Bizim Arkadaşlar 10. Bölüm ''Nefes Bile Almadan..''

3K 132 17
                                    

Selam kızlaaarr :) Bize verdiğiniz destek için çok teşekkür ederiz :) 10 bölümdür bizimlesiniz :) Okunma sayılarından da memnunuz. Tek sıkıntı yorum ve vote. Yorum yapın arkadaşlar çekinmeyin her şeye açığız :) Eleştirin şöyle olsun böyle olsun deyin :) İyi okumalar :*

*Bölüm şarkısı ve Zeynepin düğünde giydiği elbise multımedyada*

Ceren&Berra

Sabah uyanır uyanmaz içimde bir mutsuzluk hissediyorum. Hoş gerçekleri öğrendiğimden beri hep böyleyim. Hiçbir şeyden mutlu olamıyorum. Özellikle Amerika'ya gelme nedenimin bir hayal kırıklığıyla yok olması iyice üzüyor beni. Üzüntüyle yataktan kalkarak üstüme bir şeyler giyiyorum ve elimi yüzümü yıkıyorum. Daha sonra telefonumu alarak Kerem'in odasının kapısını tıklatıyorum. 

"Günaydın güzelim."

"Günaydın." diyorum zoraki bir gülümsemeyle.

"Kahvaltıyı bugün dışarıda yapalım olur mu? Oradan da seni bir yere götüreceğim."

"Yeni bir sürpriz daha mı?" diyorum sıkıldığımı belli edercesine.

"Valla sürpriz mi değil mi onu gidince göreceğiz güzelim." diyor göz kırparak ve odasının kapısını kapatarak beni de peşinden sürüklüyor.

***

Taksiden kahvaltı yapacağımız yere gelince iniyoruz. Mekandan içeri girdiğimiz anda etraftaki Amerikan kızlarının gözü Kerem'e kayıyor. Vücudumda değişik, farklı bir duygu hissediyorum o anda. Kıskançlık. Neden bilmiyorum, sadece bu hissin her yanımı yaktığını hissediyorum. Yüzümde zoraki bir gülümsemeyle masalardan birine oturuyoruz. Kerem ikimizinde siparişlerini veriyor ve gelmesini bekliyoruz.

"Zeynep biraz sakin olur musun?" Ancak o zaman elimle masada ritim tuttuğumu farkediyorum. 

"Sakinim ben."

"Değilsin, biliyorum. Hayır durduk yere neye sinirlendim şimdi anlamıyorum ki.." diyor. Kime olacak, sana bakan o Amerikan kızlarına! Tabii bunu ona söyleyemiyorum. 

"Bir şeye sinirlenmedim kas yığınım." diyorum ve içten bir gülümseme yolluyorum ardından. Tam bu sırada yemekler geliyor ve sonunda kahvaltımızı yapmaya başlıyoruz.

***

''Of öyle bir yedim ki.'' diyorum ellerimle karnımı ovuşturup arkama yaslanırken.

''Hahahah! Afiyet olsun güzelim. İçecek bir şeyler ister misin?''

''Iımm aslında bi limonata suyu iyi olabilirdi. Biliyosun düşkünümdür.''

Gülümsüyor. Ardından da garsona el işaretiyle gelmesini söylüyor.

''Excuse me! Imm I would like to some lemonade. For her. (Pardon! Limonata alabilir miyiz?)''

''Certainly sir. (Tabiki efendim.)''

Garson bize gülümseyip yanımızdan ayrıldıktan sonra Kerem sandalyesinde kıpırdanmaya başlıyor. Kaşlarımı çatıyorum.

''Ben bir elimi yüzümü yıkayıp geliyim güzelim, sen burda bekle.''

''Ta-mamm.'' Kerem yanımdan ayrıldıktan sonra masadaki telefonumu elime alıyorum ve kurcalamaya başlıyorum.

''Limonatan geldi.''

Duyduğum sesle irkilip kafamı kaldırıyorum. Ablam tam karşımda duruyor.

***

"Özge? Senin burada ne işin var?"

Bizim ArkadaşlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin