Bizim Arkadaşlar 7. Bölümü ''Bir Yalanı Yaşamak...''

3.3K 148 14
                                    

Soma'da olan üzücü olaylar yüzünden 1 hafta sonra yeni bölümle sizlerleyiz.. Olaylar biraz daha karışıyor :) :) Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyoruz :) İyi okumalar.

*Bölüm şarkımız multimedyada :)*

Ceren&Berra.

İkimizde yaklaşık 15 dakikadır sessizce, hiç konuşmadan oturuyoruz. Ne Kerem bana ne olduğunu soruyor ne de ben bir şey anlatıyorum. Çünkü biliyor, üzgün ve sinirli olduğum zamanlarda karşımdaki kim olursa olsun hemen patlıyorum. Sessiz kalmayı, konuşmamayı tercih ediyorum hep. Veya tam da şu an olduğu gibi beni en iyi anlayan insanın yanında oluyorum. Aslında şuan ikimizin de aklından binbir türlü şey geçiyor ama konuşma cesareti bulamıyoruz kendimizde belki de. Neden buradayım ben? Neden sevgilimle kavgamızın neden olduğu kişinin yanındayım? Bazen cevaplarını bildiğimiz, ama bir o kadar da o cevaplardan korktuğumuz soruları sorarız kendimize. O cevaba kendimizi inandırmaya çalışırız. Deneriz, çabalarız. Benim bu soruları cevaplarken emin olduğum tek bir şey var. Ne olursa olsun, Kerem beni hiçbir zaman yalnız bırakmayacak. Ve bunu bilmek, tüm cevaplardan daha çok ısıtıyor içimi.
Dakikalardır ağlamamdan ötürü gözlerimin yandığını hissediyorum. Kas Yığınım kollarıyla sarıyor beni. Güven dolu kollarıyla. Onun güvenini yaşanan birkaç olaydan sonra kaybettiğimi sanmıştım ama yanılmışım. Her zaman güven veriyor bana.
''Kerem...'' diye fısıldıyorum buğulu sesimle. Boğazımda bir düğüm var sanki.
''Efendim güzelim..'' diye yanıtlıyor. Nefesini saçlarımda hissedebiliyorum bu anlarda.
''Ben ona hiçbir şey yapmadım ki.. Alttan almaya çalıştım ama olmadı üstüme üstüme geldi... Onunla kavga etmek istememiştim.'' diyorum cümlenin sonuna doğru incelen sesimle. Titremeyi hiç hesaba katmamıştım.
Ardından eliyle saçımı okşuyor.
''Şş..senin hiçbir suçun yok güzelim.''
Gözlerimi kapatıyorum ve kalan son bir-iki damla yaşın da akmasına izin veriyorum. Ardından kendimi Kerem'in kollarında huzurlu bir uykuya bırakıyorum...

***


Sabah gözlerimi açtığımda kendimi yabancı bir yatakta buluyorum. Kendime gelmeye çalışarak yatakta doğruluyorum. Kerem'in yatağı bu. Ne yani ben gece burada mı kaldım? Yataktan kalkıp odanın içinde ilerliyorum. Ah ya, Kerem'cim sen koltuklara mı kaldın? Beni rahat ettirmek için kendisi rahatsız yerde yatıyor, işte benim kas yığınım! Hafifçe dürtüyorum.
"Kerem?"
"Hıı.."
"Ya Kerem uyansana!"
"Zeynep deli misin? Ben sen rahat et diye yatağımda yatırayım, sen beni sabahın köründe kaldır! İnsaf yani!"
"Ha okula geç kalalım istersen canım? Ya da yok sen uyu, ben giderim okula. Ne diye uyandırıyorum ki zaten.." Eşyalarımı alıp merdivenlere yöneliyorum. Tabii anında beni durduruyor. Hahah ne oldu Kerem Bey? Dayanamadınız yine tabii.
"Ya tamam dur. Özür dilerim. Biliyorsun, sabahları asi oluyorum işte."
"Sabah sinirlen Zeynep çeksin, gündüz sinirlen yine Zeynep çeksin. Hep ben çekeyim zaten."
"Çekeceksin tabii, benim kıvırcığım değil misin?" diyor göz kırparak. Eh be Kerem, yine gönlümü almayı başardın.
"Çok konuşma hadi, daha bize gideceğiz ve ben üstümü değiştireceğim."
"Tamam güzelim sen yukarı çık, 10 dakikaya hazırım."
Dediğini yapıp yukarı çıkıyorum. Dediği gibi 10 dakika sonra geliyor ve arabaya binerek yola çıkıyoruz. Bize gelince o da benimle beraber içeri giriyor ve babamla konuşmaya dalıyorlar. Ben de bu sırada odama çıkıp 15 dakika içinde aşağı iniyorum.
"Eveet, gidebiliriz!"
"Görüşürüz çocuklar, kendinize iyi bakın." diyor babam. Gidip onu ve annemi öptükten sonra evden çıkıyoruz ve okul yolculuğu başlıyor.


***


Arabadan inince bizimkileri görüyorum. Yine hep beraberler. Burak da orada ve bizi görünce zaten asık olan suratı iyice düşüyor. Kusura bakma Burak'cım ama, sen istedin böyle olmasını.
''Günaydın millet!'' diyor Kerem sırıtarak.
''Günaydın kardeşim.'' diyor Can ve Kerem'le birlikte ellerini çakıyorlar.
Tam bu sırada Burak ayağa kalkıyor ve bana doğru gelmeye başlıyor.
''I-ıı şey neyse sonra görüşürüz.'' diyorum ve hızla merdivenlerden çıkıp okula giriyorum. Arkama bile bakmadan yürümeye devam ediyorum. Bu sırada biri beni kolumdan tutuyor.
''Zeynep!''
''Efendim Melis?''
''Ya gel bir konuşalım noldu?''

Bizim ArkadaşlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin