeği ile oynardı,okula gideceği zaman köpeği Tosbağa arkasından havlar ve ona acıklı gözlerle bakardı,buna dayanamayınca okula gitmezdi Arsu.Tabii bu olay çok uzun sürmemişti.Annesi okula gitmediğini fark ettikten sonra köpeği başka birine vermişti.Saatlerce,göz altları morarana kadar ağlamıştı.Çünkü çok seviyordu.Çabuk bağlanmıştı.Bu bankta öyleydi ona göre,mesela belediyeden birileri bu bankı alsa yıkılırmış gibi hissederdi.

Yaklaşık 1 saat oturduktan sonra-bu süre zarfı içinde her tarafı ıslanmıştı-ayağa kalktı.Soğuktan dolayı bacaklarının acıması üzerine yürümekte biraz zorlansa da yılmadı ve evine yürüdü.

Evine gitti ama kimse karşılamadı onu,bundan bir kaç sene önce her Pazar aile kahvaltısı yaparlardı,ev şen şakraktı.Ancak babasının ve annesinin işleri değişene kadar.Hayatta en sevdiği iki insan annesi ve babasıydı,onlara bazen çok sinirlenir ama sevgisinden asla ödün vermezdi.Çünkü biliyordu ki onu karşılıksız seven tek insanlardı.Annesi bir plazada neredeyse 7/24 çalışıyor,sürekli toplantılara oraya buraya gidiyordu.Annesini görmek çok zorlaşmıştı artık.Babasının ne iş yaptığını açıkçası o da bilmiyordu.Yani bu kadar kopmuştu onlardan.Uzun holde banyoya doğru yöneldi,üzerindeki sırılsıklam olan kıyafetlerini kirliye attıktan sonra sıcak bir duşa girdi.Duş bazı insanlar için harika bir şeydir.Hem ağlayabilir hem sevinebilirsin ve bunları çok rahat bir ortamda yapıyosundur.

Arsu üzerini değiştirdikten sonra bilgisayarını açtı.Bir kaç bölüm dizi izledikten sonra e-mailine girdi.

Gönderen:Kücükkurbaga123

İsmi görünce Arsu kahkaha attı.Küçük kurbağa mı? 'Kurbağaları severim.'diye düşündü.

Konu:Sakın bunu açma!

 Anonim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin