BORA
Bora o gün evin camlarını kırıp paldır küldür içeriye girebilmişti. Geceye kadar Hakkı ile oyalanmıştı. Biraz yorgundu. Yarım saatlik bir duştan sonra yatağına uzandı. Neyse geç olmadan şu camları da yaptırmıştı. Evdekiler görmeden. Bora' nın yarın sınavı vardı fakat hiç çalışamamıştı. Göz kapaklarını taşıyamayıp bir kapanıyor bir açılıyordu. Tavanı ikili görüyordu. Telefonunu eline aldı. Açelya'nın instagram hesabına girdi. Ne paylaşmış bakıyordan ziyade fotoğraflarına bakmak için girmişti. Bir mesaj atmaya yeltendi.
"İyi geceler küçük kız"
Mesajı attı, telefonu göbeğine koydu gözlerinin acısını dindirmek için kapıyordu. Telefona baktı. Hâla mesaj gelmemişti. Kalkıp pijamalarını giydi. Bugün hava yeterince sıcaktı zaten. Boranın odasının konumu tam doğuya doğruydu. Çok güneş alıyordu. Bu yüzden odası çok sıcaktı. Sadece alt pijamasını giyip yatağına geçti. Açelyadan tık yoktu. Uyuduğunu düşünerek uzandı. Telefonu yatağının yanındaki masaya koydu. Masaya arkasını döndüğünde kalbine ürperti veren son sesle bildirim geldi. Telefonunun sesini neden bu kadar çok vermişti. Bir an korktu. Telefonu almak için tam kolunu arkaya atarken hızlıca dirseğini masanın sivri ucuna çarptı. Bir 'ah' sesiyle odası yankılandı.
"Ulan küçük ayak parmağımı çarpmış kadar oldum" diye söylenerek mesaja baktı.
"Sensin küçük kız. İntikam mı alıyorsun."
"İntikam mı? Asla :)) sen benim küçük kızımsın"
"İyi geceler Bora"
"Tamam tamam uyuma zaten senin yüzünden kolumu masaya çarptım."
"Şuan da keşke yanımda olsaydın. Sabahtan beri Hogwart bilekliklerini kaçırdığım için sinirimi birinden çıkartmak istiyordum. Hazır beni sinir eden de sen varsın. Evdeki bütün çöp poşetlerini kafana geçirip, kıyafetlerini yırtardım ne güzel."
"Dur kız kıyafet falan yırtmak ayıp oluyo "
"Yarın mümkünse benimle hiç konuşma Bora "
"Olur konuşmam"
Açelya ağzını bükerek: 'Ne demek konuşmam. Münasebetsiz ya. Gerizekalı. Bende sana görüldü atarım.' deyip mesajı mavi tıkda bırakarak telefonu çarptı.
Bora çoktan uykuya dalmıştı.
Boranın meşhur uyanma saatlerindeyiz. Yerlerde sürünerek...
"Offff sabah mı oldu ya" diye boğazındaki hırıltılı sesiyle mırıldandı. Yatağa yanlamasına yatarken buldu kendisini. Kafası yatağından aşağı sarkıyordu. Saçları biraz uzun olduğu için aşağıya doğru sallanıyordu. Elleriyle başını tutarak kalktı. Hâla çok uykusu vardı. Şimdide oturarak uyuyordu. Birazdan ayakta da uyuyabilirdi. Zorla ahı gitmiş vahi kalmış yaşlı dedelerin kalktığı gibi kendini zorlayarak kalktı.
Elini yüzünü yıkayıp, kahvaltısını yaptı. Çantasını alıp çıkarken kırmızı kutuyu unutmaması için ayakkabılığa koydu. Çünkü Bora birazda unutkan birisiydi.
Okula erken gelmişti. Sınıfta dedikodu yapan 3 kız, Masal ve Deniz vardı. Çantasını sırasına koyup Denizin yanına gitti. Deniz tabi internette sörf ustasıydı. Kim ne koymuş hemen o haberdar olurdu. Hatta Shakira ve Barcelona'nın 7 yıllık ilişkilerinin bittiği haberini sınıfa yayan o idi.
"Naber lan"
"İyidir, bugünkü postayıda koyayım mı?"
"Yine ne haberler var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AÇELYA'NIN ODASI ♥
Teen Fictionyağmurdan bile kaçıp bir kenara sığınabiliyorum. ama sen öyle misin? hayır. senden kaçsam bile sığınmak için sana dönerim. güzel varlıksın. Lütfen önyargılarınızı bir kenera bırakın ve öyle okumaya başlayın. Yorumlarınız benim için değerli.