Bir süre sonra yoruldum ve kendimi yere bıraktım. Hoseok'ta benim yanıma uzandı, tavana bakarken bir konuşma başlattı.
- Biliyor musun, eski günlerimizi çok özledim.
Sessizliğimi korudum ve Hoseok sözüne devam etti.
- Çocukluğumu sevdirdin bana Yoongi. Cümleyi söylerken elini göğsüne koydu.
- Ahh... Hayat bir sınav ve kalemim yok, bana kalem verdin ama şimdi de silgim yok.
Sözünü kestim.
+Biz de yanlış olmaz
Hoseok ile aynı anda kahkaha attık.
Göğsünde olan elini kaldırıp bana vurdu.
- Küçükken de böyleydin.
+ Nasıldım?
- Sürekli espiri yapardın ama sadece benimleyken.
+ Belki de güzel gülüşünü görmek istediğimdendir.Hoseok ne diyeceğini bilemeden gülümseyerek bana baktı.
+ Hadi kalk.
- Nereye?
+ Yemek yapalım.
- Beraber mi?
+ Çok soru soruyorsun, hadi gel işte.
- Peki.Kalktık ve mutfağa gittik.
- Ne yapacağız?
+ Ramen, bi tek o var evde.
- Acılı mı?
+ Aynen öyle.Beraber güldük. Ciddi anlamda çok mutluydum onun yanında.
Yemeğimizi yedik, sofrayı topladık ve salona geçtik.
Koltuğa oturduk.
+ Uykum var.
- Seni uykucu.
Yastığı alıp, Hoseok'a fırlattım.
+ Uykucu falan değilim.
- Evet, öylesin Yoongi. Yoongi? Ne ara uyudun. Ah cidden.Uyuduğumu sanıyordu, sessiz bir şekilde güldüm. Bir süre sonra geldi ve hemen uyuyormuş numarası yaptım.
Üzerimi örttü ve diğer koltuğa da kendisi yattı.Bir süre sonra uyuyor mu diye onu kontrol ettim. Uyuyordu. Hem de bir melek gibi...
Uzunca onu izledim. Tarifsiz bir duygu kapladı içimi.Ertesi gün
Hoseok benden önce kalkmıştı. Etrafımda kaşıkları birbirine vurarak dolaşıyordu.
- UYKUCU KALK UYKUCUU KALKK
+ Sabah sabah, bu ne gürültü?
- YOONGI KALKK
+ Şunu kes, kalkıyorum Hope!
-YOONGI KA- Az önce bana Hope mu dedin?
+ Evet?
- Yoongi bana Hope dedi?
+ Evet?
- Sen bana ho—
+ Yeteeer.
- Tamam. Kendi kendine güldü.Kahvaltıyı hazırlarken Hoseok piyanonun başına geçti ve bildiği tek şarkıyı çalmaya başladı. Mutfak kapısından onu izledim.
Hafif bir tebessüm yerleşti yüzüme. Yanına doğru ilerledim, oturduğu koltuğun yanına oturdum ve onla birlikte çaldım şarkıyı. 1 dakikalık huzur kapladı içimi. Hoseok bana döndü;
- Bu işte iyisin, dedi.
+ Evet iyiyim ama acele etmezsek işe geç kalacağız.
- Ben işe gitmemiz gerektiğini unuttum.
+ Hadi ya çok şaşırdım.
Birbirimize bakıp güldük.
- Neden sürekli beni bozuyorsun ya, kalbimi kırıyorsun.
+ Öyle mi yapıyorum?
- Evet, ben hassas bir adamım biliyorsun.
Son cümleyi söylerken ellerini kalbinde birleştirip uzaklara dramatik bir bakış attı. Poposunu ayağımla iteledim.- Hadi hadi çok konuşmada kahvaltımızı yapıp çıkalım.
- Emredersiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SKY||YoonSeok
FanfictionHayatımdaki karanlık tarafı aydınlattığın için teşekkürler, BAY HOSEOK -Min Yoongi